BÖYLE SİYASET GÖRMEDİM..!
Ramazan ayı dolayısı ile hemen hemen her akşam bir kurumun, bir toplum kuruluşunun, bir siyasinin, yada bir hayırseverin iftar davetleri veriliyor.
Zamanımız elverdiğince de iftar davetlerine katılmaya çalışıyoruz.
Bu iftar yemeklerinden bir kaçında küçük esnafın bittiği, AVM’lere teslim olduğu konusunda konuşmalara şahit oldum.
Bu konuşmaları onlar adına biz her zaman yapıyorduk ama ilginç olan bizzat esnafın ağzından hem de birkaçının ağzından duymak işin ne denli ciddi olduğunu iyiden iyiye ortaya koydu.
Bizim mahalledeki Hacı Mustafa, bakkal dükkânını kapattı diye başlayan cümle, ayakkabıcı Ali’nin de dükkanının kapanmasıyla sürüyor, ardından bir diğeri, diğeri…
Küçük esnafın durumu ve sonu belli aslında, vahim.
Olaya bir de devletin resmi istatistikleriyle bakalım. Hükümetimizin sekiz-dokuz yıllık dönemde izlediği ekonomik politikaları ve yanlış yatırım alanları yüzünden 1,5 milyon esnaf kepenk kapattı. Şu anda varlığını sürdürmeye çalışanlar da borcunu 25’e katlamış vaziyette, çoğu aldığı krediler yüzünden takipli, ya da ipotekli. Yani onlar da malum sona doğru ağır ağır ilerliyor. Bu durum sadece iş yeri sahiplerinin değil ekonominin de sonunu hazırlıyor. En Basit hesapla iki kişinin çalıştığı küçük bir berber dükkânı bile devlete stopaj, vergi, sigorta v.s gideri olarak en az 800TL. ödeme yapar, şimdiye kadar kepenk kapatan 1,5 milyon esnaf hala devam ediyor olsaydı; 1.200.000 TL devlete para girdisi olacaktı ve kendisi ve bir çalışanı ile birlikte 3 milyon kişilik bir istihdam alanı oluşturmaya devam edecekti. Devlette, altı ay sigortalı gösterdiği bir işsizi sanki sürekli istihdam etmiş gibi ucuz politikalara hiç girmeyecekti.
Başbakan Erdoğan, TESK (Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu)nun iftarında yaptığı konuşma, basit bir vatandaş gözüyle bana çok anlamsız ve komik geldi. Konuşmasında “ Esnafı çökertirsek hükümeti deviririz anlayışı, tek kelimeyle barbarcadır. Hükümetle olan meselesini ekonomiyi çökermek suretiyle halletmek isteyenlerin, geminin tabanına delik açmaya çalışan zavallı kemirgenlerden farkı yok” demesi çok ilginç değil mi ? Başbakan bunları söylerken kemirgen diye 1,5 milyon esnafın kepenk kapatmasına yol açan mali politikalarını mı kastetti; yoksa küçük esnafı gerçekten kemiren Taksim olaylarının da başlangıcı AVM leri mi?
İnsan düşünmüyor değil; acaba hükümet Taksime yapılacak olan Rezidansla mı, yoksa AVM zincirleri ile mi saracak Taksim esnafının yaralarını? Yoksa onları da tamamlayıp, üçüncü hava limanı ve Haliç projesinde olduğu gibi, “Çılgın Türkler” diye nitelediği yakın arkadaşlarından birine mi ihale edecek. Seneye yapacağı aile tatilinde yeri de belli olur böylece.
Son olarak AVM lerin şehir dışına yapılması, var olanların da taşınması fikrini ortaya koyan; buna rağmen bir çok yerde olduğu gibi Taksim’e de kendi projesiyle AVM yapmaya kalkan aynı zihniyet değil mi ?
Böyle siyaset görmedim..!