Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya

Soylu, ” Dünde Bebek katiliydiler, bugünde”

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu,

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Karabük Polis Meslek Eğitim Merkezi (POMEM) 2018 Yılı 19/2.Dönem Mezuniyet Törenine katıldı ve, 

 

Karabük Yeni Merkez Kapalı Salonunda gerçekleşen mezuniyet törenine İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Vali Kemal Çeber, Karabük Milletvekilleri Cumhur Ünal, Niyazi Güneş, 23.Dönem Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Mehmet Ali Şahin, Karabük Belediye Başkanı Rafet Vergili, Emniyet Genel Müdürü Celal Uzunkaya Polis Akademi Başkanı Prof.Dr. Yılmaz Çolak, Karabük Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Refik Polat, kurum müdürleri, siyasi parti temsilcileri, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve mezun olan Polis Meslek Eğitim Merkezi Müdürlüğü öğrencilerinin aileleri katıldı.

 Saygı duruşu ve İstiklal Marşımızın okunması ile başlayan törende konuşan Vali Çeber, Karabük’ün sosyo ekonomik özellikleri hakkında bilgi verdikten sonra, Karabük ilinin milli ve manevi değerlerine son derece bağlı bir il olduğunu belirterek sözlerine şöyle devam etti: “Karabük’te vatan, millet, devlet, bayrak, şehit, gazi gibi kavramlara ilişkin duygular burada son derece üst düzeyde yaşanır. Bu noktada sizi ve tüm misafirlerimizin dikkatini karşıda bulunan afişe çekmek isterim. O afiş, bizim son şehidimiz ki bizim 61 şehidimiz topraklarımızı nurlandırmaktadır. Bu afiş son şehidimizin cenaze merasiminde çekilen bir görüntüdür. Bu görüntü çekildikten sonra ulusal basına “Türkiye Uğurladı.” başlığı ile servis edilmiştir. Bu fotoğraf cenazeye katılan 20 bin hemşehrimizin bizim sadece koordine ettiğimiz cenaze töreninde kendi kendine bir Türkiye Haritası oluşturmasını anlatmaktadır. İlde sıklıkla esnaf, köy, halk ve muhtar toplantıları ve okullar açık olduğunda ise arkadaşlarımızla okul ziyaretleri yaparım, bu ziyaretlerde gururla ve memnuniyetle söyleyebilirim ki  anaokulundan üniversiteye  girdiğim her sınıfta “İleride ne olmak istiyorsunuz? İdealiniz nedir?” diye sorduğumda polis olmak istiyorum, asker olmak istiyorumun ötesinde artık öğrencilerimiz direkt olarak ben bordo bereli olmak istiyorum, kriminal polisi olmak istiyorum gibi branşları da belirterek bu duygu ve düşüncelerini dile getirmektedirler. Afrin operasyonlarının sürdüğü bir gün, okulların öğrenci temsilcilerinin kendi organizasyonları ile derslerinden sonra toplanıp valilik bahçesini hınca hınç doldurduklarına ve “Vali Amca Bizi Afrin’e Götür” sloganları attığına şahit oldum. Bu bizi oldukça memnun etti. Bir gözlemimi daha ifade edeyim. Milli bayramlarımızda, anma günlerimizde sürekli olarak kortejler ve yürüyüşler yaparız bu yürüyüşlerde asker kardeşlerim ve özel hareket kursiyeri kardeşlerim mutlaka yer alır. Onların uzun bir bayrağı olur ve onlar kortejin en ilgi çeken, alkış alan ve en çok dikkati çeken unsurları olurlar. Vatandaşlarımız bayrakları,  sloganları ve duaları ile eşlik ederler. Bu durum bizde aşırı bir memnuniyet yaratmaktadır. Bütün bunların başta Sayın Cumhurbaşkanımız başta olmak üzere devletimizin, hükümetimiz ve zat-ı devletlerinin nezdinde İçişleri Bakanlığımızın yürüttüğü terörle mücadele asayiş ve güvenlik politikalarının vatandaşlarımıza bir yansıması olduğunu düşünüyorum. Vatandaşlarımız tüm bu politikaları içselleştirmekte ve desteklemektedir. Tekraren teşriflerinizle bizi onurlandırdığınız için şahsım ve ilim adına sonsuz teşekkürlerimi arz ediyorum. Başta Hakkari’de şehit olan kız kardeşimiz ve dokuz aylık evladımız olmak üzere tüm şehitlerimizi rahmetle yeniden yad ediyorum ve inanıyorum ki o dokuz aylık bebek ahirette annesi ve babasının ellerinden tutup “Ben size dünyada doyamadım hadi beraberce cennete giriyoruz.” dediğinde inşallah bizleri kast ederek “Bu büyüklerimiz de bizler için bir şeyler yaptı.” diyerek şefaatine nail oluruz. Kardeşlerimi böyle bir meslek seçtikleri için, bu üniformayı giymeyi tercih ettikleri için, tek tek tebrik ediyorum. Burada bulunan anne ve babalarını, ailelerini böyle evlatlar yetiştirdikleri için saygı ve sevgi ile selamlıyorum, hepsine hürmetlerimi arz ediyorum. Buradaki kardeşlerime meslek hayatlarında başarılar diliyorum, Allah onları kazadan beladan görünür görünmez musibetlerden her türlü şerden muhafaza etsin. Rabbim yardımcıları olsun hepinize saygılarımı sunuyorum.”

