Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya

“ÇALANA DEĞİL, YAZANA TEPKİ…”

Karabük seçimleri de atlattı

Karabük seçimleri de atlattı kaderi ve kendi sorunları ile baş başa kalmaya başladı

Ekonomik zorluklar, trafik,hava kirliliği ve atama, kadro yenileme işlemleri yanı sıra KARABÜKSPOR  ana konular olur şimdi.

Hani 1992 de başı dik onuru ile Türkiye de ismini Süper lige yazdıran ardından 4 kere düşmesine karşın 3 kere tekrar lige çıkan, yoktan var ettiği tesisleri yanı sıra cefakar çileli taraftarı ile var olan KARABÜKSPOR yine gündeme gelir ..

Öyle ya konuş konuş fark yok gittiğimiz yol yine bir karış…

Mai ateşin renginden MAVİ ATEŞE dönüşen, dumanlı kentin puslu çocuklarının takımı için biz yaz …yaz…inanın yorulduk.

Hırsızlık yapılmasın aman dikkat dedikçe kim nasıl çalıyor diyenler üşüştü, kulüp her geçen gün kapanın elinde kaldı..

Eee Karabük’te de tık yok…Olacağı buydu…

Bugün sevgili meslektaşım, arkadaşım  Haber Türk yazarı Atilla Türker yine üstüne basa basa altını çize çize yazmış..

Yaz..yaz nereye kadar diyoruz ama Gazetecilik mesleğimiz gereği kamuoyunu aydınlatma görevinden de taviz verecek değiliz..

Ne diyor Sevgili Türker, “Çalana değil yazana tepki” … Tabi Ülke genelinde yaşananların bir çoğu KARABÜKSPOR DA canlı yaşandığı için bizim için Türker’in yazıları çok önem kazanıyor…

İşte  Atila Türker’in ayakta alkışlanacak yazısı…

Fazla söze ne hacet..

Soygun taktikleri!

Mevzuya doğrudan dalayım.
Kulüplerdeki soygunun önemli bölümü, futbolcuların yıllık ücreti üzerinden yapılıyor.

Misal… Futbolcu 500 bin Euro istiyor… Lafı mı olur! Cambaz yöneticiyle taklacı menajer, futbolcuya “Sözleşmene 2 milyon Euro yazacağız. Hesabına da 2 milyon Euro yatıracağız. Ama aradaki 1,5 milyon Euro’luk farkı daha sonra sen bizim hesabımıza aktaracaksın” diyor.

Futbolcu da anında kabul ediyor. Niye etmesin! Alacağa paraya bakıyor. Hele hele üstüne bir de sus payı olarak 100-200 bin Euro daha verilirse… Değmeyin keyfine! Nasıl olsa vergiyi falan kulüp ödüyor.

Ne yazık ki… Ülkemizdeki kulüplerin çok önemli bölümünde bu tür atraksiyonlar sürekli oluyor.

Dürüst kulüp yöneticilerini ve menajerleri tenzih ederim ama… Bazı kulüplerimizde resmen kapkaç sistemi uygulanıyor.


MENAJERLİK ÇETELERİ VAR…
Zaten… Pek çok kulüp genelde aynı menajerle çalışıyor. Bir başka menajer, o kulüpten içeri adım atamıyor. İsterseniz dünyanın en yetenekli futbolcusunu çok ucuza getirin, kulübün malum yöneticilerinden ve taklacı menajerlerinden icazet alamazsanız eğer… O kulübe futbolcu veremezsiniz.

Resmen menajerlik çeteleri oluştu ülkemizde… Ve bunlar öyle çeteler ki, her kesimden maaşlı elemanları var.

Bazı büyük kulüplerimizin kasası bu yüzden önemli ölçüde boşaldı. Anadolu’daki pek çok kulüp de bu yüzden batma noktasına geldi.

Batanlar bile oldu.


SOYGUNCULAR KOL GEZİYOR
Özellikle son yıllarda çarşaf çarşaf belge yayınladım.

Neler mi mesela?

Futbolcuya verilen yıllık ücretin 10 katı kadar miktarı, menajerlik komisyonu adı altında tahsil eden cambazlardan tutun da…

Başka bir kulübe futbolcusunu gizli kapaklı verdikten sonra, aldığı senetleri kendi cebine indiren kulüp başkanına kadar…

Yine… Başka kulüplere sıfır bonservis karşılığında önerilen futbolcu için çuval dolusu parayı bonservis bedeli olarak kaptıran kulüp başkanından…

Menajersiz bir şekilde gelen futbolcu için, kendi payına menajerlik ücreti alan kulüp yöneticilerine kadar…

 Ne ararsan var.Yaz yaz bitmiyor. Hepsi belgeli.

Gün geçtikçe yeni bir soygun ya da yeni bir dolandırıcılık sistemi ortaya çıkıyor.



SANIK DEĞİL, TANIK…
Peki, yazınca ne oluyor? Şu kadarını söyleyeyim.

Çeşitli illerde Cumhuriyet Savcılıkları tarafından başlatılan soruşturmalarda halen “tanık” olarak ifade veriyorum.

Sanık olarak değil, tanık olarak…


ORTADA KAPI GİBİ BELGELER VAR
Aksi oluyor mu?

Yani, hakkımda dava açanlar ya da Cumhuriyet Savcılığı’na şikayet edenler oluyor mu?

Az var… Bir elin parmağını geçmez.

Ama sonuç alan hiç yok.

Çünkü yazılanların hepsi belgeli.

Bakmayın siz bazı fırıldakların “Atilla Türker basın özgürlüğünden yararlanıyor. Dava üstüne dava açıyoruz ama basın özgürlüğü sayesinde kurtuluyor” şeklindeki sözlerine.

Komik tabii… Bu söylemde bulunan kişiler, bazı insanların zekasıyla adeta dalga geçiyor.

Daha doğrusu… Yalan söylüyorlar… Dava açmıyorlar… Çünkü, dava açarlarsa diğer belgeler de ortaya çıkacak.

Ya da Cumhuriyet Savcılığı’na şikayette bulunuyorlar, takipsizlik cevabını anında alıyorlar.

Dediğim gibi, ne de olsa, ortada kapı gibi belgeler var.


ÇALANA DEĞİL, YAZANA TEPKİ…

Birileri kulübün malını mülkünü peşkeş çekerken, çok iyi…

Gazeteci bunu belgeleriyle ortaya koyunca, çok kötü…

Öyle mi!

Şu kadarını söyleyeyim.

Bu tür haberler, belgesiz yazıldığı takdirde… O gazetecinin başına nelerin gelebileceğini normal zekadaki hemen herkes iyi bilir… Bilmesi gerekir.

Bir de şu var.

Sanal ortamdaki bazı kişiler, çalana değil de, yazana tepki koyuyor!

Ama bu tür yazanların önemli bölümü… Profillerindeki figürlerden ya da geçmişteki sabıkalarından anlaşılacağı üzere… Ya yancı, ya da trol hesap.

Para karşılığında tutulan tetikçilerin işi yani.

Öyle ki, bazı kulüplerde maaşa bağlanan klavye silahşörleri bile var.

O bakımdan… Bakmaya bile değmiyor.

Kendileri yazsınlar, kendileri okusunlar!

 

  

Web Tasarım & SEO: Best4SEO