Son yazılarımı takip edenler bilirler, Bayram sonu tatil niyetine düştük yollara… Orası senin, burası benim gezip durduk… Hani derler ya “Yediğin içtiğin senin olsun, gördüklerini bari anlat” diye… Yok onu da yapmayacam… Heves ettirmeyeyim şu soğuklarda şimdi sizi de… Sadece her şey iyiydi, onu bilin yeter… Ama gördüğüm bi şeyi anlatmadan geçemeyecem…
TEKNOLOJİYLE İMTİHAN…
Ege taraflarında kaldığımız site şeklindeki bi otelde, önüne gelen girip çıkmasın diye ek güvenlik önlemleri almışlar… Konaklayan misafirler için bir kart çıkartmışlar… Otelin girişine de 2 tane turnike koymuşlar… Girip çıkarken kartı turnikeye okutunca çark dönüyo, sizde içeri giriyonuz…
Olurda kartı otelde unutursanız ordaki görevlilerden yardım istediğinizde gelip onlar turnikeden geçiriyor sizleri… Otelin değişik giriş yerlerinde var bu turnikelerden… Kartı turnikeye okut, geç… Eğer kart yanınızda yoksa, görevlide o sırada yerinde yoksa turnikenin üzerinden atlayıp geçiyosun…
İŞİN KOLAYINA KAÇTIK…
Otelin daimi müşterileri işin kolayını bulmuş… Genellikle pantolonun arka cebine koymuşlar kartı.. Geçmek icap ettiğinde zahmet edip kartı çıkarmıyolar.. Hafiften popolarını yan dönüp, arka cebi elektronik göze dayıyorlar.. Şak, açılıyo turnike..
Bizde yeniyiz ya, işin kolayını öğrenmeye çalışıyoz… Cepteki diğer kredi kartlarıyla karışmasın diye bizde giriş kartını arka cebe attık, giriş çıkışta rahat edelim diye… 3. Gün falandı sanırım, otelin girişine yaklaşırken girişte bi kadın gördüm.. Belli ki orda kalmıyo, orda kalan birinin ziyaretçisi..
TURNİKEDEN GEÇME YÖNTEMİ…
O sırada beni tanıyan biri gördü, kesti önümü, ayak üstü sohbet ediyoz.. Gözüm ziyaretçi hanıma takıldı.. Kadıncağız baktı ki poposunu makinaya dayayan yolu açıp geçiyo.. Ordaki görevli çocuklara danışmadan, doğruca turnikeye gitti.. Hafiften dönüp poposunu turnikeye dayadı.. İlk denemesi fayda etmedi.. Turnike geçit vermiyo.. Kadın da azimli çıktı.. Turnikeye bir kez daha arkasını dönüp, poposunu bu kez daha kuvvetli bastırdı.. Sonra dönüp yokladı.. Yine açılmadı turnike..
Poposunun sağ tarafından beklediği randımanı alamayınca sol tarafına kuvvet verip, bir de orasıyla bastırdı.. I-ııhhhh! Aletin oralı olduğu yok.. Görevliler de bi tuhaf.. Kadını uyaracaklarına, poposuyla verdiği mücadeleyi tebessüm ederek seyrediyorlar..
Kadıncağız son olarak bir kez daha gerisini döndü.. Bu kez dayama yerine tıklatma yöntemini seçip, kalçasıyla birkaç kez elektronik gözün üzerine vurdu.. I ıhhh.. Fayda etmedi.. Sonunda görevli kalktı yerinden… Turnikeyi elindeki yedek kartla açıverdi…
Sözün özü, Titrettin abinizi tavsiyesi, siz siz olun bilmediğiniz bişey görünce inatlaşmayın… Yardım isteyin…
POLİS HAFTASI KUTLU OLSUN…
Bu hafta Türk Polis Teşkilatının 180. Kuruluş yıldönümü… Kutlu olsun… 08-11 Nisan haftasında kutlanan Polis Teşkilatı Haftası için tatil programımı yarıda kesip, en kestirme yollardan Karabük’e ulaştım… Genel prensibim olarak her sene emniyet teşkilatımızın düzenlediği tüm programlara katılırım…
Şahsen ben Polis Teşkilatına her yıl radar cezaları ile gerekli maddi desteğimi vermeye çalışıyorum zaten… Salt radar cezaları ile kalmasın bu muhabbetimiz diye her sene Polis Haftasındaki etkinliklere de zaten gönüllü olarak katılırım… Sonuçta trafik cezalarımı peşin ödemişim, etkinliklerde de en ön sırada olma hakkım vardır diye düşünüyorum…
