Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya

ONB İle Söyleyişi….

  Karabük STK larında

 

Karabük STK larında ve Sendikal mücadelede önemli

görevlerde bulunan Osman Nuri Bal ile günümüzde

ki sendikal anlayışı ve Bursa-Kocaelin’de yaşanan son

olaylar sonrası yaşanan ‘İşçi eylemlerini’ konuştuk.

 

on-bal-018

onb

Türkiye ve Sendikalar ..

catsKarabük Gündem;  Türkiye’de Sendikal yaşam son günlerde özellikle Bursa’da yaşanan eylemler sonrası irdelenmeye başladı.Siz Bu süreci nasıl değerlendiriyorsunuz ?

Osman Nuri Bal ; “ Türkiye’de sendikal örgütlenme için istenilen koşullar bulunmuyor, sendikal demokrasinin yaşam bulacağı koşullar henüz oluşmadı. Her şeyden önce üye örgüt iradesine dayanan bir sendikalaşma yok… Sendikalarda da liderlik özelliği ile demokrasi bağdaşmaz. Çünkü liderler sendikal demokrasinin ilkeleri olan çoğulculuğu, katılımcılığı ve açıklığı sevmezler. Türkiye’de sendikalarda liderin egosuna bağlı süreçler yaşanmaya başladı ki bu çelişki sonucu işçiler, sistemi ve  işverenleri değil sendikalarını sorgulamaya başladılar.

Hemen hemen Türkiye de ki her iş yerinde ücret dengesizlikleri oluştu. Genel olarak baktığımızda işveren sendikaları ile işçi sendikalarının uyuştuğu farklı ücret yapılandırılması işçiler arasında ki dayanışma ve birlik anlayışını bozdu. Bunun sonucu olarak  aynı işte çalışan farklı ücret yapılanmasından doğan  sistemler çalışanlar arasında huzursuzluk yaratınca işçiler kendi aralarında örgütlenmeye başladılar.Bu süreç çok önemli ve Türk sendikal yapılaşma hayatının dönüm noktası olacak.  Sendikasına inanmayan işçiler artık kendi aralarında kurdukları komiteler ile sorunları işverenle direk çözme noktasında eylemlerde bulunuyorlar.

Tabi bu sürece geliş noktası yukarıda da belirttiğim gibi, sendikal demokrasinin yaşam bulacağı koşullar henüz oluşmadığı ve  her şeyden önce üye örgüt iradesine dayanan bir sendikalaşma yapısının olmayışından  kaynaklanmıştır.

Son yıllarda Sendikalar eğitim çalışmalarını sıfırlamıştır. Bakın kendi dönemimle ilgili bir örnek vereyim, biz her ay bir iş yerinde eğitim semineri yapıyor,  45 günde bir eğitici ve bilgilendirici  dergi/gazete ve broşürler çıkartıyorduk Bakıyoruz bir çok sendikada bunların hiç birine önem verilmiyor.Hatta yapılmıyor.. Sendikacılığı iş verenle uyumlu olmak ve o gün ki ikdidara yakın durmak gibi bir algı oluşturulmuş durumda.

Bir kere şunun altını çizelim İnsanlar temsil ettiği kitleleri ve o kitlenin taleplerini asla göz ardı etmemeli , unutmamalı.  Sendikal hayat öyle bir duruma geldi ki, ekonomik olarak dar boğazdayız, çocuklarımızı okutmaya paramız yetmiyor diyen işçisine  “ işçinin çocuğu okuyacak diye bir şey yok “ diyen sendikacı anlayışını gördük. İşte bu noktada İşçi durum değerlendirmesi yapar. Der ki benim hakkımı bunlar mı koruyacak, der ki bu benim hakkımı almaya değil işverenle uzlaşmaya gelmiş o zaman kendi haklarını aramak için kendi arasında komiteler kurmaya başlar. İşte bugün ülke sendikacılığında gelinen nokta bu onun için fabrikalarda eylemler yapılıyor ve dikkat edin o eylemler işverenden çok sendikasına karşı yapılıyor.

“Sendikacılık Bugünlerde Dip Yaptı”

Günümüz sendikacılığında “aidat sendikacılığı” hakim oldu. Örgütlenmede sınıf mücadelesinin hak hukuk insanca yaşama adına ücret alma yanında sosyal yapılanmada talepleri olan çalışanların bu talepleri göz ardı edilmekte dolayısı ile yok sayılmaktadır. Bugün bu sendikacılık anlayışı hakim kılındı bakın derinlemesine girmeyelim ama ülkede memur sendikaları ve işçi sendikaları gibi bir ayrışım söz konusu hangi AB ülkesinde bu anlayış var işçi ne demek emeği ile çalışan kişi yani çalışan kişi o zaman çalışanların emek harcayan üreten kişilerin sendikası bir olmaz mı? Bakıyorsunuz hükümetlere yakın yada  iktidara kızmasın aman ha politikaları üreten  sendikacılar veya tam tersi iktidar güzel bir program-projeyi ortaya   koysa da iktidara karşı siyaset üretme adına her şeye karşı dikilen sendika modelleri  var temel amaç nedir çalışanın hakkının korunması-iyeleştirilmesi değilmidir o zaman bu ayrımlar bu farklılıklar nedir ? işte günümüz bilişim çağında artık eğitimli işçi bunu yemiyor o zaman kendi tavrını kendi ortaya koyuyor ve ortak akılla hareket ediyor ben bu süreçte sendikal yapının dip yaptığına inanıyorum ve yine bu süreçte büyük sendikal değişimler olacağına inanıyorum.