Nöbetçi Eczaneler
Eskiden Türkiye de, siyaset gerildiğinde, ekonomik göstergeler kötüye gittiğinde, Ulusal basında, Moral verici haberler okurduk.
“ Trakya’da ülkemize 100 yıl yetecek gaz yatakları bulundu.” Ya da Siirt’te yeni petrol kuyusu bulundu diye!
Bende siyasetin kumpaslara dönüştüğü Ağustos ayında, bir Sosyal Bilimci Olarak, Ülkemizdeki Petrolün gerçek durumunu ortaya çıkarmak için bu yazıyı yazmaya karar verdim. Sizlerle bildiklerimi, okuduklarımı paylaşmaya karar verdim.
Türkiye, tükettiği birincil enerjinin %30’unu petrolle karşılarken, petrol gereksiniminin %93’ünü ithal etmektedir.
Doğal gaz için bu oranlar %31 ve İthalatta %99’dur.Kalan üretilebilir petrol rezervimiz,2016 yılı sonunda, yaklaşık 342 milyon varildir.( 49,3 milyon ton )
Enerji tüketiminde bu denli yüksek oranda kullanılan her iki kaynakta da bu yüksek dışa bağımlılık, ekonomik olduğu kadar, enerji güvenliğimiz ve dış politika seçeneklerimiz açısından da ciddi bir risk oluşturmaktadır.
Ülkemizde petrol ve gaz üretimi, tüketime oranla çok yetersiz kalsa da 1940’lı yıllardan bu yana sürdürülmektedir. Petrol üretimini ağırlıklı olarak Güney Doğu sahalarından, gaz ise Trakya bölgesinden üretilmektedir.
Mevcut yetersiz ve üretimimizin iki temel nedeninden söz edilebilir.
a-Tarihsel ve Siyasi nedenler
b-Türkiye’nin Jeolojik yapısı ( Milyonlarca yıllık süreçte yaşanan tektonik hareketliliklerin yarattığı olumsuzluklar )
Tarihi ve siyasi nedenleri ileride bir yazıda genişçe ayrıntılı bir şekilde yazacağım. Bu konu ile ilgili en iyi kaynak; Hikmet Uluğbay: İmparatorluktan Cumhuriyete Petropolitik kitabı alıp okuyunuz.
Jeolojik zorluklardaki bir gerçeklik ise, Doğaya çabuk mağlup olarak, arama amaçlı çalışmaların azalmasıdır. Bu güne kadar arama amaçlı kuyuların sayısı yaklaşık 1900, tespit kuyularının sayısı ise 900’dür.
Bu sayı, ülkemizin petrol potansiyelini ortaya koyabilmek bakımından, son derece yetersizdir. Özellikle denizlerimiz başta olmak üzere, Paleozoik yaşlı formasyonlarımızın çok sınırlı oranda arandığı bilinmektedir.
Türkiye de yeniden devlet adına arama ve üretim yapma yetki ve sorumluluğuna kavuşturulacak, özerk olarak yapılandırılacak TPAO öncülüğünde, bir “Master” plan hazırlanarak, arama çalışmaları yoğunlaştırılmalıdır.
Bu yapılmadan, ülkemizin petrol ya da gaz potansiyeli konusunda, köşeli iddialarda bulunmanın bilimsel bir dayanağı olamaz.
Kaynaklar:
- Petrol İşleri Genel Müdürlüğü İstatistikleri (2017)
- İmparatorluktan Cumhuriyete Petropolitik – Hikmet Uluğbay
- Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ( Kasım 2016- Genel Enerji Dengesi )
