Karabük’te uzun bir dönem Tıp Doktoru olarak hizmet veren, Spor-Doğa aşığı kültür, siyasi ve mizah dolu onlarca kitap yazarak bugün ülke çapında sayılı yazarlar arasında gösterilen Op.Dr.Alper Akçam’ın Karabük ve Kardemir için yazdığı yazıdır. Teşekkürler Sn Akçam İyiki varsınız…
-Konuk Yazar Op.Dr.Alper Akçam Kaleminden
KARABÜK CUMHURİYEİTTİR!
( 3 NİSAN 2023)

1979 yılının soğuk bir Şubat günü tanıştım Karabük’le… Adını duymuşluğum vardı; o kadar…
SSK Ankara Dışkapı Hastanesi’nin isyankâr asistanı, sonradan dönemin 11’ler hükümetinin bakanı Hilmi İşgüzar yönetimindeki SSK yetkilileri tarafından dosyasına “Büyük hastanelerde çalışması sakıncalıdır” notu düşülmüş, ameliyathanesi olmayan SSK Yalova Dispanseri’ne sürülmüş çiçeği burnunda bir genel cerrahtım…
Suçum çok büyük olmalıydı. Dışkapı SSK Hastanesi Acil Servisinde kanlar içindeki yaralıların bir kenara bırakılıp öncelikle kendisiyle ilgilenilmesini isteyen bir genel müdürlük yetkilisi (veya onlardan birisiyle özel ilişkileri olan) bir hanımefendiye sırasını beklemesini söylediği için ifadesi bile alınmadan kendisine ceza verilmiş bir cerrahi asistanına sahip çıkmış, hastanede başhekim dışında tüm hekimlerin imzalarını toplayarak durumu protesto etmiş, Ankara Tabip Odası aracılığıyla basına duyurmuştum.
Öncesinde de çok suçum vardı…
Daha neler yoktu ki sicilimde…
Ankara Tabip Odası çalışmaları, Pahalılık ve İşsizlikle Mücadele Derneği, Devrimci Derleniş gazetesi, Kuşcağız ve Tuzluçayır’da iki gecekondu derneğinde hasta muayeneleri ve devrimci yayın dağıtma çalışmaları ve başkaları…
Sonuçta babam Dursun Akçam’ın girişimleriyle, yargıya başvurulacağı da söylendiğinden, bir orta yol bulunmuş, Karabük’e atanmam uygun görülmüştü…
Orada, ilk kez gittiğim ve hiçbir yakınımın, tanıdığımın olmadığı o şehirde, demir tozlu bir vadide çok güzel insanlarla tanıştım…
Gece gündüz hayatı üretiyordu onlar…
3 Nisan 1937 yılında kurulmuş Karabük’ün Demir Çelik Fabrikaları’nda çeliğe su veriyorlardı; yüksek fırınlarda ter döküyorlardı…
Üç gün hiç uyumadan çalıştığım oldu…
Ameliyatını yaptığım hasta zor durumda kalınca kendi O, Rh (-) kanımı hiç çekinmeden verdim.
Ben o şehri ve o halkı çok sevdim…
Onlar da beni… Unutulmaz anılarım oldu orada…
Belediye başkanlığı, milletvekilliği yapmış çınar hekim, Dr. Necmeddin Şeyhoğlu abim karşımda ceketinin önünü iliklediğinde mahcubiyetten yerlere girdim (bu şehirde karşısında düğme iliklenecek tek insan sensin demişti bana)…
Çok yaşa sen Karabük; çok yaşa ey Cumhuriyet şehri!