“Memleket İçin, Cumhuriyet İçin Karabük Buluşması  HAYIR” sloganıyla gerçekleştirilen panele konuşmacı olarak CHP PM üyesi İstanbul milletvekili İlhan Cihaner ile ÖDP Başkanı  Alper Taş katıldı.

 

Kent meydanıni Belediye nikah salonunda yapılan Panel, CHP İl Başkanı Erdoğan Dinçel’in referandum ile ilgili konuşması ile başladı.

DİNÇEL ; ” Bu referandumdaki oylanacak anayasa değişikliğini savunamadıklarından ve savunma imkânlarının olmadığını ve savunulacak bir taraflarının olmadığını gösteriyor. Bu konudaki sıkıntı yaşadıklarında sürekli hayır diyenlere saldırıyla kampanyayı yürütmeye çalışıyorlar. Aynı zamanda bu saldırının yanında tehditler, şantajlarla karşı karşıyayız. Bugün birçok devlet memuru, birçok kamu görevlisi, basında veya sosyal medyada evet vereceğim diye açıklamalar yaparken bir tek kamu görevlisi hayır oyu vereceğim diyememekte. Bunu diyenlerde zaten hemen açığa alınmakta veya işine son verilmekte. Yani baskı oluşturuluyor hayırcıların üzerinde. Kamu görevlileri böyle bir açıklama yaparsa işten atılıyor, gazetecilerin içine son veriliyor. Ama Türk halkı buna alışık, Türk halkı bu tür sıkıntılı durumları yaşadı ve bunların hepsi ters tepecektir. Evet’i savunan siyasiler, bunu neden savunduklarını bilmediklerini söylemiştim. Sayın Mehmet Ali Şahin’de bu anayasa değişikliğini savunamayanlardan. Çünkü bir hukukçu olarak Sayın Mehmet Ali Şahin’den biz, hukukçu gözüyle anayasa değişikliğine neden ‘evet’ verilmesi gerektiğini anlatmasını isterdik fakat anlatmaktan aciz oldukları için, çok önemli bir konuyu sürekli espri yaparak ya da insanlar üzerinde baskı ve tehdit oluşturarak geçiştirmeye çalışıyorlar.” dedi

Ardından Panelistleri  tanıtan  Dinçel,  CHP İstanbul Milletvekili İlhan Cihaner’ i FETÖ mağduru olarak tanıtırken   ÖDP Başkanı  Alper Taş’ı   İmamhatipli Devrimci olarak tanıtarak kürsüye davet etti.

 

“Cumhurbaşkanı Meclisi İstediği An Fesih Edebilecek”

Emeğin başkenti Karabük’te olmaktan mutlu olduğuna değinen Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul Milletvekili İlhan Cihaner; konuşmasın da şöyle dedi; “ AKP hükümeti bu anayasal değişikliğinin sistem değişikliği olmadığını söylüyor, buna örnek olarak ise anayasanın ilk 3 maddesinin değişmemesini gösteriyor. Bu tamamen bir aldatmaca dır, bu referandum doğrudan doğruya bir rejim değişikliğidir. Artık Parlamentonun kıymeti, harbiyesi kalmıyor. Dünyada hiçbir başkanlık sisteminde, başkana meclisi fesih yetkisi verilmemiştir. Bu sistemde Cumhurbaşkanına tek başına istediği her anda meclisi fesih etme hakkı tanınacak. Bu sistemi savunanlar, Cumhurbaşkanı yargılanıyor diyorlar. Cumhurbaşkanı nasıl yargılanıyor? Bir kere Cumhurbaşkanının yargılanması için 300 milletvekilinin başvurması lazım. Aynı partiden seçilmiş meclis çoğunluğunda, 300 milletvekili, kendi Cumhurbaşkanına belki de kendi genel başkanına imza verir mi? Diyelim ki buldular 300 tane. 360 kişinin komisyon kurulmasına karar verilmesi lazım. 300 imzadan sonra, 360 milletvekilinin komisyon kurmasıyla birlikte soruşturma komisyonu raporuyla yargılanma yönünde olacak. O raporu 400 milletvekili anayasa mahkemesine gönderirse yargılanır. Bu o kadar ütopik bir şey ki, bunun olması mümkün değil. Başka bir şey daha var. Cumhurbaşkanı 300 milletvekilinin imza verdiği zaman, meclisi fesih edebiliyor. Yani seçimlerin yenilenmesi olarak geçiyor. Eylem olarak meclisi fesih etmek oluyor. Bunun önünde hiçbir engel yok. Diyorsunuz ki, Cumhurbaşkanı şimdi sorunsuzdu. O zaman yargılanabilir hale gelecek diyorsunuz. Bu tamamen bir aldatmaca. diyelim ki 400 kişiyi de bulduk, 400 kişi de yüce divana gönderdi. Yüce divanı anayasa mahkemesinin 15 üyesi var. 12 tanesini doğrudan doğruya Cumhurbaşkanı zaten kendisi seçiyor. Burada öyle bir yargılama var ki buna Cumhurbaşkanı yargılanabiliyor mu diyemeyiz. Bakanlar kurulu da her kesimden seçebilir. Hiçbir etik hukuki engel yok. İstediği gibi seçebilir. İsterse torununu, eşini, kızını, akrabasını seçebilir. Buna hiçbir engel yok. birde üçkağıt yaparlar nasıl olsa seçimi alırlar düşüncesinde olmayalım sandıklara ülkemiz adına sahip çıkalım”

