Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya

Karaoğlu “Cumhuriyeti Yaşatacağız”

Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD)

14139143_1812816692327578_2123911140_o

Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Karabük ve

Safranbolu Şubeleri, 30 Ağustos Zafer

Bayramı ile ilgili bir basın açıklaması yaptı.

Karabük ve Safranbolu ADD Şube Başkanlarının ve Yöneticilerinin huzurunda basın açıklaması yapan  Atatürkçü Düşünce Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Semiha Karaoğlu; 

“Atatürk Büyük Söylev’inde 30 Ağustos Utkusu ’nu şöyle değerlendirmektedir; “Her evresi ile düşünülmüş, hazırlanmış, yönetilmiş ve utkuyla sonuçlandırılmış olan bu harekât, Türk ordusunun, Türk subaylarının ve komuta kurulunun yüksek güçlerini ve yiğitliklerini tarihte bir daha saptayan ulu bir yapıttır. Bu yapıt, Türk ulusunun özgürlük ve bağımsızlık düşüncesinin ölümsüz anıtıdır. Bu yapıtı yaratan bir ulusun çocuğu, bir ordunun Başkomutanı olduğum için sevincim ve mutluluğum sonsuzdur.” dedi..

Karaoğlu açıklamasında  “Atatürk’ün Söylev’inin başında belirttiği gibi bir ülke ve toplum için düşünülmesi olanaksız tüm olumsuzlukların egemen olduğu, emperyal güçlerin ve onların yerli işbirlikçilerinin tam bir eşgüdümlü çalışmalar içinde bulunduğu, yokluklar ve sıkıntıların doruğunda ve bütün umutları yok olduğu bir ortamda etnik köken mezhepsel ayırım olmaksızın ulusun tüm bireylerinin Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşlarının etrafında kilitlenerek öz veriyle başlatıp sonlandırdığı bu ulusal şahlanış hiç beklemedikleri bir anda emperyal güçlerin hayallerini kâbusa dönüştürmüştür. Bu Sanayi Devrimini tamamlamış, silah teknolojinin doruğunda ürünlere sahip batılı emperyalist güçlerle, yokluklar ve sefaletin kol gezdiği, sömürgeciliğin altında ezilen doğulu toplumların önlerinde yer alan
14199339_1081414241896543_1504514676914269592_nTürklerin bir bilek güreşi, bir başkaldırışı ve dur deyişidir. Bu bir varoluş mücadelesidir ve ikinciler lehine sonuçlanmıştır. 1919 – 1922 yılları arasında gerçekleşen bu onurlu savaş Cumhuriyet tarihimizin silahlı mücadele aşamasını oluşturur. İkinci büyük aşama 1922 – 1937 yılları içinde gerçekleşecek olan tam bağımsız Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurulup çağdaş, evrensel değerler etrafında yapılanmasıyla tamamlanacak olan aşamadır. Bu yine inançlı ve özverili çalışmayı zorunlu kılmıştır. Bu mücadelenin de iki yönü olduğu unutulmamalıdır. Birinci yönü batının yüzyıllar boyunca uyguladığı politikalar sonunda ülkede yerleşmiş olan siyasi ve ekonomik yayılmacılığın kırılması batılı sermaye ve şirketlerin son kalıntılarının defedilmesi yolunda dışarıya el avuç açmadan yerli sermaye, emek ve teknoloji ile gerçekleştirilen ulusal kalkınma atılımları ile sanayileşen ve kendine yeterli olan Türkiye gerçeğidir.  İkinci yönü ise yüzyıllarca izlenen yanlış politikalarla ülkede kurumlaştırılmış olan doğunun dini, sosyal ve siyasi baskısının kaldırılmasıdır. Çünkü gericiliği, tutuculuğu, çağ dışılığı beraberinde getiren bu yapıyı kırmak onun yerine evrensel değerlerle donanmış çağdaş ve modern Türkiye’yi kurmak hiç de kolay olmamıştır. Sonuç olarak 30 Ağustos Utkusu Cumhuriyet tarihimizin sadece batıya değil doğaya karşı verilen var oluş mücadelesinin önemli bir dönemeci, kilometre taşıdır. Her ulusal bayramımızı toplumun bir kesimine armağan eden Atatürk, 30 Ağustos Utkusunu göz bebeğimiz şanlı ordumuza armağan etmiştir. Bugün çeşitli bahane ve uydurma senaryolarla üzerine gidilerek yıpratılmaya çalışılan Atatürk’e ve Silahlı Kuvvetlerimize teşekkür borcumuz olduğunu unutmamalıyız. Bunun yanında Silahlı Kuvvetlerimize sızan FETÖ TERÖR ÖRGÜTÜ elemanlarının temizlenmesi ve yeniden güçlü TSK oluşturulması gerekmektedir. Fethullahçı kalkışmanın, özellikle dış bağlantıları bakımından öncelikli amacının TSK üzerinden Türkiye’nin güçsüzleştirilmesi olduğu göz ardı edilmemelidir.

Silahlı Kuvvetlerimize sızan  FETÖ TERÖR

ÖRGÜTÜ elemanlarının temizlenmesi ve

yeniden güçlü TSK oluşturulması

gerekmektedir.”

CIA güdümlü Fethullahçı kalkışmanın ortaya koyduğu tehlikeleri önlemek için alınması gereken önlemler, Türkiye Cumhuriyetinin laik ve demokratik kurucu değerleri etrafında bütünleşmeyi gerektirmektedir. Başta adliye ve mülkiye olmak üzere devleti kuşatan Fethullahçı yapıdan kalıcı olarak arınmanın en etkili panzehri bu değerler bütününü oluşturan Atatürkçü düşüncedir.15 Temmuz Fethullahçı kalkışmanın en değerli ortak paydamızın laik demokratik Atatürkçü Düşünce olduğunu ortaya koymuştur. Hem Türkiye’de hem dünyada yolunu bulmakta zorluk çekenler için Atatürkçü düşüncenin ışığı önümüzde kutup yıldığı gibi takip edilmeyi beklemektedir.Atatürk’ün kurduğu laik ve demokratik Türkiye Cumhuriyeti sonsuza kadar yaşayacaktır” ifadelerinde bulundu 

 

Web Tasarım & SEO: Best4SEO