Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya

Uysal “Bizim iç işlerimize karışmak onlara mı kalmış”

      AK

 

 

 

AK Parti Karabük Milletvekili Prof. Dr. Burhanettin Uysal, “Getirdiğimiz sistem, geçmişten daha iyi, hukuka daha uygun, vicdanlara daha uygun bir sistemdir.” dedi.

 

AK Parti Karabük Milletvekili Prof. Dr. Burhanettin Uysal, partisinin düzenlemiş olduğu anayasa değişikliği ile ilgili programda vatandaşlar ile bir ara gelerek, “Getirdiğimiz sistem, geçmişten daha iyi hukuka daha uygun, vicdanlara daha uygun bir sistemdir. Avrupa bu sistemi değiştirmeyin, bu sistem kaos üretiyor. Türk milleti sürekli birbiriyle uğraşıyor, bu sistem ile devam edin, diyor. Bizim iç işlerimize karışmak onlara mı kalmış.” dedi.

2007 yılında cumhurbaşkanı halk tarafından seçilsin denildiğinde Cumhuriyet Halk Partisi’nin ‘Hayır’ propagandası yaptığını belirten Uysal, konuşmasına şöyle devam etti:

“2007’de cumhurbaşkanı halk tarafından seçilsin denildiğinde Cumhuriyet Halk Partisi hayır propagandası yaptı. Bugün olduğu gibi. Aradan 10 yıl geçti sisteme o kadar çok alışmışlar ki, ne diyorlar lütfen bu sistemi değiştirmeyin biz bu sistemi çok sevdik. Bunun da takdirini sizlere bırakıyorum. Dünkü hayır dediğinize bugün neden evet diyorsunuz. İşin özü ne biliyor musunuz?  Yönetim veya hükümet dediğiniz zaman bir otobüsü düşünün. Yönetim dediğiniz zaman şoförü düşünün; ama bugün bizim yönetimimiz de iki kişi var. İkisi de aynı koltukta oturuyor, ayrı ayrı koltuk da değil. Bir tane koltuk, bir tane direksiyon var. İkisi de halk desteği ile gelmiş, ikisi de yürütmenin başı, ikisi de anayasal yetkilerini kullanıyor. O yetkiyi de siz vermediniz mi? Bu şekli ile devam edecek olursa bu otobüsün kaza yapması an meselesidir. 16 Nisan’da sizin yapacağınız tek bir hadise var. Şoför koltuğunda oturan, iki kişiden birini; yani Başbakanı alacaksınız, arkaya koyacaksınız. Cumhurbaşkanını otobüsü kullanmak için yetkilendiriyorsunuz; ama diyorsunuz ki eskisi gibi sen şoförlük yapamazsın. Eskiden sana trafik cezası yoktu, arabayı çarpan tazmin etme cezası yoktu, şimdi otobüsü kullanma yetkisini sana veriyorum; ama kırmızı ışıkta geçersen cezayı ödersin, arabaya çarparsan cezasını tazmin edersin. Yok, bu arabayı işletirken arsızlık, hırsızlık, yapacak olursan meclis o zaman seni denetler, 360 milletvekilini bulursan soruşturma açar, 400 milletvekilini bulursan yüce divana seni sevk ederim. Yüce Divan bunları 3 ay içerisinde yargılıyor, suçlu bulurlarsa direk hapse gidiyor. Bunlardan da önemlisi 5. Yılın sonunda sana hesap vermeyecek mi? Sizler 5. Yılın sonunda otobüsün sahibi olarak şöyle otobüsün etrafında bir tur atacaksınız. Vuruk, çizik var mı ona bakacaksınız, birde banka hesaplarına bakacaksınız. Bakacaksın ki durum iyi değil. O zaman diyeceksin ki ver o anahtarı, in aşağıya. Bu otobüsü kullanacak nice pehlivanlar var. Onu getirip koltuğa oturtacaksınız. Sistemin özü budur. Hangisi daha demokratik arkadaşlar. Hiç yargılanmayan, hiç sorumluluğu olmayan bir Cumhurbaşkanı mı, yoksa sorumluluğunun, yetkilerinin yanında sorumluluğu olan bir Cumhurbaşkanlığı sistemi. Evet, getirdiğimiz sistem, geçmişten daha iyi hukuka daha uygun, vicdanlara daha uygun bir sistemdir.”