Nöbetçi Eczaneler
CHP Karabük Milletvekili Cevdet Akay, Ankara TBMM den açıklama yaparak “İktidarın yapay enflasyonu emekçinin, emeklinin ve memurun üzerinden silindirle geçti, alın terini gasp etti.” dedi
AKAY açıklamasında; “2025 yılında vergi, harç ve cezalar için yeniden değerleme oranı yüzde 43.93 olurken;
– Asgari ücret artışı %30,
– SSK ve BAĞ-KUR emekli maaşları %15,75
– Memur ve memur emekli maaşları %11.54’lük artış layık görüldü. Sayın Şimşek; 19 ay önce, selefiniz Nurettin Nebati’den görevi devraldığınızda enflasyon % 39.59’du, şu an yapay rakamlarınızla dahi %44.38. Bunu size hatırlatmak isteriz! İktisattan bihaber iktidar, tüm ikazlarımıza rağmen hâlâ ücret artışlarını düşük tutarak enflasyonu dizginleyeceğini düşünüyor. Bir yanda elini taşın altına koymayan kamu yönetimi, diğer yanda bütçeyi kemiren YİD ve KÖİ projeleri, öte yanda ise çeteleşmiş hâle gelen müteahhitlere hazinenin kapısı sonuna kadar açan bir ekonomi yönetimi ve iktidar var. Bu savurganlığın bedeli asla yurttaşlarımıza yıkılamaz, yurttaşlarımıza yapılan bu zulüm asla kabul edilemez.” ifadelerine yer verdi
CHP İl Başkanı Vedat Yaşar ise İl Başkanlığından açıklama yaparak ” 2025 yılı için sağlık ve mutluluk dilemek istiyorum. Ancak, her yeniyıl da olduğu gibi 2025 yılıda zamlarla geldi. Yapılan ve yağmur gibi gelen zamlar beşer onar açıklanırken ; TUİK Aralık ayı enflasyonunu ve yıllık enfeksiyonu açıkladı. Memurlar ve memur emeklileri ile SGK emeklileri mevcut iktidarın bu oranlara göre yaptığı hesaplama sonucunda,
Memur ve emeklileri %11.55,
SGK emeklileri ise % 15.75 oranında zam diyemiyorum ayarlama ile yetinmek zorunda bırakıldılar.” diyerek bir açıklama yaptı.
Yaşar açıklamasında ; “Buna zam demek anlamsızdır. Açlık sınırının altına belirlenen bu ücretler sefalet açıklaması dır. Zira yapılan bu ayarlama kendi belirledik leri enflasyonun bile çok çok altında kalmıştır. Yazıktır, günahtır. Çalışan memura yazıktır, Emekliler yazıktır. İktidarın açıkladığı bu oranlar yaşam maliyetlerine, geçim sıkıntılarına merhem olmamış uzaktan bile yaklaşamamıştır. Halkımız Enflasyonun canavarı ile mücadelede yalnız bırakılmış, varsa cebindeki daha da ermiştir. Adeta cebine konuşacağına olan da cebinden çekip alınmıştır.
Yapılan bu ayarlama oranları emeğin ve Emekçinin değerini bilmeyen, çalışan Memurları ve tüm emeklileri açlığa mahkum eden bir yönetimin karakteristik özelliğidir. Bunlardan da başkasını beklemek abesle iştigaldir. Her zaman olduğu gibi bugün de belirlenen bu yüzdeler göstermiştir ki ülkede geçim yoktur. Bu iktidarla da yok olmaya devam edecektir. O halde diyoruz ki;
Geçim yoksa, seçim var. Hemen seçim., hemen seçim.” ifadelerine yer verdi
Merkez İlçe Başkanı Ali Yavuz’da Enflasyon arkasından Emeklilere gelecek zamların yetersizliğine değinerek yaptığı açıklamada “Zam Değil Sadaka: Bu Halk Bu Rezilliği Hak Etmiyor” dedi
Yavuz açıklamasında şöyle dedi; “Bugün açıklanan zam oranlarıyla milyonlarca memur ve emeklinin onuru bir kez daha ayaklar altına alındı. %15,75 zam mı? Bu oran, milyonlarca insanın hayatını küçümsemek, onlara “sizin değerinizi bu kadar görüyoruz” demektir. Çarşı-pazar yangın yeri. İnsanlar sofrasına bir kilo et koymayı bırakın, temel ihtiyaçlarını karşılamakta bile zorlanıyor. Siz ise bu komik oranlarla milletin aklıyla alay ediyorsunuz. Halk artık bıktı, usandı. Yetti artık bu rezalet!
TÜİK’in açıklamalarını kim ciddiye alıyor? Halk gerçek enflasyonu zaten her gün markette, pazarda, faturalarını öderken yaşıyor. Ayçiçek yağı 200 lira, ekmek 10 lira, etin kilosu 400 lirayı geçmiş. Faturalarsa birer kabus: Elektrik, doğalgaz bir ay ödenmezse kesilme tehdidiyle geliyor. Ama TÜİK enflasyonu düşük göstermek için hesap oyunlarına başvuruyor. Gerçek enflasyon %50’yi geçmişken, halkı kandırarak “kontrollü ekonomi” masalına kim inanır?
Bir emekli 13 -14 bin lira maaşla ne yapabilir? Faturasını mı ödesin, çocuğuna destek mi olsun, ilaçlarını mı alsın, yoksa evine bir tabak sıcak yemek mi koysun? Memurlar da farklı değil; birçoğu ek iş yaparak geçinmeye çalışıyor. Yıllardır bu ülkeye hizmet eden, alın teriyle çalışan insanlar, bu halde yaşamak zorunda bırakılıyor. Siz ise kendi lüks yaşantınızda bu dertleri görmezden geliyorsunuz. Halkın gerçeklerini bilmezsiniz, çünkü her şeyiniz devletin hazinesinden finanse ediliyor.
Bu ülkenin ekonomisini bu hale getirenler artık bir karar vermeli: Ya milletin haklarını teslim edersiniz ya da bu halkın önünden çekilirsiniz. Yönetemiyorsanız, bırakın gidin! Bu kadar basit. Sizin lüks saraylarınız, milyonluk araçlarınız, uçaklarınız varken; halkın maaşıyla yaşamaya mahkûm edilen insanları anlamanızı beklemiyoruz. Ama artık bu pişkinliğe tahammülümüz kalmadı. İnsanları açlığa mahkûm edenler, o koltuklarda daha fazla oturmamalı.
Bugün bu adaletsizlik karşısında susanlar, yarın çocuklarının aç kaldığını gördüğünde bunun hesabını soracak. Millet uyandı. İnsanlar artık sadaka gibi sunulan bu zamları kabul etmiyor. Halk, alın terinin hakkını istiyor. Bu halkın sabrı tükeniyor, unutmayın. Gün gelir, bu yapılanların hesabı sorulur. Sandık günü geldiğinde, bu halkın sırtından geçinenler hak ettikleri cevabı alacak. O zamana kadar da susmayacağız.
Halkın hak ettiği refahı ve onurlu yaşamı sağlayamayanlar, milletin karşısına çıkıp utanmadan zam oranlarını övüyorsa, bu halk onlara gereken cevabı er ya da geç verecektir. Biz susmayacağız, hakkımızı alacağız. Bu sadaka siyasetini reddediyoruz ve hakkımızı istiyoruz!”