10 Kasım 1938 günü saat 09.05’te yaşamını yitiren, Türkiye’nin kurucusu ve ilk Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk anısına her yıl tutulan ulusal yastır.
10 Kasım gününü kapsayan Atatürk Haftası ise Atatürk’ün yurt genelinde anıldığı, ilke ve devrimlerinin anlatıldığı, radyo ve televizyonda konuşmalarının kendi sesinden yayımlandığı, Atatürk’le ilgili filmlerin gösterildiği; 10-16 Kasım tarihleri arasına karşılık gelen haftadır.
10 Kasım günleri saat 09.05’te çalan siren sesleriyle birlikte Türkiye genelinde 2 dakika süreyle Atatürk anısına saygı duruşuna geçilmektedir.Ardından Türkiye Büyük Millet Meclisi binası önündeki bayraklar hariç, Türkiye’deki tüm resmi binalarda ve ülkenin dış temsilciliklerde bayraklar, yas göstergesi olarak yarıya indirilir.Anıtkabir’de bulunan bayraklar diğer günlerde hiçbir sebeple yarıya indirilmez. Bayrağın sürekli çekili bulunmadığı yerlerde, bayrak önce göndere çekilir; daha sonra da yarıya indirilir..
KARABÜK PROTOKOLÜ ANMA MESAJLARI
KARABÜK VALİMİZ MUSTAFA YAVUZ’UN 10 KASIM ATATÜRK’Ü ANMA MESAJI
“10 Kasım 1938 günü ebediyete uğurladığımız, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu lideri, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, 86. vefat yıl dönümünde saygı ve özlemle yâd ediyoruz.
Vatanımızı düşman işgalinden kurtaran, esarete karşı sarsılmaz bir bent, bağımsızlık ve demokrasiye ise güçlü bir çağrı olan Atatürk, Türk Milleti’nin kalbinde ebediyen var olacaktır. İstiklal Savaşımızın Başkomutanı, kısa hayatına sığdırdığı zaferler, yenilikler ve köklü değişikliklerle, Türk Milleti’ne duyduğu derin sevginin ışığında, zorlukların üstesinden gelerek; dünya tarihine yön vermiştir.
O, yalnızca bir asker değil; aynı zamanda bir devlet adamı, bir düşünce lideri ve bir çağdaşlaşma simgesi olarak, bizlere özgür bir vatan bırakmıştır. Bugün, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü rahmetle anarken; O’nun izinden giden kadim bir milletin ferdi olarak, vatanımızın bekası için daima birlik ve beraberlik içinde olacağız.
“En büyük eserim!” dediği Türkiye Cumhuriyeti’nin kazanımlarını koruyarak; demokrasi ve insan hakları temelinde, adaletin egemen olduğu bir toplum oluşturmak için durmaksızın çalışacağız.
“Büyük ölülere matem gerekmez, fikirlerine sadakat gerekir.” ilkesinin ışığında, 10 Kasımları, matem günü olarak değil; Atatürk’ü anlama ve eserlerini koruyarak, gelecek kuşaklara aktarma günü olarak anlamlandırmayı sürdüreceğiz.
Hiçbir zaman ümitsizliğe düşmeyen, en zor anlarda dahi olamaz denilenleri, olur hale getiren Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve omuz omuza mücadele ettiği silah arkadaşlarını; bağımsızlık mücadelemizin tüm kahraman şehit ve gazilerini hiçbir zaman unutmayacağız.
Bu vesileyle;
Ebediyete irtihal edişinin 86. yıl dönümünde, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e Cenab-ı Allah’tan rahmet diliyor; manevi hatırasını saygıyla yâd ediyorum. Aziz şehitlerimizi, ebediyete irtihal eden kahraman gazilerimizi ve tüm ecdadımızı rahmet ve saygıyla anıyor; yaşayan gazilerimize de sağlık, esenlik ve uzun ömürler diliyorum.”
Milletvekili Şahin’den “10 Kasım” mesajı
AK Parti Genel Sekreter Yardımcısı ve Karabük Milletvekili Cem Şahin, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün vefatının 86. yılı dolayısıyla mesaj yayımladı.
