İşgal edilmiş ve sindirilmiş Anadolu’da Yurtseverlerin “ Ya istiklal Ya Ölüm “ şiarıyla başlattığı Kurtuluş Savaşının ardından imzalanan ve tam bağımsız devletin kuruluşunun Uluslararası ilanı olan Lozan Barış Antlaşmasının 98.yılı kutlu olsun.
Lozan Osmanlının yüzyıllar içerisindeki çökme gerileme sürecinden çıkışının işaretidir. Türk tarihinin en büyük imparatorluğu olan Osmanlı İmparatorluğu tarım imparatorluğunun ötesine, sanayi ve ticaret toplumuna geçemediği için çökmüştür.
Bunun sonucu önce Mondros Ateşkes Antlaşması, daha sonra Sevr Antlaşmasını imzalamak zorunda kalmıştır.
Osmanlının teslimiyetçi politikası Anadolu da karşılık bulmamış, Mustafa kemal Atatürk Önderliğindeki Halk, Emperyalizme boyun eğmemiş ve Kurtuluş savaşını Büyük bir mücadele ile kazanmıştır.
Lozan Barış Antlaşmasıyla; Yüzyıllar boyunca Batıyla eşit olmayan, karşısında ezilen, aşağılanan, horlanan, yarı sömürgeleşmiş bir imparatorluktan, batıyla eşit bir ulus devlet statüsü sağlanmıştır.
Lozan Türkiye Cumhuriyetinin Kurucu Antlaşmasıdır. Lozanın imzalanmasından üç ay sonra Cumhuriyetimiz İlan edildi. Lozan bir yol haritasıdır. Pusula Demokratik, Laik hukuk devletini ve çağdaşlığı gösterir.
Lozan siyasi bağımsızlığı sağladığı gibi, ekonomik bağımsızlığımızı da sağlayan tam bağımsızlık belgesidir. Ülkemizin yüzyıldır barış içerisinde yaşamasını sağlayan anlaşmadır.
Lozan Osmanlının batı karşısında Viyana önlerinden Sakarya önlerine kadar geri çekilişinin son noktasıdır.
Lozan 100 yıllık bir anlaşma değildir. Lozanın gizli protokolleri de yoktur. Lozan iki devlet arasında imzalanmış bir anlaşma değil, birçok devletin imzası olan bir anlaşmadır. Dolayısıyla gizlilik oluşturacak bir şey de yoktur.
Bu tarihi dönemde Lozan anlaşması her zamankinden daha önemlidir. Bu nedenle Lozan kazanımlarımızı savunmaya ve korumaya dünden daha fazla kararlı olmalıyız. Lozan Karşıtlarının yürüttüğü, sinsi politikalara seyirci kalmamalıyız.