Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya

‘FİTBOL’

“Gökyüzünde  düğün olsa merdiven

“Gökyüzünde  düğün olsa merdiven kurmaya kalkarlar” sözünü duyanlarımız  duymayanlarımıza denk geldiğinde  anlatsın. Atasözüymüş bu.Google karıştırıp  doğruladık.

Bir şeyi çok isteyeni tanımlar . Babam bunu  düğünü çok seven kadınlar  için kullanırdı. Babam da ata neticede.

Ben bunu  kendime yonttum : “Gökyüzünde futbol maçı var,oynar mısın  deseler merdiven kurar maça  giderim ” İzleme değil bu, bizzat futbol oynamak manasına.

2010’larda bir takım problemler yaşayıncaya kadar bu sözümü tuttum. Yaş ilerledikçe azalmıştı tabi istek ,heves,keyif. Ama çokca fitbol oynadım. Marakımı  aldım. Büyüklerimizin dili futbola  dönmez, fitbol der rahatça.

Topu ayarla, adam ayarla, sahayı ayarla  hepsi benim işim. İlkokul, ortaokul, lise ,üniversite, ihtisas öyle  sürdü gitti.

Pikniğe  giderdik  yağmaz yağmaz  yağmur yağardı  deli olurdum. Fitbol maçımız akamete  uğrardı , yuh.

Bazı pikniklerde saatlerce  maç yapmaktan  saatlerce süren bacak krampları deneyimi de yaşadım.Kramp nedir bilmeyenlere ,kramp şöyle oluyor, mesela  bacak kası kasılıyor ,gevşemiyor, sanki  sen bilerek kasmıssın  gibi öyle sert  duruyor. Çok kullanmayacaksın .

Ortaokul ,lise yıllarında her pazar  bizim maallenin  maç günüydü.

Öyle kar yağmış, yağmur yağmış,aşırı sıcakmış, ramazanmış  vallahi billahi kimseyi durdurmazdı. Takımdan bazıları  çalışıyor , sadece  pazar  tatil. Nasıl boşa geçer  koca pazar   maç yapmadan  aga?

Bizim ev toplanma alanının önündeydi, kahvaltının sonuna  doğru arkadaşlar  kapımıza şut çekerdi, top kapıya küt. Kimse  kızmaz, tatlı bir şirinlikle karşılar, hadi bakalım hazırlanın, yalnız duvardaki   beyaz  kerpiçler bazen  dökülür, babam  biraz  dikkat edin derdi.

Su deposu  dediğimiz  bir yer en sevdiğimiz  alanlardan biri. Yenimahalledeki verem savaş dispanserinin az  ötesinde , bağ-essan sanayi sitesine  doğru ,demiryolunu az geçince  küçük bir düzlük alan.İşte orası su deposu. Düzlüğün kenarlarında  biraz çim kalmıştı.

Maç esnasında pozisyonlar oraya  taştığında  daha bir hoşumuza  giderdi, çimde  çalım atıyorduk.

Geneli toprak olduğu için yağmur yağınca bolca çamurlanırdık.

Ramazanda devam. Çoğumuz oruç. Bir susardık bir susardık. Çeşmede  akan suya mal mal baktığımı iyi hatırlıyorum.Ne susardık hem de ne? Su akar,Türk bakar.

Yalnız bir uyanık arkadaş , maç bitimi su deposu adının vesilesi olan bahçelik bir alan vardı sahanın aşağısında,orada  çeşmeye iner,  boğazına akıtır suyu, lıkır lıkır gargara yapar biraz serinlerdi. Az da yutuyordur kerata . İran’da bir hoca  fetva vermişti, ramazanda su içilir diye. Neyse bunu sonra  duyduk zaten.

Bu lıkır lıkırcı arkadaş da ben de epey yaş aldık. O benden az büyük. Hayata da erken atıldı. Arada görürüm. O zamanlar da delikanlı biriydi, hala öyle. Emekli olmuş.Belki torunu da olmuştur.

Bir maç esnasında, su deposunda koşturuyoruz  yine, lıkır lıkırın  şortu yırtılmış. O zaman futbol şortlarını pazardan alıyoruz  5 kuruşa, astarı yok bunların. Yırtılmış  astarsız  şort. Uyardılar görenler . Hiç bozuntuya  vermedi “Yiğidin malı meydanda olur” dedi.

Lıkır lıkır bi  keresinde düştü, el bileği  kırıldı mıydı, çıktı mıydı, geçmiş gün, bunu paketleyip bülbül sokakta yaşlı bir sınıkçıya götürdüler. Haşlanmış soğan sardı  teyze buna.

Bundan 12 yıl sonra da benim elim kırıldı fitbolda.

Bana alçı yaptılar. Haşlanmış soğan bulamadılar.

Web Tasarım & SEO: Best4SEO