Şahin, mesajında, Atatürk’ü ebediyete intikalinin yıl dönümünde saygı, minnet ve rahmetle andıklarını ifade etti.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü ve onun ilkelerini gelecek nesillere aktarmanın millet olarak en önemli sorumluluklarından birisi olduğunun altını çizen Şahin, şunları kaydetti:
“İstiklal mücadelemize önderlik eden Mustafa Kemal Atatürk, başarılı bir komutan ve lider olarak dünya tarihinde saygın bir yer edinmiştir. Milletimizi müşterek bir ideal etrafında birleştirmeyi başaran Gazi Atatürk, istiklal mücadelemizi Cumhuriyetimizin kuruluşuyla taçlandırmıştır.
Bugün, onun “en büyük eserim” dediği Cumhuriyetimizi ilelebet yaşatmak ve daha da ileriye taşımak için üzerimize düşen sorumlulukları hep birlikte yerine getiriyoruz.
Ülke olarak “Türkiye Yüzyılı” hedefimizle istikrar içinde güçlenmeye ve büyümeye devam ederken, ecdadımızın istiklaline ve istikbaline canı pahasına sahip çıktığını da asla unutmuyoruz.
Bu düşüncelerle, vefatının 86. yıl dönümünde Atatürk ve silah arkadaşları ile vatanımız uğruna fedakarca şehit ve gazi olan tüm kahramanlarımızı bir kez daha rahmetle, şükranla anıyorum.”
Karabük Belediye Başkanı Özkan Çetinkaya, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün vefatının 86. yıl dönümü dolayısıyla bir mesaj yayımladı.
Başkan Çetinkaya, mesajında Atatürk’ü rahmet, minnet ve saygıyla andıklarını belirterek, “Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün bizlere emanet ettiği değerlere sahip çıkarak, ülkemizi daha ileriye taşımak için kararlılıkla çalışıyoruz. Atatürk’ün liderliğinde kazanılan zaferler, milletimizin birlik ve beraberliğinin en güzel örneklerindendir. Bu bilinçle, milli ve manevi değerlerimize bağlı kalarak, ülkemizi her alanda daha güçlü kılmak için gayret göstermeye devam edeceğiz” dedi.
Başkan Çetinkaya, Atatürk ve silah arkadaşlarının mücadelesinin önemine dikkat çekerek, “Bugün, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü ve bu toprakları bize emanet eden kahramanlarımızı saygı ve minnetle anıyoruz. Onların fedakârlıkları sayesinde bugünlere ulaştık. Bizler de onların mirasına sahip çıkarak, ülkemizi daha aydınlık yarınlara taşımak için var gücümüzle çalışacağız” ifadelerini kullandı.
Safranbolu Belediye Başkanı Mimar Elif Köse’nin 10 Kasım Atatürk’ü Anma Mesajı
Safranbolu Belediye Başkanı Mimar Elif Köse, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün 86. ölüm yıldönümü dolayısıyla bir mesaj yayımladı. Başkan Elif Köse, mesajında Atatürk’ün düşüncelerinin ve ideallerinin bugün de ışık tuttuğunu belirterek, onun mirasına sahip çıkmanın önemini vurguladı.
Köse mesajında şu ifadelere yer verdi: “Cumhuriyetimizin kurucusu, bağımsızlık ve özgürlük mücadelemizin önderi Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, aramızdan ayrılışının 86. yılında saygı, minnet ve özlemle anıyorum. Onun bize miras bıraktığı cumhuriyet ve aydınlanma değerleri, bizlerin yolunu aydınlatmaya devam ediyor. Bugün demokrasi, özgürlük ve çağdaşlık yolunda attığımız her adımda onun ilke ve devrimlerinden güç alıyoruz.”
Başkan Köse, Atatürk’ün geleceğe dönük vizyonu ve yaptığı devrimlerin bugün hâlâ geçerliliğini koruduğunu belirterek, “Atatürk’ün bize en büyük mirası olan cumhuriyet, özgür bireylerden oluşan bir toplum hedefiyle inşa edilmiştir. Her alanda olduğu gibi eğitimden ekonomiye, kültürden sanata kadar Atatürk’ün çizdiği yolda ilerlemeye devam ediyoruz. Onun işaret ettiği muasır medeniyetler seviyesine ulaşma hedefi doğrultusunda kararlılıkla çalışıyoruz. Atatürk’ün gösterdiği hedefler doğrultusunda, barış, kardeşlik ve dayanışma içinde, çağdaş ve demokratik bir Türkiye için mücadelemizi sürdüreceğiz” ifadelerini kullandı.
