Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya

‘Deride döküntü Covid-19 belirtisi olabilir’

Ankara Şehir Hastanesi Acil
Prof. Dr. Oğuztürk uyardı: 'Deride döküntü Covid-19 belirtisi olabilir'

Ankara Şehir Hastanesi Acil Tıp Kliniği İdari ve Eğitim Sorumlusu Prof. Dr. Hakan Oğuztürk, korona virüs tanısı konan hastalarda, semptomların ve şikayetlerin değişiklik gösterebildiğini belirtti. Prof. Dr. Oğuztürk, “Deri döküntülerinin başka sebeplerini dışladıktan sonra, Covid-19 ile ilintili olabilecek bu problemlerin de karşımıza çıktığını net olarak söyleyebilirim” dedi.

Son dönemde korona virüs vakalarında artış eğilimi sürüyor. Korona virüs ile mücadelede en ön safta yer alarak birebir bu virüs ile savaşan doktorlardan Ankara Şehir Hastanesi Acil Tıp Kliniği İdari ve Eğitim Sorumlusu Prof. Dr. Hakan Oğuztürk, Covid-19 şüphelisi olarak kendilerine başvuran bazı vakalarda deri döküntüsü görüldüğünü, bazılarının hiç ateşi çıkmadığını ve virüsün farklı semptomlar ile kişide ortaya çıkabildiğini belirtti.

“Kişinin testi alınırken, boğaz sürüntüsü, ağız sürüntüsü alındığı sırada virüsün o bölgede olmama ihtimali var”


Korona virüs testlerinin güvenilir olduğunu ama istisnai durumların da bulunduğunu ve yalancı negatiflik veya yalancı pozitiflik durumlarının olabileceğine değinen Prof. Dr. Oğuztürk, “Covid-19 şüphesi ile sağlık kuruluşlarına gelen kişilere PCR ve antikor testleri yapılıyor. Tabi ki bu testlerin güvenilirliği anlamında biz ciddi anlamda pozitiflik var diyebiliriz. Gerçekten oldukça güvenilir testler. Ama bazı durumlarda, yalancı negatiflik ya da yalancı pozitiflik olabiliyor. Bunun oranının oldukça düşük olduğunu düşünmek ve endişe etmemek başlangıçta ifade etmemiz gereken en önemli konu. Peki ne zaman yalancı negatiflik olabiliyor? Kişinin testi alınırken, boğaz sürüntüsü, ağız sürüntüsü alındığı sırada virüsün o bölgede olmama ihtimali var. Dolayısıyla negatif çıkabilir. Veya testi alan kişinin deneyimli olup olmaması da testin negatiflik veya pozitifliğini etkileyebilir. Bir de bu test alındıktan sonra laboratuvara götürülürken bir karışıklık ve benzeri olabilir. Bunlar çok çok düşük düzeyde ama olabilir de. Bu anlamda biz klinisyenler sadece test sonuçları ile değil, klinik bulgular ile korele yaparak o hastanın tanı ve tedavisine geçiyoruz. Bir de pozitiflikte şöyle bir durum söz konusu olabilir. Virüsün PCR tekniği ile varlığını saptarken PCR pozitif dediğimiz ve bunun uzun süre devam ettiği hasta grupları oluyor. Bunlar da çok nadir. Ama biz bu pozitifliğin uzun süre devam etmesinin her zaman bu kişi aktif hastalık geçiriyor şeklinde yorumlanmamasını istiyoruz. Bunu şu şekilde özetleyebiliriz, kişinin PCR testi pozitif çıktı, ilaç tedavisine başlandı, şikayetleri geriledi ve iyileşti. Ama bir süre sonra bir daha baktı test pozitif çıktı. Bu anlamda virüsün canlı ya da virüse ait parçaların da varlığı PCR testi pozitif anlamına gelebiliyor. Dolayısı ile araştırıldıktan sonra her PCR pozitif tedavi gördükten sonra yine hastalık geçiriyor anlamına gelmediğini söyleyebiliriz” diye konuştu.