Bu sene de pazartesi günü başlayan etkinlikler için Karabük İl Emniyet Müdürümüz sayın Mehmet Ali HASANKÖSE’nin beni bizzat arayıpta “Titrettin seni de törenlerde görmek istiyoruz” demesini beklemeden, çıktığım tatil programını keserek atlayıp geldim… Sayın Emniyet Müdürümde yoğunluktan olsa gerek, özel olarak arayıpta “Gel” demedi ama önemli değil, gönüller bir…
GÖZ GÖZE GELDİK
Karabük’e gelince, siyasetçi, cemiyetçi, iş insanı Cenk GEDİKOĞLU’nu aradım… “Başkan, Emniyet Müdürümüz sayın Mehmet Ali HASANKÖSE’yi ve Polis Meslek Eğitim Merkezi Müdürümüz sayın Albulkadir KAZAN’ı beraber ziyaret edip, Polis Haftasını kutlayalım mı?” diye…
“Biz zaten Yunus ÇELİK ile gidecez” dedi… Bende geleyim mi sizinle, bende sizinle gelsem olur mu? Cümleleri çıkıverdi yanlışlıkla ağzımdan… “Mahsuru yok, nasıl istersen”, dedi…
Öğlen buluşup önce Karabük İl Emniyet Müdürlüğü’ne geçtik… Sayın HASANKÖSE ile göz göze geldik ziyaret esnasında… Bakışlarındaki gülümsemeden hissettim hemen “İyi ki geldin Titrettin” bakışını… Ortam kalabalık olduğu için haliyle başkalarının yanında ben de çok ta ilgi odağı olmak istemedim… Sonuçta Polis Haftasını kutlama ziyareti bu, kalabalık içinde nizamı bozmamak lazım.. Çıkışta da tüm Polislerimizle tek tek tokalaşıp haftalarını kutladım… Yediğim ceza makbuzlarının çokluğundan mıdır nedir bilmiyom ama ayrı bi sevgileri vardır bana sağ olsunlar hepsinin de… O yüzden de radar cezalarını keserlerken, “Keşke biraz yavaş kullansan şu arabayı” der bakışıyla kesiyorlar her defasında ceza makbuzunu… Olsun.. Hak ettimse yediğim cezadan gocunmam..
POMEM ZİYARETİ….
İl Emniyet Müdürlüğünden sonra da, Zopran köyü tarafında bulunan Polis Meslek Eğitim Merkezi Müdürümüz Abdulkadir KAZAN’ı ziyaret programımız var… Ziyarete 4-5 araçla arka arkaya gittiğimiz için, dedim ki “Bilen biri önden gitsin, biz de onu takip edelim”… Yol hali bu, bilen vardır bilmeyen vardır yolu…
Yunus ÇELİK dedi ki, ben yolu biliyorum, gençlik yıllarım oralarda geçti… Birileri ne zaman böyle dese hep tedirgin olmuşumdur… Neyse çıktık yola.. Ankara yolu üzerinden Organize Sanayi yoluna dönüp, ordan da Polis Okuluna gidecez…
Yolda KARDEMİR’in yanından geçerken bacalardan çıkan kırmızı mavi ateşi göreyim diye sanırım biraz yavaş geçtim.. Bi baktım konvoy yok.. Neyse yolda yakalarım diye hafif gaza dokunayım derken ben Organize Sanayi yolunu görmemişim… En son gördüğüm tabela da “Eskipazar” yazdığını görünce anladım ki biraz fazla gitmişim… Ne var ki bunda… İnsanlık hali.. Sonuçta Karabük-Zopran minibüs hattı şoförü değilim ki… Her gün gelip gittiğimiz yer olsa tamam, bana sert sert bakmalarını anlarım… Atlamışım yol ayrımını… 15 kilometre mesafedeki Polis Eğitim Merkezine gelmem 45 dakika sürdü… Bunun içinde bana bi sürü laf etmelerine gerek yoktu ki… Neymiş efendim beni Polis Eğitim Merkezinin önünde beklerken biraz üşümüşler… Sıkı giyinseydiniz sizde… Havanın soğuk olduğunu bilmiyonuz mu??
Neyse içeri girince Polis Meslek Eğitim Merkezi Müdürümüz Abdulkadir KAZAN’a rica ettim yanımdakilere sıcak bi çay ikram edinde, içleri ısınsın diye… Sağolsun kırmadı beni… Çayımızı içip genç polis adaylarımızın da haftasını kutladık hep birlikte…
Son olarak Ulu Önder Mustafa Kemal ATATÜRK’ün bir sözüyle bitirelim yazımızı… “Polis asker kadar disiplinli, hukukçu kadar hukuk adamı, bir anne kadar şefkatli olmalıdır.” Türk Polis Teşkilatımızın haftası kutlu olsun…