Elif Köse, özellikle gençlere hitap ederek, Atatürk’ün fikirlerinin ve eserlerinin genç nesiller tarafından iyi anlaşılmasının, cumhuriyet değerlerinin yaşatılması açısından kritik bir öneme sahip olduğunu belirtti. “Geleceğimizi emanet ettiğimiz gençlerimizin, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün fikirlerine sahip çıkarak Türkiye’yi daha ileriye taşıyacaklarına inancım tamdır” diyen Köse, Safranbolu Belediyesi olarak da bu bilinci artırmaya yönelik projeler geliştirdiklerini ifade etti.
Son olarak Atatürk’e duyulan saygı ve minnet duygularını dile getiren Köse, sözlerini şu şekilde noktaladı: “Onun mirasını yaşatmak ve geleceğe taşımak bizlerin en büyük sorumluluğudur. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü rahmet, minnet ve saygıyla anarken, onun aziz hatırasını Safranbolu’da ve tüm Türkiye’de daima yaşatacağımızı bir kez daha belirtiyorum. Onun aydınlık Türkiye hayalini gerçekleştirmek için yılmadan çalışacağız.”
CHP MERKEZ İLÇE BAŞKANLIĞI 10 KASIM ATATÜRK’Ü ANMA MESAJI
” Bugün, yüreğimizde tarifsiz bir hüzün ve saygı ile Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü anıyoruz. 10 Kasım, milletimizin ulu önderini kaybettiği o kara günün yıldönümü. O, sadece bir lider değil, bir ulusun kaderini değiştiren, karanlıktan aydınlığa çıkan yolun rehberiydi. Atatürk, modern Türkiye Cumhuriyeti’ni kurarken sadece İstanbul’un, Ankara’nın değil; Karabük’ün de kalbinde, ruhunda yeni bir umut, yeni bir başlangıç inşa etti.
Karabük’ün emek dolu elleriyle yükselen demir-çelik fabrikaları, onun sanayi ve kalkınma vizyonunun bir parçası olarak bu topraklarda yeşerdi. Bu şehirde atılan her çekiç darbesinde, makinalardan yükselen her ses, Atatürk’ün aziz hatırasına bir saygı duruşudur. O’nun sayesinde, Karabük ve nice şehirler, bağımsız, güçlü ve modern bir Türkiye’nin parlayan yıldızları oldu.
Saatler 09.05’i gösterdiğinde çalan siren sesiyle birlikte Karabük’ün sokakları, meydanları ve işyerleri hüzün dolu bir sessizliğe bürünecek. Her birimiz, büyük Atatürk’ün yokluğunu bir kez daha yürekten hissedeceğiz. Ama bilin ki bu sessizlik, yalnızca bir yas değil; onun ideallerine, devrimlerine ve gösterdiği yola olan bağlılığımızın en güçlü haykırışıdır.
Bugün, Atatürk’ün bize bıraktığı mirası koruma ve onun izinden gitme kararlılığımızı tazeleme günüdür. Onun aziz hatırasını yaşatmak, çocuklarımızın daha aydınlık bir geleceğe güvenle bakabilmelerini sağlamak demektir. Karabük, Atatürk’ün mirasına sahip çıkan, onun ilkeleriyle şekillenen bir şehirdir ve hep öyle kalacaktır.
Ey Karabüklüler, bugün bir kez daha Atatürk’ü anarken, onu anlamak ve mirasını yaşatmak için var gücümüzle çalışacağımıza söz verelim. O’nun ışığı, yüreğimizde yanmaya devam edecek ve gelecek nesillere yol gösterecektir.
Başta Atatürk olmak üzere tüm şehitlerimizi rahmet, minnet ve özlemle anıyor, geriye kalan vatanı aklımızın, terimizin ve gerekirse kanımızın son damlasına kadar sahip çıkacağımıza siz değerli Karabüklülerin huzurunda söz veriyoruz.”
Yeniden Refah Partisi Karabük İl Başkanı İsmail Özer’in 10 Kasım Mesajı
Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, aramızdan ayrılışının 86. yılında saygı, rahmet ve minnetle anıyoruz. Onun bağımsızlık mücadelesi ve ülkemizin kalkınması için ortaya koyduğu kararlılık, bizlere her zaman ilham kaynağı olmuştur. Atatürk’ün bıraktığı mirasa sahip çıkarak, milletimizin birlik ve beraberlik içinde daha güçlü bir geleceğe yürümesi için çalışmaya devam edeceğiz.
Bu vesileyle, Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere, tüm kahraman şehitlerimizi rahmetle anıyor, aziz milletimize saygılarımı sunuyorum.”