 

TAŞ ” Bu Mesele Memleket Meselesidir”

Karabük gibi emeğin harman olduğu bir kentte hoş geldik iyi ki varsınız iyi ki korkmuyorsunuz diyerek sözlerine başlayan  ÖDP Başkanı Alper Taş ise panelde emeği geçen ve organize eden CHP İl Başkanlığı ile  Birleşik Haziran Hareketine ve bütün katılımcılara teşekkürlerini sundu.

Alper Taş; “Bir ‘Hayır’ toplantısına gelmişsiniz. Bu cesur davranışınızı tebrik ediyorum. Çoluğunuz çocuğunuz var. Fişlenirsiniz. Yarın bir gün işe girmek, zor olur. Çocuk çocuğunuzu işten güçten alı koyarsınız. Burada üniversiteli gençler var. Okullarında rahat bırakmazlar.öyle değil mi, Bakın  ‘Hayır’cılar teröristlikle özleştiriliyorlar. Kolay değil. Terörist damgası da yiyoruz artık,  ‘Hayır’cı olduğumuz için ötekileştiriliyorsunuz,  Bütün bunlara rağmen bu salona geldiniz ya, sizi yürekten alkışlıyorum. 2017’nin 16 Nisan’ında yapılacak olan referandumda bir eşitsiz yarıştayız. Bu her açıdan belli. Karşımızda bir devlet var. ‘Evet’ devleti var. Biz ‘hayır’ı örgütlüyoruz. Karşınızdaki ‘evet’ devlet örgütlenmesi olarak, yukarıdan aşağıya karşımıza çıkacak. Devletin bütün olanakları, seferber edilecek. Cumhurbaşkanı, Bakanı, Valisi, Kaymakamı, Milli eğitim müdürü, vb  aklınıza ne gelirse, devletin bütün kademelerini yukarıdan aşağıya ‘evet’ diye örgütleyecekler. OHAL koşullarında ülkeyi referanduma götürüyorlar. Hükümet yetkilileri Fransa’da da OHAL var ne olmuş deyip bizimle dalga geçiyor. Soruyorum öyleyse? Fransa’da meclisin 3. siyasi partisi olan partinin eş genel başkanları, milletvekilleri cezaevine atılıyor mu, televizyonlar, gazeteler kapatılıp gazeteciler tutuklanıyor mu? Referandum da karşımızda bir parti değil, devlet olacak. Ancak, Referandumdan ‘hayır’ çıkacak, biz kazanacağız. Bunu gaz vermek için söylemiyorum, Çünkü bunların halkımıza anlatacak hiçbir doğrusu yok. bizim paralarımızla 600 milletvekiline işi olmayan insanlara bizim paralarımızı verecekler, darbeden önce FETÖ/Cemaat ile olanlar şimdi Bahçeli’yi yanlarına aldılar bakın MHP demiyorum, Bahçeli diyorum, Devletin bekası için evet denecekmiş, böyle bir şey yok öyle olsaydı Saddam’ın Irak’ı yada Kaddafi’nin Libya’sı yada Hitlerin Almanya’sı o kadar acı yaşamazdı, bir Ülkenin bekası Demokrasiden geçer…Demokrasinin güçlenmesinden geçer…” dedi

