Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya

Büyülü Mezar Taşlarımız ve Mezarlıklarda Kuşlara Su Çukuru Yapmak

 Tarihsel süreçler içerisinde, Uzak

 Tarihsel süreçler içerisinde, Uzak Asya’dan Anadolu’ya, Anadolu’dan Avrupa’nın içlerine kadar yaşamış, bu süreçte kendi kültürünü korumuş ve zenginleştirmiş, bu nadir durumu incelikle ve sabırla sanatlarına işlemiş bir millet olarak başka bir örnek bulmak zordur. Bu geniş coğrafyada ve uzun zaman diliminde, başka kültürleri etkileyip onlardan da etkilenerek eşine az rastlanır eserler bırakmışız.

Eski mezar taşlarımız, geçmişimize dair toplumsal bilgeliği; kültürümüzü, özümüzü, bilgi birikimimizi, sanatımızı, zarafetimizi, inceliğimizi, titizliğimizi ve sabrımızı bize gösterir. Bu bağlamda, korunması gereken kültürel miraslardır. Bu eserlere sadece sanatsal taş yapıtlar olarak bakmak yanlış olacaktır; çünkü bu kültürel miras, bizim hafızamız, geçmişle olan bağlarımız ve kimliğimizdir.

Resim 1: Hıdırlık tepesinde Safranbolu Merkez Mezarlığında’ki zerafet dolu mezar taşlarımız. Atalarımızın bilgeliğini, kültürünü, özünü, bilgi birikimini, sanatını, zerafetini, inceliğini, titizliğini ve sabrını bize gösteriyor.

Onur Çetin, çok güzel bir ifade kullanarak şöyle belirtiyor: “Farklı kültür ve medeniyetler ile Osmanlı mezar taşları mukayese edildiğinde, Türk toplumu ölümün soğukluk ve ürperticiliğini mezar taşlarıyla sanata ve canlılığa çevirip yaşamla iç içe geçirmiştir” (Çetin, 2019). Kuşlar için su çukuru yaparak ölümden sonra bile iyilik yapma fikri yatar mezarlarımızda. Çiçekler ve ağaçlar dikerek, canlılığı bir nevi sürdürmeye devam ederiz.

Bence, ölüm ve yaşam fikrini aynı noktada birleştiren derin ve bilge bir bakış açısıdır bu.

İlber Ortaylı ise şu yorumu yapar: “Eski mezarlıklarımızın onurlu bir uygarlığın belgesi olduğu açıktır…” (Ortaylı, İstanbul’dan Sayfalar, 1995, s. 27-29). Fazıl İsmail Ayanoğlu da “Mezarlıklarımızda bulunan nihayetsiz eserler, bu milleti medeniyet göklerine çıkarmaya kafi gelecektir” demiştir (Berk, Zamanı Aşan Taşlar, 2006).

 

Hıdırlık Tepesi’ndeki Safranbolu mezarlığına gelindiğinde, insanın içini kasvet ve üzüntü kaplamaz. Derin bir sükûnet ve ölümü hatırlatan garip bir huzur hissederiz. Mezar taşlarındaki süslü ve zarafet içeren işlemeler, insana hem yaşamı hem de ölümü hatırlatır.

Mezarlık yüksektedir, havadardır ve manzarası çok güzeldir. Bu durum, zaten Osmanlı ve daha eski Türk mezarlık geleneklerinde de izlenmektedir. Mezar taşlarımızda sadece işlemeli taş eserler değil, sanat ve anlam değeri yüksek şiirler de bulunmaktadır.

Resim 2: Su çukurlu mezar taşlarımız. Öldükten sonra bile iyilik yapmak ve hayvan sevgisi özümüze işlemiş (Tanyu, H., 1968,)

Ölümü çok güzel ifadelerle bizlere aktarmışlar; bu düşüncelerle, davranışlarımıza ve dolayısıyla hayatımıza yön vermişlerdir. Kendi derin ve olgun kültür birikimleriyle, hatta en doğru ifadeleriyle, özlerinden öz katarak bize ulaştırmışlardır.

Ruhları şad olsun, inşallah.

