Karabük Üniversitesi Artı Kariyer Kulübü, Türk Alman Dayanışma ve Entegrasyon Derneği (TANDEM) ve Konrad Adenauer Stiftung Derneği ile ortaklaşa düzenlenen “Avrupa Birliği 113. Sertifika Programı” başladı.
Karabük Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Konferans Salonu’nda düzenlenen Avrupa Birliği 113. Sertifika Programı başladı. 08- 12 Nisan tarihleri arasında gerçekleşecek programda alanında uzman akademisyenler tarafından Avrupa Birliğinin oluşumundan AB – Türkiye ilişkilerine kadar birçok konu ele alınıyor.
“Türkiye’ye Avrupa kapısı hala açık tutuluyor”
Programın açılış konuşmasını yapan Konrad Adenauer Stiftung Derneği Türkiye Temsilcisi Walter Glos, Türkiye ile Avrupa Birliği ilişkilerinin zor bir dönemden geçtiğini belirterek konuşmasına şu sözlerle devam etti:
“Türkiye – Almanya ilişkileri çerçevesinde Türkiye’ye Avrupa kapısı hala açık tutuluyor. Türkiye ile Almanya arasında özel ilişkiler var ve bu özel ilişkileri kullanmamız gerekiyor. Mayıs’ta düzenlenecek Avrupa Parlamentosu seçimleri Avrupa Birliği açısından çok önemli. Özellikle son dönemlerde Polonya, Macaristan ve İtalya’ya baktığımızda Avrupa’da olumsuz şeyler olduğunu görüyoruz. Bunlar da bizi üzen gelişmeler.”
“Avrupa Birliği’nin genç ve dinamik Türkiye’ye ihtiyacı var”
Sertifika programının ilk gününde Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Türk Alman Dayanışma ve Entegrasyon Derneği (TANDEM) Başkanı Prof. Dr. M. Nail Alkan tarafından “AB-Türkiye İlişkileri ve Avrupa Birliği’nin Geleceğine İlişkin Tartışmalar” konulu sunum gerçekleştirildi.
Avrupa Birliği nüfusunun 2018 yılı itibariyle 512,6 milyona ulaştığını belirten Alkan, “Bu rakam dünya nüfusunun yüzde yedisine tekabül etmektedir. Avrupa Birliği, Çin ve Hindistan’dan sonra dünyanın üçüncü büyük nüfusuna sahiptir. Genişletme hareketleri sonucunda giderek kalabalıklaşan Avrupa Birliği için kurumsal bir yapılanma ve derinleşme ihtiyacı kendini hissettirmeye başladı.” diye konuştu.
Prof. Dr. Alkan, Avrupa’nın 240 milyon aktif iş gücüne sahip olduğunu ifade ederek, “2050 yılında bu sayı 207 milyona düşecektir. Üçüncü dünya ülkelerinden AB’ye gerçekleştirilen göçlerin durdurulması halinde bu sayı 169 milyona düşecektir. Avrupa Birliği’nin genç ve dinamik Türkiye’ye ihtiyacı var.” şeklinde konuştu.
Türkiye, Arnavutluk ve İzlanda ülkelerinin Avrupa Birliği adayı ülkeler olduğu hatırlatan Prof. Dr. Alkan, Bosna Hersek ve Kosova’nın ise Avrupa Birliği’nin potansiyel aday olarak kabul ettiği ülkeler arasında yer aldığını belirtti.