 

“Halkımız Bu Sistemi Daha İyi Anlatıyor “

Halkımız bu başkanlık sistemini daha iyi anlatıyor bakın bir Vatandaşımız nasıl anlatmış bunu diyerek sözlerine devam eden Alper Taş ; ” Bakın vatandaşımız futbolla çok yakından ilgili ya nasıl anlatmış olayı Fenerbahçe’liler kusura bakmasın benzetme yapmışlar, şimdi diyelim ki  Aziz Yıldırım FB Başkanı, Spor Bakanı oldu, Federasyon Başkanı oldu, Disiplin kurulu başkanı olduktan sonra Fenerbahçe şampiyon olmazsa lig iptal edecek, al sana başkanlık sistemi,  Erdoğan’da sık sık dillendiriyor “bu benim şahsımla ilgili değil ” diyorlar  ya,  bu arada AKP liler düşünüyor ya Erdoğan giderse ondan sonrası ne olur diye 18 madde hazırlanmış ya Anayasa için 19. maddeye ellerinden gelse “bu maddeler Erdoğan ile sınırlıdır,değişebilir” diyebilirler…   Biz açıkça söylüyoruz bizimkisi memleket sevdası, onların ki bir kişi sevdası, ayıp üstüne ayıp birde basın özgürlüğü diye sadece kendileri konuşacak, televizyonlarda naklen yayınlıyor, çok konuşuyorlar çok, Nazım Hikmet’in Musolini için yazdığı şiiri bilirsiniz,  insan bu kadar konuşuyorsa  diye, “Mussolini çok konuşuyor TARANTA”  diye arkadaşlar biz bu Ülkeyi çok seviyoruz, karşılıksız seviyoruz, ben devrimciyim, sol bu Ülkede hiç iktidar olamadı, yönetme fırsatı verilmedi, şimdi önümüzde bir seçenek var bunları AKP lilere, MHP lilere anlatmak düşer bize ama bu parti oyu değil memleketin iradesini hep birlikte yapacağız, yoksa bir kişiye mi teslim edeceğiz, bi<im kaybedeceğimiz hiç bir şeyimiz yok, halkımıza geldi mi din iman öbür taraf ama bu  tarafta dünya malı yığırlar arkadaşlar, bizim yoksul AKP liler ile işimiz yok onlar bizim anamız bacımız babamız bizim işimiz dini siyasallaştıranlar la olur, bize imkan verilirse dini de biz özgürleştireceğiz devrimciler olarak, diyorum ve  burada bu toplantıya katılanlara halkımıza neden Hayır dememiz gerektiğini anlatacağız diyerek Nazım Hikmet’in şiiri ile sözlerimi sonlandırayım, Davet yapalım, Dörtnala gelip Uzak Asya’dan/ Akdeniz’e bir kısrak başı gibi uzanan bu memleket, bizim./ Bilekler kan içinde, dişler kenetli, ayaklar çıplak/ ve ipek bir halıya benziyen toprak, bu cehennem, bu cennet bizim. /Kapansın el kapıları, bir daha açılmasın,/ yok edin insanın insana kulluğunu,/bu dâvet bizim….Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür/ ve bir orman gibi kardeşçesine,/ bu hasret bizim…” diyerek sözlerini tamamladı

Karabük Belediyesi konferans salonunda gerçekleştirilen panele, Sivil Toplum Örgütleri, Sendika Temsilcilerinin yanı sıra çok sayıda vatandaş katıldı.