Enstrümansız müzik konseri olur mu hiç?
Safranbolu 13 nisan gecesi alasını yaşadı.Fethi Toker Güzel Sanatlar gösteri solonunda tıklım tıklım diyemeyeceğim daha da ötesi nefes alamayacağımız türden bir kalabalıkla.
Bu kalabalığın nedeni ne Tarkan, ne de Sibel Can…!!
Sahnede Safranbolu Güzel Sanatlar Lisesi ve Güzel Sanatlar Fakültesi Müzik Öğretmenliği bölümü öğrencileri….
Ve Masis Aram GÖZBEK. Gecenin son sürprizi HakanPEKER’de sahneye çıktı.
Masis Aram Boğaziçi caz korosu şefliğini yürütürken, davet edilen üniversite, liselere söyleşi veya ses atölye çalışmaları yaparak koro gösterisi ile sonlandırıyor.
Bir hafta boyunca lise ve üniversite öğrencileriyle beraber çalışma fırsatı bulan öğrenci ve öğretmenler akşamki gösteriyle emeklerini sergilediler.
Kimdir diye merak edenlere, kısa bir öz geçmiş ve de sonrasında kendisiyle tanışma fırsatı yaratmış biri olarak ( ne kadar da böbürlendim, çok samimi ve o kadar içten biri ki) 2-3 dakika sohbet ettik.
İstanbul’da,1987 yılında doğdu. 2004 yılında, Radyo Boğaziçi’nin düzenlemiş olduğu, 6.“Battle of the Bands” yarışmasında birincilik aldı ilk ödülünü. 2005-2007yıllarında TRT İstanbul Radyosu Gençlik Korosu, 2007’de de BÜMK Caz Korosu’nun şefliği. ABD, Almanya, Avusturya, Çin, İtalya, İsveç, Letonya, Macaristan gibi ülkelerde pek çok yarışma, festival ve ustalık sınıfına katıldı. Denes Szabo,Tõnu Kaljuste, Simon Carrington, Volker Hempfling, Johannes Prinz, ElisendaCarrasco i Ribot, Bernd Spitzbarth, Wim Van Herk, Welfhard Lauber, Michael Reif,Maria Tönnesmann, Sabine Horstmann, Patrik Andersson, Franz Jochum gibiisimlerle şeflik; Par Lindgren, Richard Ayres ve David Lang ile bestecilikçalışdı.
2008 yılında, Boğaziçi Üniversitesi Matematik Bölümü’nden ayrılıp,Yıldız Teknik Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatları, Kompozisyon Bölümü’nükazandı.
2010 Temmuz ayında Çin’de düzenlenen ve yaklaşık 90 ülkeden 450’nin üzerinde koro ve 40.000’e yakın katılımcıyla gerçekleşen, uluslar arası alandaki en büyük çaplı ve en prestijli koral müzik etkinliği olarak gösterilen dünya koro olimpiyatları “WORLD CHOIR GAMES – Shaoxing 2010″da,katıldığı üç kategoriden (oda korosu, çağdaş müzik, caz) üç altın kazandı. Yine aynı ekiple, Temmuz 2011’de Avusturya’nın Graz kentinde düzenlenen Dünya Koro Şampiyonası’nda, Çağdaş Müzik ve Folklor kategorilerinde ’DÜNYA ŞAMPİYONU’,Karma Korolar kategorisinde ise ’Dünya İkincisi’ oldu.
Şampiyonların yarıştığı Grand Prix’de ise 2 altın madalya kazanarak toplam 5 altın madalya ile Türkiye’ye döndü.
Merakım bu kadar başarılı bir ismin, ülkenin her bir köşesindeki yetişen nesile değer verip kısa süreli atölye çalışmalarını neden yaptığını ve de Safranbolu ile ilgili görüşlerini almak oldu ve kısa da olsa bir röportaj imkanını buldum.
Röportaj…
Aslı EREN; Hoş geldiniz hocam,Safranbolu’da bu salonda bu kadar etkinlik oldu, ama hiç bu kadarını göremedik. Salon tıklım tıklım dolu , Siz ne diyorsunuz bu işe,Safranbolu sizin gözünüzde nasıl dı?
MASİS ARAM GÖZBEK; Çok yoğun ve yorucu bir hafta idi, Geri dönenler çok oldu.Bir haftadır buradayım. Safranbolu’da beni geldiğim ilk günden beri çok güzel karşıladılar, Safranbolu’ya geldiğim günden bu yana çok samimi, çok sıcak insanlarla tanıştım., Hepsini çok sevdim ve bu salon da Safranbolu atmosferinin,kültürünün, samimiyetinin göstergesi oldu.
