Nöbetçi Eczaneler
ÖZET: Bakın burdan tüm ehliyeti olan okurlarıma seslenmek istiyorum… Ramazan ayında Karabük’ten Safranbolu’ya giden şoför arkadaşlar, lütfen sağ şeritten veya en fazla orta şeritten 82 ile gidin… Kent meydanındaki direğe ismi verilesi estetikli patronum Semih GÜLEN sol şeritten 90 km/h hızla 14 dakika da evine gitmek istiyo… Mübarek günde adamın orucunu sekteye uğratmayın… Hergün boşuna 1 saati trafikte geçiyomuş…
14.Tekrarım: Mizah sevmeyen lütfen okumasın…
** – **
Mübarek Ramazan ayı girdi gireli hemen hemen 1 hafta oldu sayılır.. İlk günlerde ki kadar olmasa da hala başına oruç vuranlar çoğunlukta… Etrafımdakilere bakıyorum da, hala bi çoğu barut gibi.. Dokunsan patlayacak… Aman deyim… Biraz daha sakin kalmaya çalışalım istirham ediyorum…
Son bir haftadır estetikli patronum Semih GÜLEN’de çok gergin… Gazete bürosunda yere kalem düşse, düşman askeri mevziye bomba atmışta, karşı taarruza geçen asker gibi tepki veriyo herşeye…
Bir haftadır her sabah aynı muhabbetle başlıyo güne… Akşamları Karabük’ten Safranbolu’ya trafik yüzünden 1 saatte zor gidiyorum, cümlesiyle başlıyo… Neymiş efendim herkes orta şeritten gidiyomuş, sinyal vermeden dönenler varmış, çevre yolunda 60 km/h hızla gidilir miymiş, Karabük’te araba kullanan herkes her yerde araba kullanabilirmiş, Hindistan trafiği gibiymiş her taraf, he birde en çok şikayeti bayan sürücülerden…
Hergün biz bunları dinlemek zorunda mıyız??… Şu mübarek günlerde rica ediyorum Semih GÜLEN’in arabasını görünce yol verin… 78 BG plakalı siyah renkli çakma SUV aracını görünce, sinyalinizi verip, geçiverin sağ şeride, ölmezsiniz ya… Zaten yaşını başını aldı.. Onun yaşındakiler 3 kere Hacca gitti geldi, o hala bi Umre’ye bile gidemedi.. Üzmeyin estetikli patronumu… Ağzı da çok bozuk, durduk yere adamın tuttuğu orucu sekteye uğratıyonuz.. Yapmayın istirham ediyorum..
İHBAR EDİYORUM…
Trafik demişken aklıma geldi… Malum camianın ennn çok talep gören, okundukça zihin açan köşe yazarınız olarak okurlarımın bilmediği bi yönümü daha bugün sizlerle paylaşmak istiyom.. Merak ettiniz mi? Daha önceden 6 üniversite diplomam olduğunu, üst düzey bürokraside çok fazla tanıdıklarım olduğunu, IQ seviyemi ölçtürmedim ama 160 IQ’dan yukarıda olduğunu biliyodunuz zaten… Bugün ise bi yönümü daha öğreneceksiniz… O da “Yalan söylemeyi beceremiyom ben”…Yalan söyleyebilenleri takdirle karşılıyom ama bende o genlerden yok maalesef.. Neyse direk onu söylerim…
Neden açtım konuyu? Şimdi de ona geleyim… Dün patronum Semih GÜLEN ile Karabük Valiliğine ziyarete gitmiştik… Çıkışta ordaki park yerinde bulunan BJK plakalı bi aracın sol arka kapısına çarptı çakma SUV’uyla estetikli patronum… Görme yetisi konusunda ciddi zayıf olan Semih GÜLEN koskocaaa arabayı görmemiş çıkarken… Plaka BJK olunca içimden büyük ihtimal Bilal YATMAZ müdürümün arabasıdır diye düşündüm. Ama Semih GÜLEN hızla arkasına bile bakmadan çıktı otoparktan… Sosyal sorumluluk gereği ve yalan söyleyememe iç güdülerim nedeniyle Mustafa CÜCÜ müdürüme çaktırmadan mesaj atıp bilgi verdim konuyla ilgili… Semih GÜLEN yolda 7-8 defa “Sakın kimseye söyleme.. Zaten kimsede görmedi” diye bana tembih etse de, sosyal sorumluluğu olan bi gazeteci olarak ben gerekli mercilere ihbarımı yapmış olayım..
RAMAZAN DAVULCUSUNUN UYUYA KALINI OLUR MU??
Neyse gelelim diğer konumuza… Mübarek Ramazan ayı girdi gireli bizim mahallede davulcu ya yok, yada uykusu çok ağır, kalkamıyo geceleri… Pazartesi günü davulcu meselesini yazmıştım köşemde ama o gün bugündür bizim davulcudan ses yok… Ya benim uykum çok ağır ben duymuyom ki, öyle bi ihtimal sıfıra yakın, çıt sesi çıksa uyanırım, yada bizim mahallede davulcu yok.. Sahura cep telefonunun alarmı ile kalkmak zorunda kalıyom her gece… Eğer bu gecede davulcunun sesini duymazsam, arabama davul sesi yükleyip, geceleri mahallede teybin sesini sonuna kadar açıp tur atacam, mahalleli davulcudan mahrum kalmasın diye… Gelenekleri yaşatma konusunda çok hassasımdır… Youtube’tan gündüz davul sesi indirecem flaş belleğime… Baktım bu gecede gelen giden yok, iş bana kalacak.. Hayırlısı artık…
İFTAR DAVETLERİNE ISRARLA BENİ DE DAVET EDEBİLİR SİNİZ…
Ramazan ayının en sevdiğim şeylerinden biri de iftar davetleri… Kim davet etse koşarak giderim her sene… Davet edeni tanıyo muyum, samimiyetim var mı, hiç bakmam bunlara… Yeter ki davet gelsin…
Mümkün olduğu kadar da davet gelince de masanın ortasına oturmayı tercih ederim… En azından masa hakimiyetim daha geniş oluyo… Israrla “Titrettin bey lütfen siz masanın başına oturun” türünden gelen ısrarları da duymazdan gelirim… Eski tecrübelerim bana öğretti ki, masanın başına oturuyorsan o masadan aç kalkmayı da göze alacaksın… Toyluk zamanlarında “Lütfen masanın başına oturun” tekliflerine balıklama atlardım… Ne zaman ki baktım bu strateji yanlış, o gün bugündür masanın ortasına oturmak candır, derim… O yüzden sizlerden ricam, Beni iftar yemeğine davet edin ama masanın neresine oturacağıma lütfen karışmayın…
SON SÖZ
Bugünkü yazımızın da sonuna gelirken, bi hatırlatma yapmış olayım… Israrla gazete bayilerine gidip KARABÜK GÜNDEM gazetesi almak için uğraşmayın… Açın internet sitesinden okuyun… Zaten gazete bayilerinde de satılmıyor bizim gazete… O yüzden gazete bayileri ile papaz olmanıza gerek yok… İnternet sitesinden beleş okumak varken, niye para veresiniz ki zaten…
Diğer yazıda görüşene dek kendinize mukayyet olun…