ADD ‘DEN KAMUOYUNA
SÖZCÜKLERİN ANLATMAKTA YETERSİZ KALDIĞI ATATÜRK
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü bedenen yitirişimizin 86. yılında saygı, minnet ve
özlemle anıyoruz.
Atatürk’ün; fikirlerini özümsememizi, eserlerini korumamızı, devrimlerini
içselleştirmemizi, tek gerçek yol göstericinin bilim ve fen olduğunu hiç aklımızdan
çıkarmamamızı, yasaklanmış olan tarikatların millete tekrar musallat olmalarına asla izin
vermememizi, O’nu anlamamızı istediğini yaşarken defalarca söylediğini biliyoruz. Bu
bilinçle görevimizin; muasır medeniyet seviyesini aşmak ve Türk İstiklâl ve Cumhuriyeti’ni
her koşulda kurtarmak, ilelebet payidar kılmak olduğunu da biliyoruz.
Atatürk’ün, gidişiyle yarattığı boşluk 86 yıldır doldurulamadı maalesef. Bunun
nedeni süreçte kimilerinin içlerindeki devrim ateşinin sönmesi, kimilerinin izinde
olduklarını söyleyerek yan gelip yatmaları, kimilerinin halk düşmanı politikalarını
Atatürkçülük maskesi ile uygulamaları, kimilerinin Cumhuriyet Devrimini hiç anlamamış
olmaları, kimilerinin de emperyalizm güdümünde ilkelerine, devrimlerine, eserlerine,
kişiliğine, anısına pervasızca saldırıp Karşı Devrim değirmenine su taşımalarıdır. Ama
özellikle son dönemde yoğunlaştırılan bu saldırıların Atatürk’ü daha da büyüttüğü,
insanlarımızın gerçek Atatürk’ü daha iyi tanıyıp anlamalarını sağladığı, ulusumuzu yolunda
birleştirdiği görülüyor.
Atatürk; strateji dehası bir komutan, ufkun ötesini görme yeteneği hayranlık
uyandırıcı bir devlet adamı, sürekli okuyan, öğrenen, kendini geliştiren bir öğrenci,
öğrendikleriyle edindiği bilgileri aklıyla yorumlayıp etrafıyla paylaşan bir öğretmen, gözünü
budaktan sakınmayan tartışmasız büyük bir devrimci, kibir ve maceracılıktan uzak
zamanlama ustası bir insan, inanılmaz cesur, kararlı ve neyi ne kadar yapabileceğini bilerek
davranan bir önderdi. O kadar cesur ve kararlıydı ki, 16 Mart 1920 günü Meclis-i Mebusan
basılıp mebusların önemli bir kısmı ve bazı aydınlar tutuklanarak Malta’ya sürüldüğünde,
elinde henüz devlet, düzenli ordu, meclis bile yokken Lloyd George’un yeğeni Albay
Ravlinson dahil Anadolu’daki birçok İngiliz subayını tutuklatmış, derhal harekete geçerek
Milli Meclis’i Ankara’da toplamak üzere eksilen mebusların yerine yenilerinin seçilmesini
sağlamış, kalan ve yeni seçilen 324 mebusun bütün engellemeleri aşarak Ankara’ya
gelebilen 115’i ile 23 Nisan 1920’de Büyük Millet Meclisi’ni açmış, Milli Mücadele’yi
meşruiyet zeminine oturtmuştu.
O kurtuluşun; doğru bir hedef, gerçekçi bir strateji, tutarlı bir ideoloji, bu strateji ve
ideolojiyi kararlılıkla uygulayıp hedefe varacak bir önderlik ve inançlı kadrolarla
başarılabileceğini çok iyi biliyordu. Hedefini açık ve net olarak daha 1 Aralık 1921 tarihinde
“Biz, bizi mahvetmek isteyen emperyalizme karşı ve bizi yutmak isteyen kapitalizme karşı
savaşmayı uygun gören bir mesleği izleyen insanlarız.” sözleriyle belirliyor, ideolojisini de
9 Mayıs 1935’de “Bizim 19 Mayıs 1919’dan bugüne kadar yaptıklarımızın, devrimlerimizin
ve yalnız birkaç yıl için değil, geleceği de kapsayan tasarlarımızın esası Kemalizm
prensipleridir” diyerek tanımlıyordu.
Atatürk, kendisine Ataşark diyen bütün mazlum ulusların da umudu ve önderiydi.