Aslı EREN; Bir haftadır buradasınız Hocam, Buradaki gençlerle beraber lise ve üniversite öğrencileri ile beraberdiniz? Sizce buradaki gençler buldunuz?
MASİS ARAM GÖZBEK ; Burası küçük bir yer,Ve şunu fark ettim ben lisede çalıştığım çocuklarda,Çok zor koşullarda, çok farklı hayat şartlarından orada bir araya gelip müzik yapmaya çalışan, müzik öğrenmeye çalışan büyük fedakarlıklarla, mesela; bu hafta geç saatlere kadar büyük fedakarlıklarla ve iyi bir şey ortaya koyabilmek için bütün varını yoğunu ortaya koymaya hazır, heyecanlı, hevesli, istekli,sevgi dolu, saygılı ve disiplinli ve tabi ki o hocaların dan kaynaklanıyor. Tuğba’dan, bir gençlik gördüm, beni çok mutlu etti. Her yerde yakalayamadığım türden bir enerji. dediğim gibi, bütün zor koşullara rağmen, bütün heyecanlarıyla bir hafta boyunca ne dediysem onu yapmaya çalıştılar, uğraştılar, çabaladılar, geceleri yurtlarda dans çalıştılar, hareket çalıştılar,sabah ben gelmeden kendi aralarında çalıştılar,yani bu hafta ben büyük bir özveri gördüm.Bunu da çok zor koşullara rağmen kendi istekleri doğrultusunda yaptılar.”
Aslı EREN; Türkiye’de herkes popüler kültür de bireysel olarak ön planda olmak isterken, siz neden koro gibi toplulukla çalışmak tercih ediyorsunuz?
MASİS ARAM GÖZBEK ; Koro müziği bireysel olmayıp, birlikte bir şeyler yapabilmek,hep birlikte ses çıkarabilmek gerekiyor, Bu müziği yaparken biz,bunu öğreniyoruz ve aslında bunun çok daha büyük bir gücü var. Koro müziği ile aslında hedeflediğimiz şey bütün bir topluma bu duyguları bir arada yaşamayı, demokrasiyi, çok sesliliği, birbirimizin farklılıklarını bir dezavantaj değil de bir zenginlik olarak görüp, bu harmandan keyif almayı,ortaya hep birlikte bir şey çıkarmayı,bir ses, tek bir vücut olabilmeyi birlikte yaşayabilme modelidir aslında. Bütün çocuklar koro müziğinde yetişse,koro müziği ile tanışsa, koro müziğinde biz birbirimizi sevmeyi,saymayı,aynı zamanda da yardımlaşmayı, dayanışmayı bir arada yaşamayı öğreniyoruz.O yüzden çok daha değerli, çok önemli bir şey toplum için, dünya için.
Aslı EREN; Safranbolu gibi diğer İstanbul dışı taşra okullarına vakit ayırabiliyor musunuz?
MASİS ARAM GÖZBEK ;Tabi tabi,gidiyorum. 2015’den bu yana gidiyorum.Liselere gidiyorum ama taşra olarak Safranbolu benim için bir ilk olabilir.Bu atölyeyi üç senedir planlamaya çalışıyoruz, bu yıla kısmet oldu, iyi ki de oldu.Bu dönem, bu yıl da benim için çok yoğun idi ama ne olursa olsun ayırıyorum Safranbolu’ya dedim ve iyi ki de ayırmışım, güzel anılar ve dostluklarla döneceğim İstanbul’a.
Aslı EREN; Çok teşekkür ederiz ayırdığınız zaman ve verdiğiniz bilgiler için.
DEĞERLİ BİR SANATÇIYI KONUK ETTİK VE UĞURLADIK
Evet; Röportajımız sonlanmıştı ama Masis Aram’da fark ettiğim en büyük özellik emeği geçen kimseyi unutmayışı ve atlamaması oldu..
Ne kadar güzel bir yüreğinin olduğunu sahne sonunda çok da iyi gösterdi. Emeği geçen herkese çok teşekkürler ederek. Gerçekten bizden de ‘Teşekkürler’. Tabi TUĞBA hocam en çok da size.
Masis Aram Gözbek Kimdir
1987 İstanbul doğumlu. Müziğe 3 yaşında, oyuncak bir melodikayla başladı, 7 yaşından itibaren kilise korolarında söyledi.
Beşiktaş Atatürk Anadolu Lisesi’nde ilk grubunu kurdu ve 2004 yılında, Radyo Boğaziçi’nin düzenlemiş olduğu, 6. “Battle of the Bands” yarışmasında 1. oldu.
