Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın Bütçesi üzerine TBMM Genel Kurulu’nda konuşan Karabük CHP Milletvekili Cevdet Akay ” Emeklinin durumu perişan, ikramiyeyi verdiniz, 5 bin TL; bu, 26’sında, 27’sinde burada görüşülecek, çalışan emekliye de bu verilecek. Hâlbuki 23 milyarlık bir rakamdı, çalışan emeklilere de baştan bu verilebilirdi. Sadece kur korumalı mevduatın 2024 Hazirana kadar buradaki vergi istisnasından ülkeye olan maliyeti zaten 20 milyar, geçen yıl 60 milyardı. Emeklimizin durumu perişan, ” dedi
İŞTE AKAY’IN O KONUŞMASI
“Konsolide bütçe büyüklüğü 11 trilyon 89 milyar, vergi gelirleri yani bütçe gelirleri açısından da 8,4 trilyonluk bir vergi geliri hedeflenmiş, bütçe açığı ise 2 trilyon 651 milyar olarak öngörülmüş. Genel bütçenin içerisinde Maliye Bakanlığı bütçesine baktığımız zaman da genel bütçenin yaklaşık yüzde 41’ini Maliye Bakanlığı bütçesi oluşturuyor. Bundan dolayı da en büyük bütçe Hazine ve Maliye Bakanlığına ayrılmış durumda.
Hazine ve Maliye Bakanlığı içerisinde en önemli konu da faiz giderleri. 1 trilyon 254 milyarlık bir faiz gideri söz konusu. Bu da Maliye Bakanlığının yaklaşık yüzde 27’sine tekabül ediyor, bütçe büyüklüğünün yüzde 11’ine, vergi gelirlerinin de yüzde 14,86’sına tekabül ediyor. Gerçekten bu bütçede borç, ana para, faiz ve bütçe açığı en önemli noktalardan biri. Peki, bu borçla, bu faiz yüküyle nasıl baş edeceksiniz, bütçe açığını nasıl aşağıya çekeceksiniz? İstihdamı artırıcı, ihracatı artırıcı, yatırımı geliştirici projeleri hayata geçirmeniz lazım, sabit sermaye yatırımlarını da ülkeye çekmeniz lazım.
Sabit sermaye yatırımlarını ülkeye nasıl çekeceğiz? Bakıyoruz, gri listedeyiz, 21 Kasım 2022 tarihinde uluslararası Mali Eylem Görev Gücü yani FATF ülkemizi gri listeye almış. Niçin gri listeye almış? Kara paranın aklanması ve terörizmin finansmanıyla ilgili mücadelede yetersiz kalındığı için almış. Uluslararası suç örgütleri, uyuşturucu baronları, suç işleyen, kırmızı bültenle aranan kişiler ülkemizde cirit atmışlar. Ben buradan çok kısa bir süre önce bir liste paylaşmıştım, bu liste yaklaşık 2 metrelik bir listeydi paylaştığım zaman, geçen bu süre içerisinde listemiz bu hâle geldi, 5 metreyi aştı Sayın Bakan. Böyle bir tabloda yatırımcıyı ülkemize nasıl çekeceğiz?
Önemli bir konu var bütçede deprem vergileriyle ilgili , toplanan gelirlerin 1 trilyon 28 milyarlık kısmı deprem harcamalarında kullanılacak. Peki, nasıl kullanılacak; bu, çok çok önemli. 1999 yılında yaşanan deprem sonrasında ihdas edilen deprem vergileri oldu. AK PARTİ iktidarı döneminde yaklaşık 36,2 milyar dolarlık deprem vergi geliri toplandı. Bunlar toplandı ama nerelere harcandı? 2011 yılında Van’daki depremden sonra size sorulan soruya; otoyollara, demir yollarına, hava yollarına, eğitime, sağlığa harcandığını ifade etmişsiniz. Fakat 6 Şubat depreminden sonra görüyoruz ki bu kadar can ve mal kaybından sonra bu tip harcamalar doğru olmuş mu, bu konuda vicdanen bir rahatsızlık duyuyor musunuz Sayın Bakanım, bunu buradan özellikle size sormak istiyorum?
