Nöbetçi Eczaneler
Anneannem boş konuşan birisini görünce, bir Ladik atasözü ile “Boş teneke gibi don don etme” derdi. ….
Babaannem ise yukarıdan atan tutan yani argoda kullanılan deyimi ile ‘sallayan’ birini gördüğünde “ Allah ıslah etsin” der ardından Lazca hadi oradan anlamında kendi kendi kendine söylenirdi…
Şimdi yazıya bu noktadan başlayınca ne alaka diyeceksiniz..
Seçimler sonrası, yada kurumlara seçilen, atanan kişilerin önceden verdiği sözler sonrası biz ‘ bu vaatlerin, sözlerin takipçisi oluruz” deriz hep..
Yazılarımızı takip edenler bilir biz bir konuda sonuç alıncaya kadar konuyu ısrarla gündem de tutmaya çalışırız..
Karabük ve Bölge halkı değerlendirir doğru, eksik , yanlış yaptığımız yorumu kendince de değerlendirir…
Özellikle bizim ülkemizde seçimler öncesi verilen vaatlerin uçuk olmasına karşın, o sözlere o vaatlere inanan bir toplum oluşur her zaman..
Sonra bir kuruma seçilmek atanmak için verilen vaatler yerine gelmeyince unutuluyor gidiyor…
Örneğin KARABÜK için şu ARAÇ ÇAYI İSLAHI ne projeler görmüştür…
Her seçimde gündeme gelir…
Hep unutulup gitmiştir….
Örneğin, HAVA LİMANI ?
Ne sözler verildi, ne projeler yapıldı, ne anlaşmalar/sözleşmeler imza altına alındı?
Proje onun ? yok fikir bunun kıskançlıkları yaşandı…
Olmadı unutuldu gitti…
Koca koca adamlar yalanlar söylediler, Hatta dönem Başbakanını bile bu yalanlara alet ettiler…
Ne oldu HAVA Limanı projesi …..Unutturuldu yavaş yavaş…
Projeler hayal ürünlerinden de çıkar örneğin SAFRANBOLU ÜNİVERSİTESİ hayal gibi çıktı müthiş akılcı ve Karabük için önemliydi ancak o da sen ben, siyasi kavgalar içinde raflara kalktı…
Kocaman kentin kocaman hayalleri ile top gibi oynayanlar halen havadan gelecek topa röveşata atma telaşında !..
Bakın kentin tek bütünleştirici unsuruna…
Karabükspora ne halde…
Her gün ayrı bir senaryo, her gün farklı bir yalan ve sonuç 3.lige koşar adım giden koca bir kulüp..
O ninni gibi gelen yalanları dinleyenler yarın ne yalan söyleyecekler ?
Dursun Dereli’nin, Metin Türker’in, Osman Nuri Bal’ın kemikleri sızlıyorsa eğer bugün, inanın bugünlere getiren sorumlularını da öte dünyada hesap almak için bekliyorlardır..
İki senedir bağır bağır bağırıyoruz, tıpkı son HFT yönetimine bağırdığımız gibi…Olmaz bunlarla paraları çar çur etmeyin diye adeta yırtınıyoruz..
Böbürlene böbürlene konuşanlar nerede ?
Atıp tutup medyada ahkam kesenler nerede ?
Her fırsatta bir başkan koltuğu altına sığınanlar nerede ?
Takım 3.lig yolcusu …Onlar nerede..?
Onun için hep yazıyoruz; TAKLACI KARABÜK takla atmayı bırakmalı İnsanlar diye, Onun için yazıyoruz teşbihte hata olmaz ‘DEVE KARABÜK’ neresi doğru ki diye…
Son yazılarımız da onun için ‘ yorulduk, kan içerken kızılcık şurubu içiyoruz’ diye yazıyoruz…
Ama o kadar yüzsüz var ki memlekette tükürsen suratına YARABBİ ŞÜKÜR diyorlar … Aklı selim oturup olayları tahlil eden o eski KARABÜK’ÜN kaliteli İnsanlarından o kadar çok az kaldı ki…
Bir yandan siyaset kirlenmiş….kirleniyor…
Diğer yandan bürokrasi siyasete göre şekil alıyor…
Diğer yandan taklacılar bollaşıyor..
Develer tellal oluyor, İnek dağa kaçıyor, Dağda Orman yanıyor, suyu inek içiyor, İneği kurt kapıyor, hep..
Ancak, Abanın kadri yağmurda bilinir., Adalet ile zulüm bir yerde barınmaz denir, Dünya döner döner de bir gün kader doğru ve haklı yada güler…
Ne denir, Ağustosta gölge kovan, zemheride karnın ovar.
