Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya

BEL VE BOYUN AĞRILARI ÇEKENLER DİKKAT !

Anesteziyoloji ve Reanimasyon Uzmanı Prof.

Anesteziyoloji ve Reanimasyon Uzmanı Prof. Dr. Serbülent Gökhan Beyaz ağrı tedavileri hakkında en çok merak edilen soruları yanıtladı.

Bel ve Boyun Ağrısına neden olan hastalıklar nelerdir?

Bel ve boyun ağrısına en sık kas-iskelet sisteminin neden olduğu ağrılar ön plandadır. Bunun yanında toplumda sık görülen bel ve boyun fıtığına bağlı ağrılardır. Fıtıklar omur kemikleri arasında bulunan ve omur kemiklerinin birbirine değmesini engelleyen yastık görevi yapan anatomik yapılardır. Diz ekleminde menisküslerin görevi neyse omurlar arasında bu yastıkların görevi de odur. Bu yapıların zamanla bozulmasıyla geriye doğru fıtıklaşma sonrasında ağrılar oluşur. Benim 4 K diye sınıflandırdığım nedenler kanal darlığı, kayma, kireçlenmeler ve kanserdir. Kanserin omurgaya sıçramasıyla ve diğer nedenlerden dolayı ciddi şekilde bel ve boyun ağrıları ile karşılaşabilmekteyiz.

Bel ve Boyun fıtıklarının tedavisinde ne tür tedaviler uygulanıyor?

Aslında bu tür tedaviler çok geniş ve çeşitlidir. Ülkemizde çok fazla bilinmiyor ve uygulanmıyor. Çünkü bel ve boyun fıtığına bağlı ağrılar eğer ağrı kesici-kas gevşetici, istirahat ve fizik tedavi uygulamalarıyla geçmiyorsa hastalar 2 yol ile karşı karşıya kalıyor. Birincisi bu ağrılarla yaşamak, ikincisi de ağrılar geçmiyorsa ameliyat olup kurtulmak. Keşke ameliyat olunduğunda tamamen ağrılardan kurtulunsa. Ama çoğunlukla böyle olmuyor ve hastalarımız açık ameliyatlardan sonra ağrı duymaya devam ediyor. Girişimsel ağrı tedavileri olarak adlandırılan tedaviler sadece ağrıları dindirmek olmayıp aynı zamanda birçoğu hastalığı tedavi de edebiliyor. Bu uygulamalar arasında epidural enjeksiyon, sinir kökü enjeksiyonları, fıtıkların radyofrekans ve lazer ile tedavileri, fıtığın içerisine ozon gazı enjeksiyonu (özellikle boyun fıtıklarının iyileşmesinde çok etkili), epiduroskopi ile fıtıkların küçültülmesi, kanser ağrılarının tedavisinde morfin pompası uygulaması, boyun ve beldeki kireçlenmeler ve fıtıklar için kök hücre uygulamaları sayılabilir.

Her bel ve boyun fıtığı ameliyat gerektirir mi?

Elbette gerektirmez. Artık girişimsel ağrı tedavi yöntemleriyle fıtıkların %99’ una müdahele edilebiliniyor. Önemli olan hastadaki fıtıkların hangilerinin ağrıya neden olduğunun bulunmasıdır. Hastaların MR görüntülerinde 3 fıtık görülmesi bunların hepsinin ağrıya neden olduğu anlamına gelmez. Bu nedenle hasta iyi bir şekilde muayene edilmeli, MR görüntülerinde fıtıklar ve diğer anatomik yapılar dikkatlice değerlendirilmeli ve kişiye en uygun girişimsel ağrı tedavisi seçilerek uygulanmalıdır.

Ameliyat olmuş platin, plak vida gibi işlemler yapılmış hastalarda girişimsel ağrı tedavileri uygulanabilir mi?

Bizim açımızdan iki türlü ameliyat vardır. Birincisi mikrodiskektomi gibi açık ameliyatlar uygulanmış olanlar ikincisi ise plak, vida platin gibi işlemler yapılmış ağrıları devam eden hastalar vardır. Her iki grup hastaya birçok ağrı tedavisi uygulanabilir ve bu uygulanan işlemler biraz daha farklıdır. Çünkü ameliyatlar maalesef kötü doku oluşumuna yol açabiliyor ve bunun da görülme sıklığı oldukça fazla. Uzun süreli veya tedavi edilmemiş fııtıklar da enflamasyon dediğimiz yangısal bir duruma yol açarak kötü doku gelişimine neden olmaktadır. Bu dokuları sinirlerin etrafından temizlemek bazen öncelikli hedef olmaktadır.

Kalp hastalığı, Böbrek yetmezliği, Şeker Hastalığı olanlardaki ağrılar için bu tür tedaviler uygulanabilir mi?

Aslında girişimsel ağrı tedavileri bu tür hastalarımızın ağrısız yaşamlarına oldukça katkı sağlayan yöntemlerdir. Hem hastalığından dolayı hem de bel veya boyun fıtığı, kireçlenmelerden kaynaklanan ağrılardan dolayı ameliyat olamayanlar ya da açık ameliyatın risklerinden dolayı ameliyat olmak istemeyen hastalar için de oldukça güvenli ve etkili tedavilerdir.

Girişimsel Ağrı Tedavi Yöntemleri nasıl uygulanıyor?

Bu tedaviler mutlaka bir görüntüleme yöntemleri dediğimiz C-kollu skopi ve ultrasonografi eşliğinde yapılması gerekir. Çünkü vücut içerisine yerleştirdiğiniz iğnenin nerede olduğunu anlık olarak görmek, iğneyi doğru yere ulaştırmak, doğru dozda işlemi uygulamak için çok önemlidir. Görüntüleme yöntemleriyle uygulanmayan işlemlerin etkinliği ve faydası hep sorgulanır. Hatta bazen işlem yapılmadı olarak kabul edilebilir.

Operasyon Sonrası hastalar ne zaman seyahat edebilir?

Operasyon günü hastaneye gelen hastaların aç gelmesini istiyoruz. Öncesinden yapılan kan tetkiklerinin normal olması üzerine hastalar operasyon odasına alınıyor. İşleme göre değişmekle birlikte ortalama 15-20 dakika sürüyor. İşlemden 1 saat sonra hasta yemeğini yer ve kontrol edildikten sonra taburcu edilir. Şehir dışından gelen hastalarımıza bel bölgesine işlem yapıldıysa korse ile yolculuk yapmasını öneriyoruz. İlk gün araç kullanmaması uygun olur.