 Resim 3: Hıdırlık Tepesi’nden mezarlığımız yüksekte ve manzarası oldukça güzel. Taş işlemeler, sanat açısından çok ince ve değerlidir. Yazar Gautier, “Nedendir bilmem… Hristiyan mezarlıklarında duyduğum hüznü, Türk mezarlıklarında duymam. Orada geçirdiğim saatler esnasında, içimde tatlı bir hayale dalmaktan başka hisler uyanmadı. Ölüm korkusunu unuttum.” der. Biz Türkler, ölümün korkutuculuğunu mezarlıklar ve mezar taşları ile, hayvanlar için su çukurları yaparak ve mezarlıkları çiçeklerle bezeyerek bir nevi hayata ve sanata, dolayısıyla yaşama dönüştürebilmişiz.

Teknik detaylara çok hakim olmasam da, bir detay olarak mezar başlarında bulunan dikey taşlar (şahide), baş, gövde ve kaideden oluşur. Ancak, başka görüşlere göre de şahideler; başlık, serlevha, kimlik bilgileri, dua ve tarih bölümleri altında incelenir. Genel olarak kadın ve erkek mezarlarını ayırmak kolaydır. Çiçeklerle bezenmiş, zarif ve süslü mezarlar kadınlara; başlıklı mezarlar ise erkeklere aittir.

Mezar taşlarında tespit edebildiğim kadarıyla, bitkisel (çiçek ve yapraklı) motifler, geometrik motifler, palmiyeye benzeyen palmet motifleri, güneşi sembolize eden ışınsal motifler ve ay-yıldız gibi bayrağımızı yansıtan motifler mevcuttur. Ne yazık ki, bazı mezar taşları kırılmış ve yerlerinden ayrılıp savrulmuş. Bazıları da dik değil; rüzgar, fırtına ve yağmur gibi nedenlerle eğilmiş. Bu taşlar korunmaya alınmalıdır.

Konya’da İnce Minare Taş ve Ahşap Eserler Müzesi’nde birçok mezar taşı sergilenmektedir. Hem Selçuklu hem de Osmanlı dönemine ait mezar taşları, tüm zarafetiyle teşhir edilmektedir. Bu bölgedeki eserler, yerli ve yabancı birçok kişinin ilgisini çekmiş ve bu konuda çeşitli makaleler yayınlanmıştır.

Etnografik, arkeolojik, sanat ve tarihi değeri olan kültür varlıklarının korunması, Karabük’ümüze ve yüce vatanımıza büyük bir hizmettir. Anadolu’nun bu güzel ve nadide şehrine bir Taş Eserler Müzesi kurulması, gelecek adına iyi bir fikir gibi durmaktadır. Derin bilgi edinmek isteyenler, Prof. Dr. Lütfiye Göktaş Kaya hocamızın “Safranbolu Merkez Mezarlığı Mezar Taşları” kitabını okuyabilirler.

Derin saygı ve sevgilerimle…

 

Not: Bu yazıları neden yazdığıma dair sorular alıyorum. En büyük amacım, ulusumuzun sahip olduğukültürel ve doğal zenginlikleri yüceltmeye çalışmaktır. Başta sevgili öğrencilerim ve kıymetli halkımızda farkındalık oluşturarak, bu zenginlikleri gelecek nesillere bozulmadan aktarmak diğer amacım. Başta bilim, daha sonra sanat, köklü geçmişimiz ile inşallah bizleri çok daha güçlü hale getirecektir.

 

Kaynaklar

 Göktaş Kaya, Lütfiye, Safranbolu Merkez Mezarlığı Mezar Taşları, 2013

Berk, Süleyman; Zeytinburnu’nun Tarihi Mezar Taşları, Zeytinburnu Belediyesi Kültür Yayınları 7, 2006.

 Berk, Süleyman; Zeytinburnu’nun Tarihi Mezar Taşları-Zamanı Aşan Taşlar, Zeytinburnu Belediyesi Kültür Yayınları 8, 2006.

Onur Çetin, Osmanlı Mezar Taşları Etrafında Gelişen Kültür ve Medeniyet, Dünyası Üzerine Bir İnceleme (Eyüp Örneği), Anadolu Akademi Sosyal Bilimler Dergisi, 2019; 1,2 syf: 113-122

 Ortaylı, İlber, “İstanbul’dan Sayfalar”, İletişim Yayınları, 1995, İstanbul.

 Tanyu, Hikmet.”Türklerde Taşla İlgili İnançlar”, Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi

Yayınları, 1968, Ankara.