Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya

NELER YAZMIŞIZ…!! NELER OLMUŞ!!…

OSG’NİN PENCERESİNDEN NOSTALJİ   

OSG’NİN PENCERESİNDEN NOSTALJİ     02.11.2023  TARİHLİ YAZIMIZ,                     .

Karabük’te bir çok değer, bir çok kural yanı sıra nezaket anlayışı yerini oldu biti yapılarak adeta unutturulmaya başlandı

Kurumlar yıllık değerlendirmeler yapardı.

Örneğin KBÜ Rektörü Burhanettin Uysal  Üniversitenin ilk bir senesi sonrası ‘NELER YAPTIK-YAPACAĞIZ’ değerlendirmesi ile basının ve kamuoyunun karşısına geçer adeta brifing verirdi…

Örneğin İl Kurum Müdürleri?

Milli Eğitimden, Sağlığa, AFAD’dan Gençlik sporuna kadar…

Belediye Başkanları yıllık değerlendirmeler yapardı…

Hatta Kaymakamlar, Valiler…

Son yıllarda bu anlayış iyiden iyiye azaldı….Yok olma noktasına geldi…

Yapanlar yok mu  VAR.. Var Tabi de bir elin beş parmağını geçmiyor onlarda..

Ne kazandırırdı bu yıl sonu değerlendirmeler;

Bize göre ÇOK kazanımı olurdu…

Örneğin İL GENEL MECLİSİ BÜTÇESİ  2021 de neydi, 2022 de ne, 2023 de ne oldu ve bunların KARABÜK’E Kazanımı ne oldu ?

2024 Bütçesi ne olacak ve kazanımı ne olacak kentte…

Hemen çevremiz de ki diğer Batı Karadeniz İllerinin bütçeleri ne neler yapmış değerlendirmesi yapılıyordu mesela…

Yapılan değerlendirmeler O KURUMLARIN işleyişi hakkında da bilgi veriyordu KAMUOYUNA…

Bu konuda Karabük TSO Başkanı FATİH ÇAPRAZ TSO Yöneticileri ile birlikte sanki bir hatırlatma yaptı…

Yıl sonu değerlendirmesi gibi bir toplantı gerçekleştirdi ve  geldikleri ilk günden bugüne ve özellikle son bir senede yapılanları, yapılacakları bir bir ekranlara yansıtarak, detay bilgiler vererek anlattı…

Olması gerekeni yaptı…

O gün TSO Yöneticisi ve Karabük’te saygın iş insanı Murat Sönmez ile de bu konuları konuşurken sanki aklımızı okumuşçasına müthiş güzel öneriler getirdi.

Ağır SANAYİ kenti… TSO da bu ağır sanayi kentini temsil eden kaç kişi var dediğimizde Murat Sönmez bize ‘ TSO seçimlerinde önce gruplardan çıkılıyor yani aynı gruplarda bu kente bu kurumda hizmet verecek insanlar yarıştırılıyor, aralarından çıkan çıkıyor,  dolayısı ile AĞIR SANAYİ temsilcileri de yada katma değer sunan, iş istihdamı sunan İŞ İNSANLARI tam temsil edilemiyor, bunlar güç meselesidir, ancak biz Başkanımız Fatih Çapraz beyle bu konuları görüşüyoruz” dedi

Bizce, bu guruplar karşı karşıta getirilmeden her güçten ayrı yararlandırılma yapılsa daha iyi olur tabi.. Bir dönem önce ki TSO Başkanı Mehmet Mescier’in odaya kazandırdıkları ortada..

Şimdi bu yönetimde Fatih Çapraz, Adnan Çebi,  Murat Sönmez gibi isimler yanına Mehmet Mescier’li, Çağrı Güleç’li, İsmail Akgün’lü, Ne bileyim Şükrü Saka’lı, Şadi Yolbulan’lı gibi çoğaltmamız mümkün olan isimlerle bir TSO düşünün…

Bu sadece TSO için değil, aklıma yazarken geldi kentin KENT KONSEYİ nerede ve bugün kimler var, Başkan nasıl bir çalışma yaptı son bir sene içinde ?

Veya mevcut ESNAF ODALARI ?

Gözle görülür, elle tutulur bu kente artı değer ne kazandırdı?

Sonra SİYASİLERİ suçluyoruz… Sonra KARDEMİR’DE Karabüklü Yönetici az diye yakınıyoruz.

Sonra KARABÜKSPORU bile bitirdiler diyoruz.. Sonra Kentin girişi LABİRENT gibi bir ara Yenişehir’e çıkan yol PINARA gidiyordu diyoruz..

Sonra bu kentte sosyal yaşantı bitti diyoruz, Saat 19 dan sonra kentin merkezi bile karanlığa gömülüyor diyoruz..

MESELA Dünyada örneği yok diyerek övüne övüne yaptığımız KENT MEYDANI şimdi ne oluyor* PROJESİ NE? Kente ne kazandıracak biliyor muyuz..