 

 Vali Kemal Çeber’in konuşmalarının ardından kürsüye gelen İç İşleri Bakanımız Süleyman Soylu :

“Aslında bugün size çok başka bir konuşma yapacaktım. Türkiye 2002’den beri büyük bir değişim geçirdi. Birilerinin bundan nasıl rahatsız olduğunu, 15 Temmuz ihanetinden sonra bu aziz milletin, bu asil milletin, devletine, topraklarına, namusuna nasıl sahip çıktığını anlatacaktım. Sizlere bu ülkede artık kanıksanmaya başlayan, belki de herkesin istemeyerek ne yapalım diye kabul etmeye başladığı sorunların nasıl üzerine gidildiğini, trafikle, uyuşturucuyla, terörle nasıl kıran kırana bir mücadele edildiğini anlatacaktım. Sadece bu yıl 57’si üst düzey olmak üzere 827 PKK’lıyı, hatta sabahleyin aslanlarımız yine Şırnak’ta bir üs bölgemize Kuzey Irak’tan saldırmaya çalışan 5 PKK’lının da iflahını kesti, onları etkisiz hale getirdi. Toplam 832 PKK, 241 DEAŞ’lıyı, 16 tane de aşırı sol terör örgütleri mensubunu nasıl etkisiz hale getirdiğimizi yılbaşından bu yana 13 bin 215 uyuşturucu satıcısını nasıl cezaevine tıktığımızı anlatacaktım. Bizim evlatlarımızın ürettiği yerli malı İHA’lar ile nasıl operasyon yaptığımızı, etrafımızdaki coğrafyadan ülkemize gelen denizlerimizde göçmenlerimize nasıl el uzattığımızı, sınırlarımızda yakaladığımızı, denizlerde nasıl hayat kurtardığımızı anlatacaktım. Türkiye’de yıllarca kronikleşmiş sorunların üzerine gittiğimizi, bir yandan içimizdeki FETÖ cerahatini, öte yandan Türkiye’nin bölgesinde Kıymetli Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde nasıl bir güç haline geldiğimizi, dünyanın artık kimseye süper güç falan demediğini, süper güç masallarını artık dinlemediğini anlatacaktım. Size yeni Türkiye’yi yarınlarımızı, hayallerimizi, umutlarımızı ve ayaklarımızın üzerinde nasıl durduğumuzu anlatacaktım. 21. asrın başından itibaren Türkiye’nin her gün daha fazla güçlendiğini anlatacaktım. Demokrasimizin nasıl güçlendiğini, Türkiye’nin artık darbe akımları ile yönetilmeyeceğini, yarınlara yönelik umutlarımızı, beklentilerimizi, Türkiye’nin bu yeni dönemde daha fazla zenginleşeceğini, Ortadoğu’ya nasıl barış getireceğini anlatacaktım. Bunların hepsi gerçektir. Bunları başka zaman yine size anlatmak Allah bize nasip eder.” diyerek sözlerine başladı.

 

Bakan Süleyman Soylu, Yüksekova ilçe merkezine yaklaşık 20 kilometre uzaklıktaki Büyükçiftlik beldesi Susak Deresi mevkisinde üs bölgesinde görevli astsubay eşi Serkan Karakaya’yı ziyaretten dönen Nurcan Karakaya (25) ve yanındaki 11 aylık oğlu Mustafa Bedirhan Karakaya’nın, PKK’lı teröristlerin önceden tuzakladığı el yapımı patlayıcının infilak etmesi sonucu şehit düşmesi olayıyla ilgili de astsubay ile yaptığı telefon görüşmesini şöyle aktardı:

