Nöbetçi Eczaneler
Cumhuriyetimiz 96 Yaşında
Bağımsızlık savaşımızın ve Cumhuriyet Devrimlerimizin önderi Mustafa Kemal, zaferden sonra, çökmüş bir imparatorluğun küllerinden Laik bir Cumhuriyet kurmuştur.
Atatürk İlke ve Devrimleri, aydınlanma çağı, okuma ve yazma bile bilmeyen, yoksul düşürülmüş bir halktan; din, dil, ırk, mezhep ayrımı gütmeden çağdaş ve eşit yurttaş ülkesi yaratma çabası ve başarısıdır.
Atatürk, mazlum milletlerin, antiemperyalist bağımsızlık savaşının lideri, zafer kazanan önderidir. Atatürk yeni bir devletin kurucusu, toplumsal devrimlerin öncüsü ve uygulayıcısıdır.
Mustafa Kemal Atatürk, ortaçağda yaşayan kırsal ve tarımsal nitelikli bir topluma çağlar atlattıran, çağdaşlaşma yolunu açan toplumun lideridir.
Atatürk 600 yıllık saltanat 1500 yıllık halifelik kurumunu kaldıran din devletini yıkıp 29 Ekim 1923’de Cumhuriyeti kuran devrimci bir liderdir.
Atatürk hukuk devrimini yapan, kadına toplumda eşitlik veren bir toplum ve kültür Adamıdır. Tüm bunlar Atatürk’ün aydınlanma devrimleridir. Ama Atatürk’ü bir cümleyle tanımlamak gerekirse,” Türk toplumunun önüne aklın üstünlüğü ilkesini” getiren, eleştirel aklın egemenliğini öne çıkaran büyük bir devrimcidir.
Atatürk, akla ve bilime önem vermiştir. Bu nedenle “ Hayatta en gerçek yol gösterici, bilimdir” demiştir.
Evet, bugün siyasal ve toplumsal sorunlarımız vardır. Ancak, laik Cumhuriyetin ilanının üzerinden 96 yıl geçti. İslam dünyasında hangi ülke, Türkiye’nin laik devlet sistemine ulaşabilmiştir. Hiç biri…
Gerçi Atatürkçülüğü kemirmek, tırmalamak, her vesileyle karşı gelmek, laik devlet yerine ümmetçiliği yeğlemek bugünlerde marifet sayılıyor.
Ancak, Sosyoloji biliminin kuralı şudur. Toplumsal dönüşümler tersyüz edilemez. Toplum yaşamında akan ırmak, tersine döndürülemez. Aklın egemenliği, ortaçağ karanlığına götürülemez.
Atatürk Diyor ki; “ Ulusun Bağımsızlığını yine ulusun kesin ve dirençli kararı kurtaracaktır.”
YAŞASIN CUMHURİYET