SONUÇ olarak;  Kentin STK ları, KURUMLARI  sadece koltuk makamı olmasın.. Kurumlar, STK lar yıl sonu değerlendirmelerini yapsınlar ve kamuoyu ile paylaşsınlar istiyoruz..

Yine bu KENT için istiyoruz ve Gücü/PROJESİ olan yönetsin ki KENTE FAYDASI dokunsun istiyoruz. Güçlerin birleşmesinden doğacak ENERJİDEN bu kent yararlansın istiyoruz..

 

11.12.2023    TARİHLİ YAZIMIZ…..                                                  .

Karabük’ün hava-su-toprak kirliliği konusunda uzun yıllar ‘Kirliliğin Haddehaneler-Demir çelik  Fabrikaları ve  üretiminden kaynaklandığı’ konusunda düz bir mantık vardır.

Tabi ki her entegre tesis hava-su-toprak kirliliğine neden olabilir  tabi ki OSB ler, kent trafiği yanı sıra çarpık kent gelişimi bu kirliliği tetikler.

Ancak, gözlerden kaçan farklı bir çevre kirlenmesi de vardır .. Kentler için görünmeyen ancak gerçekten hava-su-toprak kirliliğini derinden etkileyen çok tehlikeli, İnsan yaşamını tehdit eden tesisler vardır.

Bunlar; partikül madde ve çeşitli gazlar ile atık akarları ortama bırakan belli başlı sektörlerdir ve  ilk akla tekstil, Seramik, taş ve mermer ocakları, Termik-Jeotermal Santraller ile  Çimento Fabrikalarıdır…

Özellikle ÇİMENTO Fabrikaları..

Karabük hava kirliliği konusunda hep işaret edilen sektörlere kitlenmiş kalmıştır, oysa şehir merkezlerinin içinde kalan ve çevresini aşırı kirleten Çimento üretiminin olumsuz etkileri hiç konuşulmamıştır.

Çimento fabrika bacalarından salınan ve havayı kirleten küçük partiküller (PM10 ve PM 2,5) hastalık ve ölümlere neden olmaktadır.

Partikül miktarı arttığı sürece hastalık ve ölümlerde de artışlar görülmektedir. Partiküllerin çapı ile sağlık etkisi de ilişki göstermektedir. Oluşturdukları fiziksel kirliliğin yanı sıra çevreye salacakları zehirli baca gazları ve partiküllerin doğrudan insan sağlığına olan olumsuz etkileri, tarım arazilerine – yeraltı sularına olan zararlı etkileri düşünüldüğünde bu tesislerin geri dönüşü olmayan ciddi sağlık sorunlarına yol açtıkları bilinir.

Çimento sanayisi günümüzde küresel sera gazlarının %8’inden sorumludur ve bu emisyonların yarısı fosil yakıtlardan değil üretim sürecinden kaynaklanmaktadır.

Çimento fabrikalarının üretim süreçlerinde, bacalarından salınan ve havayı kirleten küçük partiküller (PM10 ve PM 2,5) hastalık ve ölümlere neden olmaktadır. Partikül miktarı arttığı sürece hastalık ve ölümlerde de artışlar görülmektedir.  Bu kirletici partiküller, toksit ve kanser yapıcı ağır metalleri de taşıdıklarından daha da tehlikeli olabilmekte yine çimento tozunun toprağı kirletmede kaynaklı 2 km mesafeye kadar yayıldığı da ayrı bir gerçektir…

Çimento fabrikası bacalarında çıkan tozlar ağaçların ve diğer bitkilerin gelişmesini engellemekte ve  endüstri kirliliğinin bitkilerde klorofil ve fotosentez aktivitesini de olumsuz etkilediği bilinmektedir.

Tarım alanları ve kent merkezleri içinde kalan bu çimento fabrikaların üretime devam etmesi büyük tehlikelere zemin hazırlamaktadır. 

Karabük’te bu konuda bir çalışma yapılmış mıdır…

Çevre dernekleri yada Çevre İl Müdürlükleri ? yapmış mıdır bu konuda araştırma..?

Ha! Yapan bir yer var…

Çok ciddi bir araştırma var…

Karabük için değil ama genel anlamda Çevre Şehircilik Bakanlığının bu konuda belgesel niteliğinde (2009 yılında) yaptığı çalışma var.. 

Ama ne yazık ki,  “ÇED Rehberi ve Çimento Fabrikaları” adlı belgesel çalışma arşivlerde kalmış, günümüzde halen İNSANA verilen değerin sadece kağıt üzerinde kaldığını bir kez daha  göstermiştir…

Hey hayat TÜRK Futbolu gibisin…

Kimilerine göre penaltı, kimilerine göre gol, kimilerine göre faul, yada korner….

Hey Hayat Türk Siyaseti gibisin.. Herkesin doğrusu kendine…

Ne diyor Onur Akın bir türküsünde,

Ey hayat
Sen şavkı sularda bir dolunaysın
Aslında yokum ben bu oyunda
Ömrüm beni yok saysın
El oğlu sevdalardan dem tutar
Aşk büyütür yıldızlardan
Seninse düşlerin yasak dokunamazsın