“Dün aldığımız haber konuşmamı tamamen değiştirdi. Bugün sorumluluklarımızı, vicdanımızı, bu üniformalarımızı hangi sorumluluklarla giydiğimizi, bu kürsülere hangi sorumluluklarla çıkılması gerektiğini konuşacağız. Bu törenden çıktıktan sonra Cumhurbaşkanımızla birlikte Sivas’a gideceğiz. Orada içine kor ateş düşmüş yürekler var. Orada iki tane şehit cenazesi var. Onların cenaze merasimine katılacağız. Şehitlerimiz asker mi, polis mi, koruyucu mu? Hayır. Bir tanesi gencecik bir anne, diğeri de Onun 11 aylık tertemiz evladı. Kıymetli astsubayımızla dün olayın akabinde hemen görüştük. Çelik gibi bir iradesi vardı. Bana dedi ki: ”Bayramda geldiğim, kaldığım üs bölgesi var ya. –  Ramazan bayramında çocuğumuzla birlikte yanıma gelmek istedi. Bugün eşim ve ve evladım şehitlik makamına erdi. Vatan sağ olsun.” Çıktığınız yolun nasıl bir yol olduğunu, bu toprakların neyi ifade ettiğini, şuralarda sizi Ayetel Kürsiler ile beraber zırh etmeye çalışan annelerinizle babalarınızla kardeşlerinizle adım attığınızda sizi İhlaslarla, Fatihalarla donatmaya çalışan bu büyük milletimizle bu asil milletimizin de neyi ifade ettiğini herhalde en güzel, en anlamlı şekilde dün astsubayımın o kahraman cümleleriyle ifade edebiliriz.”

 

Avrupa’da yıllardır teröristlere destek verenler olduğunu, Amerika’nın da 5 bin tır silah gönderip PKK ve PYD’yi destekleyeceğine yönelik sözlerini hatırlatan Bakan Süleyman Soylu,

Hiçbir şeyden korkmayın. Amerika 5 bin tır silah gönderip de PKK’yı, PYD’yi orada besleyecekmiş. Avrupa onlara destek verecekmiş. Bilesiniz ki Avrupa da, Amerika da bunların arkasında oldu. Sizin gibi kahraman arkadaşlarımız, askerimiz, jandarmamız, koruyucumuz bu toprakları onlara zindan etti, mezar etti, gerekli cevabı en şiddetli şekilde verdi. Asker olan, eşini görev yerinde ziyaret etti, dönerken yola kurulan pusuda şehit oldu. Batı da Avrupa da yıllardır bu teröristlere destek olanlar, ülkelerinde oturma hakkı verenler, gösteri yapma hakkı verenler, siyasi sığınma taleplerini ikiletmeyenler, anında kabul edenler, 5 bin tır silah gönderenler, profesyonel katilleriyle bunlara akıl verenler, taktik verenler, destek verenler, okyanus ötesinden adamlarını gönderenler, Kandil’de PKK’nın katillerine eğitim verenler, devletleri üzerinden buraya para gönderip Anadolu coğrafyasının birliğini ve beraberliğini bozmaya çalışanlar, şu ayyıldızlı bayrağıma göz dikenler, askere, polise pusu kurmamışlar, bir anne ve 11 aylık bebeğine pusu kurmuşlar” diye ifade etti.

 

Bakan Soylu, PKK’nın bebek katili olduğunu da söyleyerek,

“Kimsenin Türkiye’nin terörle mücadelesine söyleyebilecek tek bir sözü yoktur. Bu cinayetin görmezden gelme, üstü örtülü yanı yoktur. Artık hiçbirisi ne bizim operasyonlarımıza ne mahkemelerimize ne yargımıza laf söyleyebilir ne de kiminle ortaklık yapacağımıza, kiminle alışveriş yapacağımıza laf söyleyebilir. PKK 40 yıl önce de bebek katiliydi, liderinden, kurucusundan en altına kadar PKK’nın alayı dün de bebek katiliydi, bugün de bebek katilidir. PKK ile kol kola kim girmiş herkes, her grup bu katliama ortaktı, bugün de ortaktır. Hiç merak etmeyin. Annesiyle beraber sadece ailesini değil, bu aziz milleti orada kucaklamak için orada beklemektedirler. Biz inanıyoruz ki onlar şu anda aramızdadırlar. Çünkü biz onlar öldüğünü zannederiz. Ama onlar diridirler ve bizimle birliktedirler. Dünya bu konuda dün de ikiyüzlüdür, bugün de ikiyüzlüdür. Kimse kimseyi kandırmasın. Kimsenin terörle mücadele ettiği falan yoktur. Kimse Ortadoğu’ya on bin kilometre öteden terörle mücadele için gelmiş değildir. Bilakis kendi askerinin canı yanmasın diye teröristlere destek verip Ortadoğu’yu yağmalamak isteyen bir akıl bugün masum insanlara bu acıları yaşatmaktadır. Türkiye ne ile karşı karşıya kaldığın görmektedir.  Bugün dünden bir farkımız vardır. Allah’a hamdolsun, kendi göbeğimizi kendimiz kesiyoruz. Türkiye terörle mücadelede geri dönülmez bir yola girmiştir. İşte zorlarına giden budur. Bize parmak sallıyorlar, tehdit ediyorlar. Para etmiyor. Türkiye artık eski Türkiye değildir.  En büyük ortakları PKK bugün can çekişmektedir. Kanlı ortaklarını kurtarmak istiyorlar ama başaramayacaklar.” diye konuştu.