Bağımsızlık ve özgürlüklerine kavuşacaklarına inanıyor, bunu daha 1922 yılında
“Türkiye’nin bugünkü mücadelesi yalnız kendi nam ve hesabına olsaydı, belki daha kısa,
daha az kanlı olur ve daha çabuk bitebilirdi. Türkiye azim ve mühim bir gayret sarf ediyor.
Çünkü müdafaa ettiği bütün mazlum milletlerin, bütün Şarkın davasıdır ve bunu nihayete
getirinceye kadar Türkiye, kendisiyle beraber olan Şark milletleriyle birlikte
yürüyeceğinden emindir.” demeciyle ifade ediyordu.
Atatürk emperyalistler ve kaderlerini emperyalizme bağlamış dahili bedhahlarla
(içimizdeki işbirlikçi hainlerle) hem Kurtuluş Savaşında, hem devrimler sürecinde ve hem
de sonrasında mücadele etti. Uğradıkları ağır yenilgiyi hâlâ unutamamış emperyalist
devletler zaferden sonra ve bugün melanetlerini sürdürseler de, tarihe saygılı olan
temsilcileri yaşarken olduğu gibi, ebedi aleme göçüşünün ardından da ve hâlâ O’ndan saygı
ve övgü ile söz ediyorlar. Birleşmiş Milletler, doğumunun 100. yılında 156 ülkenin oybirliği
ile 1981 yılını “Atatürk Yılı” olarak kabul etti, yıl boyu kutladı. Ama ahlâk, izan ve vicdan
fukarası, Laik Cumhuriyet düşmanı gericiler her fırsatta yalanlarla Atatürk’e ve
mücadelesine düşmanlık etmeyi sürdürüyorlar. Bunların “Keşke Yunan kazansaydı”
diyebilen alçaklara yandaş olanları da görülüyor, “Deccal, Ayyaş, Kafir, Korkak” ve benzeri
pek çok talihsiz, haksız ve hadsiz küfürlerle O’na hakaret edenleri de… Buna karşın, en
önemli rakiplerinden biri olan, istifa etmesine ve siyasi yaşamdan 20 yıl uzak kalmasına
neden olduğu İngiltere’nin efsane başbakanı Churchill savaştığı düşmanını son yolculuğuna
“Savaşta Türkiye’yi kurtaran, savaştan sonra da Türk milletini yeniden dirilten Atatürk’ün
ölümü, yalnız yurdu için değil, Avrupa için de büyük kayıptır. Her sınıftan halkın O’nun
ardından döktükleri içten gözyaşları bu büyük kahraman ve modern Türkiye’nin Ata’sına
değer bir görünümden başka bir şey değildir.” diyerek uğurluyordu.
Atatürk sadece Türk Ulusunun değil, Bölge, Avrupa ve Dünya uluslarının da değerini
her geçen gün daha iyi anladığı gerçek bir dünya Dünya Lideridir. Saldıranlar cüceleşirken
3
O, büyümüştür. İran’da kadınların “Tek yol Atatürk” çığlıkları, Irak’tan duyulan “Bir
Atatürk’ümüz olmadığı için bu haldeyiz” hayıflanmaları, Suudi veliahtının Arabistan’ın
Atatürk’ü olma çabaları boşuna değildir. Atatürk’e hakaret etmeyi marifet belleyenler,
Lozan’a “Hezimet” deyip Montrö’den bir imza ile çıkabileceklerini söyleyenler bile
sıkıştıklarında boydan boya Atatürk posterlerinden medet ummak, dönüp dolaşıp Lozan’a,
Montrö’ye sarılmak zorunda kalmaktadırlar.
Türk Ulusu, kuşkusuz Atatürk’ün akıl ve bilim yolunda aydınlık geleceğine güvenle
yürüyecektir.
Atatürk’ü anlamayı, ilke, devrim ve eserlerini koruyup yaşatmayı varlık nedeni ve
temel görevi sayan Atatürkçü Düşünce Derneği olarak, Büyük Atatürk’ü ebedi yaşama
geçişinin 86. yılında da özlem ve minnetle anıyor, bir kez daha siyaset kurumunu Yeniden
Atatürk Cumhuriyeti hedefine yönelmeye, Aziz Milletimizi de bu hedefe sahip çıkmaya
çağırıyoruz.
Ruhunuz şad, ışıklar yoldaşınız olsun Atatürk !”