Adı, Ergenekon iddianamesine girdi…!
Sonra FETÖ cülük ile suçlandı!
Yargılandı…!
Tek bildiği okumak, yazmak, laboratuvarda çalışmaktı oysa..
“Vatan mücadelemi yalnız bilimle yaparım” dedi hep.
Babasının otuz yıllık arkadaşı ile telefon konuşması bahane edildi, Ergenekon’dan gözaltına alındı; hapse tıkıldı.
6 yıl 3 ay ceza yedi.
İşsiz bırakıldı..!
Kanser hastalarından yüksek meblağlar alıp deney ilaçlarıyla ölüme sürüklemekle itham edildi..!
Hrant Dink suikastı sanıklarıyla ilgili mi suçlandı ama Hrant’ın sözde liboş solcu arkadaşları onu yuhalattı..!
Kurduğu ATİ Teknoloji- Hücre Ve Gen Tedavi Merkezi’ni bırakmak zorunda kaldı..!
“Kan ve Kök Hücreden Yapay Deri Üretimi” ile, dünyanın prestijli tıp ödüllerinden, ABD Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Derneği’nin ‘En İyi Deneysel Araştırma’ ödülüne layık görüldü.
Türkiye’nin “ilk yerli deri üretimi” olan bu buluş, ülkemizde her yıl yanık nedeniyle tedavi gören 1 milyonu aşkın hastaya da umut verdi.
“Hayat, sen bir şeyler yapmaya çalışırken başına gelenlerdir” dedi ve o çalışmalarına ara vermeden devam etti…
Yurt dışından ne teklifler geldi de ama bu ülkede yapacaklarım var daha dedi…
Çünkü o bir yurtseverdi..
2017’de Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı (TÜSEB) Bilim Kurulu üyeliğine seçildi.
Adı sanı; Türk bilim adamı Prof. Dr. Ercüment Ovalı,
59 yaşında. 1961 yılında Babaeski Kırklareli’nde doğdu. Anne tarafı Trabzonlu; baba tarafı ise Buhara ve Kırım’dan geliyor. İki çocuk babası.
Bugün… Bir avuç ekibiyle birlikte Koronavirüse karşı aşı ve tedavi çalışmaları yaparak umut oldu…
Atatürkçü bir ailede yetişti; asker çocuğuydu.
Yaptığı önemli çalışmalar arasında, yarı uyumlu nakillerde “TCR alfa beta seleksiyonu”na ilave olarak APC deplesyonu ile nakil mortalitesi ve komplikasyonlarında 19 hastalık bir seride yüzde 50 azalmaya neden olduğunu göstermesi olup bu çalışması devam ettiği belirtiliyor
Devam eden diğer önemli çalışması ise dünyada ilk kez DMD hastada allogeneik umblikal kord mezenkimal kök hücreleri ile sağlıklı distrofin geninin nakledilebileceğini gösterdiği araştırması olduğu yazıldı, haberlere konu oldu…
Prof. Ercüment Ovalı, 1995’te hücresel tedavi ihtisasına başladı.
Kök hücreden üretilecek ‘dendritik hücre’ daha yeni konuşuluyordu. Bağışıklığın çok önemli bir hücresiydi bu. “Biz yapalım” dediler…Belki de mesleki kaderini değiştiren karardı. Kök hücreden, bağışıklığın en önemli uyanan hücresini yapmak..
Bu kanser aşısını bulmaya götürecek miydi derken, kök hücreyi dondurmak, saklamak gibi sorunlar ile boğuştu..
Hücreyi doğru dondurabilmek için bir aparat geliştirdi. ‘Kökkit’ dendi.
Kullanmayan kalmadı.
Yıl 2017 Prof. Ercüment Ovalı, “Kan ve Kök Hücreden Yapay Deri Üretimi” ile, dünyanın prestijli tıp ödüllerinden, ABD Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Derneği’nin ‘En İyi Deneysel Araştırma’ ödülüne layık görüldü.Türkiye’nin “ilk yerli deri üretimi” olan bu buluş, ülkemizde her yıl yanık nedeniyle tedavi gören bir milyonu aşkın hastaya da umut verdi…
“Bu ülkede çok insan öldü, isimlerini kimse hatırlamıyor. Herkes kendi derdinde! Asker çocuğuyum, ailem Atatürkçü bir aile. Eren’in fotoğrafta eli cebinde duruşu bana Atatürk’ü hatırlattı…” diyerek O ödülü 8 Ekim’de Orlando da alırken o kahraman çocuğa, Eren Bülbül’ e ithaf etti..
Son günlerde Twitter’dan yaptığı paylaşımda “Virüsün 72 saatte yapması gereken etkiden çok daha fazlasını yaptığını gözlemledik. Vero hücrelerini beklenenden kısa sürede parçalamış. Neden? Çözmeye çalışacağız. Sonuç: Test tekrarı” ifadelerini kullandı.
Hep sahada kaldı,çalıştı üretti ve son olaylar karşısında yine sosyal medyadan sıkıla sıkıla yanıt verdi ” Ben laboratuvarda covid19 virusu ile çalışırken her akşam televizyonlarda konuşan cok unvali bir profesör. Ben laboratuarda iken hakkımda ileri geri konuşmuş. Kolay gelsin be hocam. Sen konuşmaya devam et. Bende çalışmaya.” dedi
son mesajında ise “Risk nedeniyle bu hafta sadece ben çalışacağım. Sonra yerini kavramlarıma bırakacağım” ifadeleri ile yanarsam tek yanayım diyerek çalışma arkadaşlarını uzaklaştırdı ..
İşte, bu hayat hikayesi, Prof. Dr. Ercüment Ovalı’nın ve şimdi O ülkenin umudu oldu..
Ne siyaset bitirebildi bilimi ne kin..
Bilim yine kazandı..
Ülkemiz gururlandı
Teşekkürler..Binlerce kez teşekkürler…
İyiki Bilim var ve iyiki Bilim İnsanları bu denli yürekli..