5 Nisan 1994 yılında dönemin Başbakanı Tansu Çiller tarafından “Ya kapatılacak ya kapatılacak” açıklaması ile kapatılma kararı verilen Karabük Demir Çelik Fabrikaları (TDÇİ) için 8 Kasım 1994’te hayat bir kentte durdurulmuştu.
Okullara gitmeyen öğrenciler, dükkanlarını açmayan esnaf, iş başı yapmayan çalışanlar dönemin söz sahibi Çelik-İş Sendikasının önderliğinde bir dizi eylemler gerçekleştirmiş, Karabük Demir Çelik Fabrikaları’nın kapatılmaması için Karabük halkı, sivil toplum örgütleri ile birlikte adeta bir destan yazmıştı.
Dönemin TDÇİ de çalışanları, 8 Kasım 1994’te fabrikalarının kapatılmasına karşı tüm kenti hatta yöre halkını yanına görmüş, fabrikalar kapatılırsa Karabük’te hayat biter diyerek omuz omuza bu karara karşı direnmişlerdi.
Karabük Demir Çelik Fabrikasının ve Karabük şehrinin var olmak veya yok olmak mücadelesinin en önemli gününün 8 Kasım olduğunu bilen yöre halkı , azmin, inancın, birlikteliğin, insanların inandıkları dava için bir araya geldiğinde neler yapabileceğinin gösterildiği gün olarak hafızalarda yerini aldı.
8 Kasım 1994 tarihi bir kentin yaşamak istiyorum feryadı oldu, Karabük’ün tek yürek, tek vücut olduğu gün oldu.
Ogün yaşanan direniş ve hak arama eylemleri sonrası bir çok STK yöneticisi ve gazeteci yargılandı, ancak fabrikalar kapatılamadı.
8 Kasım eylemlerinde ki kararlılık sonrası, önemin Tansu Çiller Hükumeti, Özelleştirme kararı aldı ve Türkiye tarihinde bir ilk de yine Karabük’te yaşanarak, çalışanlara ve yöre halkına 1 TL sına fabrika satıldı.
Bir başka değişle, 8 Kasım 1994 KARDEMİR’İNDE doğuşu oldu. Ogün verilen mücadeleler bugün Karabük’ün işi,ekmeği,aşı oldu..