 

Bakan Soylu : “Biz burada polisimizle, askerimizle, jandarmamızla, koruyucumuzla, yetmedi vatandaşımızla, 11 aylık bebeğimizle, annelerimizle acı üstüne acı yaşarken artık kimin hangi safta olduğunu adam gibi söylesin istiyorum. Bundan 4-5 gün önce öğretmenlerimiz kura çektiler. Bir kızımız şöyle bir ifade de bulundu: “Allah’a şükür Batman’a tayinim çıktı. Bu ne demektir biliyor musunuz? Bundan yıllar önce Şırnak’a tayini çıkan, Batman’a tayini çıkan öğretmenlerimiz ’Acaba ben ne yapacağım?’ diyordu. Şimdi Aybüke öğretmenimizin şehit olduğu yere, Şırnak’a giderek bu ülkenin evlatlarını yetiştirebilmek için güle oynaya gidiyorlar. Amerika bu sana kapak olsun. Bu ülkenin üzerine bu anlayışla gelerek bizi pes ettireceğini zannedenler, bir casus rahip üzerinden Türkiye’ye diz çöktürmeyi çalışacağını zannedenler bilesiniz ki Türkiye’nin gücünü bundan sonra daha kudretli ve kuvvetli görecekler. Hiç kimsenin endişesi olmasın, öyle kolay değil.” şeklinde konuştu.

 

Bakan Süleyman Soylu, Karabük’ün ardından Sivas’a şehit cenazesi törenine katılacağını ekleyerek sözlerini şöyle tamamladı:

“Buradan çıkıp şehitlerimizin cenazesine inşallah katılacağız. Ben aynı zamanda iki evlat sahibi babayım. Bir şehit eşiyle konuşurken nasıl ezildiğimi, o insanın acısını nasıl hissettiğimi iyi bilirim. Kim ne yaparsa yapsın bizim yolumuz bellidir. Bu vatan bizim, ben sizlerle sadece yüreğimdeki acıyı paylaştım. Yoksa ne bu millet ne de bu devlet acizdir. Bu devlet güçlüdür, metindir, bir yola girmiştir ve bu yoldan asla dönecek değildir. 15 Temmuz ihanetinin üzerinden 3 ay geçmişti. 10 bin özel harekatçı alacağız dedik. Alacağımız sayının neredeyse 30 katı başvuru yapıldı. Bugün de 3 bin 386 kardeşimiz yemin edip göreve başlayacak. Bu meslek zenginlik ve rahatlık vadeden bir meslek değildir. Canı cebinde gezilen bir meslektir. İşte bu 30 katlık başvurunun tek bir izahı vardır, bu aziz millet, asil millet evlatlarına helal süt emdirmişlerdir. Bizim en büyük gücümüz, millet. Allah bu salondaki herkesten razı olsun. Zor ve meşakkatli bir yola girdiniz. Sizin evlatlarınızın milletin gönlündeki makamı, sevgisi, duası bilesiniz ki parayla satın alınabilecek gibi değildir. Allah sizlerden razı olsun bu güzel çocuklar yetiştirdiniz, bu milletin emrine verdiniz. Asla unutmanızı istemediğim bir şey var. Bugün şehit olan Nurcan Karakaya ve 11 aylık bebeği Mustafa Bedirhan’ı asla unutmayın. Bu mesleği niçin yaptığınızı, bu üniformayı niçin giydiğinizi asla unutmayınız.”

 

Konuşmasının ardından dereceye girenlere diplomalarını veren Bakan Soylu Yüksekova ilçe merkezine yaklaşık 20 kilometre uzaklıktaki Büyükçiftlik beldesi Susak Deresi mevkisinde üs bölgesinde görevli astsubay eşi Serkan Karakaya’yı ziyaretten dönen Nurcan Karakaya (25) ve yanındaki 11 aylık oğlu Mustafa Bedirhan Karakaya’nın cenaze törenine katılmak için Karabük’ten ayrıldı.

Web Tasarım & SEO: Best4SEO