Beyin İnsan Fizyolojisinin dinamosudur. Akıl üretir. Akılda düşünceye olanak sağlar. Böylece beyin biyolojik insana, akıl toplumsal insana, düşüncede uygar insana tekabül eden, beyinsel gelişmelerdir.
Beyinsel etkinliğin en üst düzeyindeki entelektüel düşüncenin Türk toplumundaki gösterilerine ilişkin birkaç gözlemden söz etmek istiyorum.
TV8 de yayınlanan bir yarışma programında bir yarışmacı diğerine yanıt vermek için sürekli “ Akıllı Ol” oğlum diye bağırıyor. Burada kullandığı cümle, tehdit unsur’u taşıyor ve onları izleyen çocuklara olumsuz örnek oluyor.
Yarışmayı yönetenlerde reyting uğruna seslerini çıkarmıyor. Düşünme insan işidir, Fakat her insan düşünemez. İnsan toplumunda akılın dağılımı da ormanlara benzer.
Toplumun yarısı biyolojik çağ aşamasında ormandaki ağaçlar gibi, ya göklere kadar uzanır, ya da bodur ağaçlar gibi kalır. Kısacası Dünya ormanında insan türünün her örneği vardır.
Akıl, ayırt etme, düşünme, bilinç, bellek, insanoğlunun eşsiz ve yapısını yeni öğrenmeye başladığımız, beyin denen mücevher her biyolojik bilgisayarının olanak verdiği yeteneklerdir.
Düşünme insanın en büyük yeteneğidir. Ama bilgiyle beslenmeden sadece hayvanlara egemen olmaya yarar.
Düşünmeden konuşmak, Kendi Aklını Hesaba Katmadan Karşısındakine Akıllı Ol demek sadece boş bir laftan ibarettir.
Düşünce İnsanlık tarihinde uygarlaşmanın temel bileşenidir. Uygarlık Pahalı ve toplumların küçük gruplarının giyebildiği bir elbisedir. Çünkü nesnel akıl aşamasında kurulan sayısız kurum, örneğin; Ordu, parti, Banka, okul gibi kurumlar uygarlaşmanın alt basamaklarını oluştururlar.
Bu kurumlar çalışırken, akıl çağının örgütlenmesi yanında biyolojik çağ insanının ilkelliğini ve şiddetini de yansıtabilirler. Bu nedenle toplumumuzu eğitmeliyiz, okutmalıyız. Dinlemeliyiz.
Yönetimlere ortak etmeliyiz. Doğru Düşünmesini sağlayan bir yaşam sağlamalıyız. Düşünemeyen insanlar daha kolay ikna ediliyor, kandırılıyor ve bu tür toplumlarda sürekli geri gidiyor. Kısacası sadece “ Akıllı Ol “ demek yetmiyor.