Karabük Eğitim İş bugün tüm ülkede uygulanan iş bırakma eylemini gerçekleştirdi ve konuyla ilgili olarak da kent meydanı Atatürk anıtı önünde basın açıklaması yaptı
Kent Meydanında ki açıklamaya CHP İl Başkanı Abdullah Çakır, CHP Merkez İlçe Başkanı ve Yöneticileri yanı sıra çok sayıda Eğitim İş üyesi katılım yaparken Eğitim İş Sendikası Karabük Şube Temsilcisi Zeki Çelik “Yaşasın Örgütlü Mücadelemiz, Biz eğitim emekçileri, bugünün gerçekliğini TÖS’ten TÖB-DER’den Köy Enstitülerinden devraldığımız tarihsel mirasla yoğuracağız. Nazım’ın dediği gibi ağır ellerimizi toprağa basıp doğrulacağız. ” dedi
Eğitim İş Karabük Temsilcisi Zeki Çelik’in açıklamasının tam metni..
“SARAYLARDAN DEĞİL GÜR SESİMİZLE ALANLARDAN HAYKIRIYORUZ
Değerli üyelerimiz, halkımız; değerli basın emekçileri
AKP iktidarı ekonomik krizin yükünü tamamen emekçilerin sırtına yıkan, gelir adaletsizliğini derinleştiren ve yoksullaşmayı artıran politikalar yürütmeye devam etmektedir.
Ağustos 2021’de yandaş sendikayla imzalanan sözde toplu sözleşme ile kamu emekçilerinin ve emeklilerin geleceğine el konulmuş, adeta sefalete mahkûm edilmiştir. Türk Lirası hızla değer kaybederken kurdaki dalgalanmalar sonucunda oluşan zamlar hem yoksul halkımızın hem de biz emekçilerin belini iyice bükmüştür.
İnsan onuruna yaraşır bir yaşam daha da imkânsız hale gelmişken, AKP iktidarı sadece yandaşların özgür ve refah içinde olduğu bir ülke yaratmıştır.
Zengini daha zengin, emekçileri ise daha yoksul hale getiren bu eziyetten, eğitim emekçileri de payını en ağır biçimde almıştır. Sözde toplu sözleşme görüşmelerinde kamu çalışanlarına reva görülen 2 yıllık zamlar yıl bitmeden erimiş, enflasyon ve artan vergi dilimi ile kamu emekçisinin alım gücü yerle bir edilmiştir. Eğitim emekçileri, daha ayın başında ayın sonunu kara kara düşünür hale gelmiştir.
Üstelik bu tablo daha da ağırlaşıyor. TÜİK ezbere bildiğimiz yalanları söyleyedursun, Konfederasyonumuz Birleşik Kamu-İş’in Aralık ayı araştırmasına göre; dört kişilik bir ailenin insan onuruna yaraşır bir şekilde yaşayabilmesi için yapması gereken zorunlu harcamaları gösteren yoksulluk sınırı 13 bin 598 liraya, açlık sınırı ise 4 bin 652 liraya yükselmiştir. 1 yılda tüketilmesi zorunlu olan tüm gıda maddelerine yüzde 100’ü aşan oranlarda zam gelmiştir. Gıda dışındaki ihtiyaçlar için yapılması gereken harcama ise 2 bin 6 lira artmıştır.
Peki bu şartlar altında özveriyle çalışan biz eğitim emekçilerinin payına ne düşüyor:
- Tiyatrodan ibaret olan toplu sözleşme görüşmelerinden gelen trajikomik ücret zamları ve peşi sıra gelen sefalet.
- Liyakatsizce atanmış yöneticilerin hadsizlikleri; azar, keyfi disiplin cezaları, mobbing, sürgünler…
- Kadrolu, sözleşmeli, ücretli adı altında kategorize edilerek, ayrıştırılarak sömürülme.
- İş güvencemizi ortadan kaldıracak, öğretmenler odasını bir kez daha bölecek olduğu halde bize müjde gibi sunulmaya çalışan Öğretmenlik Meslek Kanunu.
- Gerici, piyasacı bir eğitim sistemi…
Bu böyle gitmez, gidemez! Bugün bizim halimizi görmezden gelenlere, isyanımıza kulağını kapatanlara karşı üretimden gelen gücümüzü kullanacağız! Bir günlük iş bırakma eylemimizle sesimizi herkese duyuracağız. Bugün derse girmeyeceğiz, iş yerlerimize gitmeyeceğiz ve meslek büyüğümüz Fakir Baykurt’un dediği gibi alanlarda ders vereceğiz! Bugün burada bulunan ve iş bırakma eylemimize destek olan tüm eğitim emekçilerini ve dostlarımızı da selamlıyoruz.
Mücadelemizi tüm haklarımızı elde edene kadar, eğitim emekçilerine insan onuruna yaraşır bir yaşam sağlayana kadar sürdüreceğiz! Hakkımız olanı şüpheniz olmasın ki söke söke alacağız! Bugün dünyada Başöğretmen ünvanı taşıyan bir liderin kurduğu tek ülke olan Cumhuriyetimizde, öğretmenlere ve eğitim emekçilerine pranga vurulamayacağını göstereceğiz.
Biz eğitim emekçileri, bugünün gerçekliğini TÖS’ten TÖB-DER’den Köy Enstitülerinden devraldığımız tarihsel mirasla yoğuracağız. Nazım’ın dediği gibi ağır ellerimizi toprağa basıp doğrulacağız.
Değerli dostlar,
Bu yoksulluk, bu sömürü artık yeter! Gün umutsuzluğa kapılma, kendini çaresiz ve güçsüz hissetme günü değildir. Gün dayanışma günüdür, mücadele günüdür. Üreten emekçileriz, sesimiz, sözümüz var. Hep birlikte güçlüyüz.
YAŞASIN ÖRGÜTLÜ MÜCADELEMİZ YAŞASIN EĞİTİM-İŞ YAŞASIN BİRLEŞİK KAMU-İŞ”
AÇIKLAMANIN VİDEO GÖRÜNTÜSÜ