2005’te KASDAV Liselerarası Müzik Yarışması’nda, yapmış olduğu düzenlemeyle 3.lük ödülü aldı. 2005-2007 yıllarında TRT İstanbul Radyosu Gençlik Korosu’nda görev aldı.
2006’da, Alexander Markov’un ‘Rock Concerto’ eserinin sahnelenişinde, öndeki rock grubuyla klavye çaldı. 2007’de, BÜMK Klasik Müzik Korosu ile, İtalya’da düzenlenen “Musicateneo” festivaline katıldı. Aynı yıl, 2005-2007’de koristliğini yaptığı, a cappella caz icra eden BÜMK Caz Korosu’nun şefliğini üstlendi ve bu ekiple 2008 yılında birçok üniversitede, 15. Uluslararası İstanbul Caz Festivali ve Akbank 18. Caz Festivali’nde sahne aldı, Sertab Erener’le özel konserler verdi. Aynı yıl, dünyanın en prestijli a cappella yarışması olarak gösterilen ‘Vokal Total’de pop ve caz kategorilerinde ‘silver diplom’ almaya hak kazandı. 2009’da, 7. Amatör Caz Müzisyenleri Festivali’nde sahne aldığı 5 kişilik kadro, “Istanbul Essence” ismini aldı. Boğaziçi Caz Korosu ile, 2010 Temmuz ayında Çin’de düzenlenen ve yaklaşık 90 ülkeden 450’nin üzerinde koro ve 40.000’e yakın katılımcıyla gerçekleşen, uluslararası alandaki en büyük çaplı ve en prestijli koral müzik etkinliği olarak gösterilen dünya koro olimpiyatları “WORLD CHOIR GAMES – Shaoxing 2010″da, katıldığı üç kategoriden (oda korosu, çağdaş müzik, caz) üç altın kazandı. Yine aynı ekiple, Temmuz 2011’de Avusturya’nın Graz kentinde düzenlenen Dünya Koro Şampiyonası’nda, Çağdaş Müzik ve Folklor kategorilerinde ’DÜNYA ŞAMPİYONU’, Karma Korolar kategorisinde ise ’Dünya İkincisi’ oldu. Şampiyonların yarıştığı ’Grand Prix’de ise 2 altın madalya kazanarak toplam 5 altın madalya ile Türkiye’ye döndü. Elisenda Carrasco i Ribot, Bernd Spitzbarth ve Wim Van Herk’in yönettiği koro şefliği atölyelerine katıldı. 2009 yılında, “Dante’nin Son Günü” isimli eseri, 3. Genç Besteciler Şenliği’nde seslendirildi. Yine 2009 yılında, Avusturya’da düzenlenen ve Johannes Prinz’in yönettiği koro şefliği ustalık sınıfı, “European Academy for Young Choral Conductors”a katıldı. 2010 yılında ise Letonya’da düzenlenen kompozisyon ustalık sınıfı “5th International Workshop for Young Composers”a katıldı ve burada Par Lindgren, Richard Ayres, David Lang gibi bestecilerle çalışma fırsatı yakaladı. Yine 2010 yılında Almanya’da Volker Hempfling’in ve Macaristan’da Denes Szabo’nun yönettiği koro şefliği ustalık sınıflarına katıldı. Almanya’da ayrıca Sabine Horstmann, Welfhard Lauber, Michael Reif ve Maria Tonnesmann ile de çalışma fırsatı buldu. Aynı yıl, İsveç’te düzenlenen “Lund International Choral Academy”ye kabul edildi ve burada Tõnu Kaljuste ve Patrik Andersson ile koro ve orkestra şefliği çalıştı. 2008 yılında, Boğaziçi Üniversitesi Matematik Bölümü’nden ayrılıp, Yıldız Teknik Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatları, Kompozisyon Bölümü’nü kazandı. Ertesi yıl, MSGSÜ Devlet Konservatuvarı Kompozisyon ve Orkestra Şefliği Bölümü’ne girmeye hak kazandı.
Haziran 2012’de İtalya’da düzenlenen ve dünyanın sayılı prestijli festivallerinden olan ’La Fabbrica del Canto’ Uluslararası Koro Festivali’ne davet edilen dünya çapında 8 koronun içinde yer aldı. Koro son olarak, temmuz ayında Amerika’da düzenlenen 7. Dünya Koro Olimpiyatları’ndan 3 altın madalya ve ağustos ayında Macaristan’da düzenlenen ’Cantemus 9. Uluslararası Koro Festivali’nden de 1 altın madalya kazandı.