Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya

Isparta

90 ’lı yıllarda askere

90 ’lı yıllarda askere geç giderdi genelde üniversite mezunları. Celp  günü geldiğinde hasta olurlar, sonra bakaya  ( Askerlik davetine zamanında başvurmayınca kalınan yasadışılık)   kalırlar ve askeri mahkemeye verilirlerdi. Mahkeme de hemen sonuçlanmazdı.

Bir tanıdık vardı 21 kez bakaya kalmış, askeri hakim “rekor sende” demiş.

Ben de bir kez bakaya kaldım. İhtisas yaptığım hastane askerlik daireme eğitimi devam ediyor diye evrak göndermemiş, daha doğrusu bu görev bana aitmiş sonra  öğrendim bunu. Evraklarımı ve gerekçemi yazdım savunmamda. Uzamadan sorun giderildi.

İhtisas bitip uzman olunca  1 gün bile rapor almadan ilk çağrıda askere gittim. İlk durak Samsun Sahra Sıhhıye Okulu idi. 38 gün temel eğitim aldık, 6 cildiyeci idik. İlk başvuruda görevli levazım  astsubay “ ya cildiyeciler her dönem tek tek yumurtlardı, bu kez 6 oldunuz” dedi. Eylül ayıydı Samsun sıcaktı. Astsubay gelenden gidenden bunalmış,formayı çıkarmış, atletiyle. Sevimli biriydi.

Bu altı yumurtadan  biri de  Serhandı. Serhanla iyi arkadaş olduk. İzmirli. Onunla  okulun avlusunda volta atarken tedavide zorlandığımız hastalarla ilgili konuşmalar yapardık. Ağrılı zona hastalarında ilk günlerde steroid verilmesinin ağrıyı giderdiğini Serhan’dan öğrenmiştim.

 Yanaşık düzen , silah atışı ve iç güvenlik eğitimleri  derken hayattan bir tecrübe geldi geçti 38 gün. Kışla komutanı çok babacan biriydi.” Doktorlar  ast-üst  olayına alışkın oldukları  için onların temel eğitiminde hiç sıkıntı çekmiyoruz “ demişti. Öğretmenlerde zorlanıyoruz diye de eklemişti.

Dönemin  sonunda kura çektik. Bana Isparta çıktı. Kutudan çektiğim pusulada  şöyle yazıyordu:

   “ Dağ Komando Okulu ve Eğitim Merkez Komutanlığı 200 Yataklı Isparta Asker Hastanesi Baştabipliği Emrine”

   Isparta’ya gidince ilk öğrendiğim iki kavram : Eğridir  değil, Eğirdir. Dilim hiç şaşmadı o yıllardan beri.      Eğirdir.

 Bir de askeri hastane  değil, asker hastanesi.

 Isparta Asker Hastanesi

Asker hastanesi şehrin 8 km kadar dışında Eğirdir yolu üzerinde. İlk uğradığımda o sıra hastanede olan meslektaşlarla falan tanıştım, gazinoda kağıt, okey oynuyorlardı ,sigara bol, öğle arası. Ben kent merkezine ineyim de ev bakayım deyip, yola çıktım, otostop yapacam, bir pikap  durdu, tanıştık, adam hastanenin çatısını yapan taşeron müteahhit. Araç telefonu var o zaman  cep çok  yok . Ev kiralama niyetimi öğrenince  bana epey yardımcı oldu ama  olmadı. Olsun, ayrılırken çok teşekkür ettim. O zamanlar araç telefonuyla konuşmak falan epey  para. Değerli bir jestti benim için. İlk defa gördüğü, belki adını bile sormadığı biri için bir süre sokak sokak  ev aradı.

  Sonra elimde bir adresle  Halıkent mahallesine yollandım. Bizim Beşbinevler gibi toplu konut alanı. Orası burası derken Gönen ilçesinin belediye başkanının evini tuttum. Aylık kira 50 milyon, yakıt 10 milyon, asteğmen maaşım 145 milyondu.

   Site yöneticisi emekli öğretmen İbrahim bey evinde akşam yemeği ikram etti sonra da beni otogara bıraktı. İlk tanıştığı kişiye çokça yardımcı olan Ispartalılarla karşılaşıyordum. Hadi bakalım hayırlısı.

 Birkaç gün sonra taşındık. O ara ülke gündemi karışık. Eşyalar evin sağında solunda , taşıma şirketi her zamanki  gibi  bırakıp gitti, parasını almayı bilirler.

 Televizyonu kurdum, açtım . Kanal 6 ‘da  kanalın sahibi Korkmaz Yiğit konuşuyor. Başbakan Mesut Yılmaz aleyhinde ifşaat yapıyordu. Tehdit mi edilmiş ne Milliyet gastesini alırken ,öyle bir şeylerdi.

Zil çaldı. Kapıda elinde gümüş bir parlak tepsi  ve güleryüzüyle  Vesile abla. Tepside halley ,mısır patlağı ve bir termos çay var,bardaklar var. Alt komşumuzdu Vesile abla . Gönenli bir hemşire ve öğretmen eşi Mehmet abi. Çok çalışkanlardı. Mehmet abi aynı zamanda izci, aynı zamanda sınıkçı ,aynı zamanda usta bir çiftçi. Elma ve kiraz bahçeleri vardı.

 Namütenahi elma,kiraz. Namütenahi bitmez tükenmez demek. Babamın lafıdır.

Gönenin Tarlapınar mesireliği, Uluborlu’nun tepesindeki çirkin kaya, Eğirdir gölü kenarında asker eğlenceleri, Yazılı Kanyona Murat 124 ile 6 kişi gidiş, Senirkent’te yatılı okulda yediğim kuru fasulye.

Yalvaç’ın politik ağırlığı. Ortaokulda okuduğum Fakir Baykurt hikayelerinde sıkça geçtiği için bu coğrafi isimlere   aşinayım. Fakir Baykurt, Burdurlu ama Gönen Köy Enstitüsü mezunu. Bir Gönen daha var. O Balıkesir’de. Bu Isparta Gönen.

Isparta’da nüfus cüzdanımı kaybetmiştim, yenisini çıkardım. Alınca farketmiştim.

Tam doğum günümde yenilemişim: 28.09.1999 günü.

Sonra bitti işte.

O bir yıl ne bir yıldı.

Karşılıksız iyiliklerin yılı, okey oynamayı öğrendiğim yıl, orduevinden ucuz ama lezzetli  baklava aldığım

yıl, bitiminde serum takılmak zorunda kaldığım kros yarışmasında 1. olduğum yıl.

Okey oynamayı  askerde öğrendim. İnanmıyoruz  dedilerdi  duyanlar.

Isparta  Asker Hastanesi  bahçesi. Ocak 2000

Pandemi biterse  Isparta’yı yeniden görmek istiyorum. Mehmet abiyi görmek

istiyorum,çocuklarını,Gönen’i.

Uğur abiyi, Gülnur ablayı görmek istiyorum.

Isparta benim için iyiliktir, vefadır, sahip çıkmadır. Isparta güldür.

Isparta’yı yeniden koklamak istiyorum.

Bu zamanda pek kalmamış güzellikleri  yaşadığımız anlara takılmak istiyorum.

Web Tasarım & SEO: Best4SEO