"HÜKÜMET LAFTA DEĞİL , İCRAATTA DÜRÜST OLSUN"

“ABD’den Medet Ummak, Cellâdından Merhamet Beklemektir”

MEHMET KARAMAN

“HÜKÜMET LAFTA DEĞİL ,

İCRAATTA DÜRÜST OLSUN”

Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Seçim İşleri Başkanı Mehmet Karaman ve beraberinde Bartın Eski Milletvekili Talat Gizli, Bolu il Müfettişi Osman Özkaya, Çankırı İl Müfettişi Süleyman Cambaz ve Genel Merkez Görevlilerinden oluşan heyet Karabük İl Başkanlığını ziyaret ederek bir basın toplantısı düzenledi.

Saadet Partisi’nin seçimlere hazır, en gözde ve en çalışkan parti olduğunu söyleyen KARAMAN, “ Hepinizin de bildiği gibi Saadet Partisi gerek teşkilat gücü, gerek teşkilat hareketliliği gerekse seçime hazırlık ve seçim dönemi çalışmalarının en gözde, en gayretli ve en çalışkan partisidir. Her seçimde olduğu gibi bu seçime de en hazırlıklı şekilde girmek üzere, Saadet Partisi Genel Merkezi olarak 5 haftalık bir çalışma programı başlatmış bulunuyoruz. Bu çalışmanın dördüncü haftasındayız. Bu süre içerisinde, bütün il ve ilçeler ziyaret edilerek, teşkilat ve seçim çalışmaları yerinde değerlendiriliyor ve inşallah partimizin seçimlerin favorisi olmasını temin edecek çalışmalar yapılıyor. İl teşkilatımızla birlikte 3 gün boyunca bütün ilçe ve beldelerimizde teşkilat, halkla ilişkiler ve seçim çalışmaları yapılacaktır.” dedi.

Ülke gündemine ilişkin açıklamalarda da bulunan Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mehmet KARAMAN ülke olarak tarihi bir süreçten geçildiğini söyledi. KARAMAN sözlerine şöyle devam etti: “ Gerek ülkemiz gerekse bölgemiz açısından tarihi bir süreçten geçmekteyiz. Bunların başında komşu ülke Suriye ile yaşadığımız süreç geliyor. Biliyorsunuz en son Türkiye ile Suriye arasında helikopter krizi patlak verdi. Elbette Türkiye herhangi bir ihlal bir taciz söz konusu olduğunda her türlü cevabı verme hakkına sahiptir. Ancak şu gerçekte unutulmamalıdır; Batı ülkeleri en başından beri istediği Türkiye ile Suriye’nin sıcak bir çatışma içerisine girmesini istiyor. Böylece bir taşla iki kuş vurulacak ve bölgeyi yeni bir ateş çemberinin içine atacaktır. Atılacak her adım, Türkiye’nin tarihi tecrübesine uygun bir hassasiyet ve sağduyu ile atılmalıdır. Başından beri yaşanan süreçte maalesef kaybeden Suriye, kaybeden Türkiye, kaybeden bütün İslam coğrafyası oluyor. Kazanansa küresel sömürgeciler, silah baronları ve haçlı zihniyeti olacaktır. Müslümanlar öldürülürken, onlar görkemli şatolarında gülümseyerek viskilerini yudumlayacaktır. Bir kez daha uyarıyoruz. Suriye bir ilk değil, son da olmayacaktır. Asıl hedef Türkiye’dir. Türkiye’yi bölüp parçalamaktır. Çünkü Sevr planı adım adım işlemektedir. O yüzden bugün NATO’dan BM’den, ABD’den medet ummak, cellâdından merhamet beklemektir. Mısırda 5 bin insan ölürken, gıkını çıkarmayan ABD’den Suriye’ye demokrasi götürmesini istemek ancak acımasız bir şaka olabilir. Malumunuz olduğu üzere büyük umutlar bağlanan çözüm süreci de, tıpkı Suriye politikası gibi bir tıkanma içine girmiştir. Biz Saadet Partisi olarak bütün endişelerimize rağmen başından beri çözüm sürecine destek verdik. Ama terör örgütü ve onların sözcüleri, Hükümetin taahhütlerini yerine getirmediğini ve bu yüzden çekilmeyi durdurduklarını açıkladılar.

Biz milletimiz adına gerçekleri öğrenmek istiyoruz. Hükümet lafta değil, icraatta dürüst olmalıdır. Gerçekleri açık yüreklilikle milletimizle paylaşmalıdır.”