Demir yollarında depremle ilgili toplanan vergilerden harcamalar olmuş ama sadece Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryollarına buradan harcama olmamış, aynı zamanda Bütçe Kanunu’nun 12’nci maddesinde Hazine ve Maliye Bakanlığına verilen bazı yetkiler var, borçlanma yetkileri. İşte, garantör olduğunuz, özel tertip devlet iç borçlanma senedi çıkararak, borç üstlenimi yaparak bazı yetkiler aldınız. Bu yetkiler de aşağı yukarı 645 milyar TL civarında, bu çok önemli bir yetki. Bu rakam, bir sürü bakanlığın bütçesinin çok çok üstünde, Buradaki borçlanma yetkisinde Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryollarına da proje finansmanıyla ilgili olarak borç verilmiş fakat önümüze 79 sıra sayılı bir Kanun geldi. Kullanılan bu kredilerin, anapara ve faizlerin 42’nci maddeyle silindiğini gördük fakat Hazine ve Maliye Bakanlığı bu borçları ödemek zorunda. Hazine kefaletiyle aktarılan paranın zamanında ödenmesi gerekir; burada böyle olmamış, bilançodan bu anapara ve faizler silinmiş, silinmekle de kalmamış, ödenmemiş sermaye sayılmış. Bu aynı zamanda bir özelleştirmeye de hazırlık gibi görünüyor tarafımızdan. Bu konunun da özellikle üzerine gidilmesi, bu yükün Hazine ve Maliye Bakanlığı üstünde bırakılmaması gerekir.
Yine önemli konulardan biri enflasyonla mücadele Sayın Bakanım yani makrofinansal istikrarın sağlanması, enflasyonla mücadele edilmesi ve enflasyonun tek haneli rakamlara indirilmesi sizin ifadenizde geçiyor. Baktığımız zaman, enflasyonla yeterince mücadele edilmediğini görüyoruz. Daha dün akşam akaryakıta çok önemli bir zam geldi, gelmeye de devam edecek; maliyet enflasyonu tetiklenecek. Önümüzdeki dönemde de enflasyonla mücadele konusunda sıkıtı yaşayacağımız görünüyor. Yine, sizin tarafınızdan vergide adaletin sağlanacağı, gelir dağılımındaki bozukluğun giderileceği ifade edilmişti. Vergi gelirlerine baktığımız zaman, vergi gelirlerinin yüzde 68,5’i dolaylı vergilerden oluşuyor, dolaysız vergiler düşük kalmış. Dolaylı vergiler kabul edilebilir bir durum değil, az kazanandan da çok kazanandan da aynı verginin alınması söz konusu. Dolayısıyla gelir dağılımındaki adaletsizliği de daha da artıracak. (CHP sıralarından alkışlar) Vergi dilimlerinde de çalışanlar açısından haksız bir durum var; sadece yeniden değerleme oranı kadar artırıyorsunuz, bu vergi dilimlerinde de ayarlama yapılması lazım.
Emeklinin durumu perişan, ikramiyeyi verdiniz, 5 bin TL; bu, 26’sında, 27’sinde burada görüşülecek, çalışan emekliye de bu verilecek. Hâlbuki 23 milyarlık bir rakamdı, çalışan emeklilere de baştan bu verilebilirdi. Sadece kur korumalı mevduatın 2024 Hazirana kadar buradaki vergi istisnasından ülkeye olan maliyeti zaten 20 milyar, geçen yıl 60 milyardı. Emeklimizin durumu perişan, çiftçimizin durumu perişan, çalışanlar, asgari ücretliler, esnaflar, KOBİ’ler gerçekten büyük bir sıkıntı altında; enflasyon altında eziliyorlar, ülkemiz bir hiperenflasyon yaşıyor.
Reel sektörde de çok büyük krizler var. Reel sektördeki KOBİ’ler özellikle finansmana ulaşamıyor, faiz oranları yüksek fakat aynı zamanda tahsis konusunda sıkıntılar var, bu konunun da çözülmesi lazım. İhracatı geliştirmek istiyoruz, döviz girdilerini artırmak için ihracatı artırmamız lazım. Bakıyoruz, ihracatla ilgili olarak önümüzdeki dönem içerisinde başta Almanya’da olmak üzere bir sürü Avrupa Birliği ülkesinde resesyon var, resesyonla boğuşacağız. İhracat gelirlerindeki hedefimizin de önümüzde dönemde tutmayacağını buradan size özellikle ifade edelim. Zor ve sıkıntılı bir dönem bizi bekliyor, vatandaşımızın omzunda çok büyük yük var, bu yükün kaldırılması için önümüzdeki dönemde işsizlik artacak, fiyatların genel seviyesi yükselecek, kur yükseliyor, faiz yükseliyor ve Türkiye’de yaşayan bütün herkes açısından refah kaybı oluyor. Bunların önüne geçilmesi ve önlemlerinin alınması gerekir.
Bu bütçe sermayenin, yandaşın yanında; emeklinin, çiftçinin, esnafın, çalışanın, kamu mühendisinin, öğretmenin, polisin, mavi yakalının, beyaz yakalının yanında bir bütçe değil ve enflasyonun altında ezilmiş bir halk kitlesiyle karşı karşıyayız. Bu yüzden, CHP olarak bu bütçenin onaylanmasına karşıyız.”