KARABÜK TSO BAŞKANI TUNCAY ÖZCAN ; “NE MUTLU Kİ BİZE ARTIK ŞEHİT KANI İLE MÜHÜRLENMİŞ BİR DEMOKRASİMİZ VAR” DİYEREK BASIN METNİ YAYIMLADI.
iŞTE ÖZCAN’IN YAYIMLADIĞI BASIN AÇIKLAMASI ;
DEMOKRASİMİZ ARTIK KUTSALIMIZDIR
Binlerce yıl savaştık. Düşmanımız bizi bildi ve biz düşmanımızı düşman bildik. Biz bu toprakları çok büyük bedeller ödeyerek vatan edindik. Asla hıyanet içinde olmadık. İçimizde yeşerme gayretini farkettiğimiz zararlı otları ayıkladık, barındırmadık. Siyasi tercihlerimiz her ne olursa olsun, demokratik farklılıklarımızı kazanım bildik ve harici, dahili bütün fitnelere rağmen şeref ve haysiyetimizden eksiltmeden inadına çoğaldık. Tarih boyunca devletler kurma ve devlet kalma töremizden kutsal kitabımızdan aldığımız referans gereği zerre taviz vermedik.
Lakin,
Mensubu olmakla şereflendiğimiz dinimizi, yani inancımızı kullanarak sinsi, hain, zalim niyetlerini günbegün yeşerten, sempatik çehreli şeytan askerlerini farkedemedik. 15 Temmuz gecesi bu ülkenin kaynakları ile semiren şeref fukarası hainler bütün kirlenmişliklerini niyet olmanın daha ötesine geçirerek adına darbe dedikleri ucube planlarını ifşa ettiler. İnsanlık tarihinin görmediği zalimlikle devletimize ve insanımıza kastettiler. Lanet olsun doğdukları güne, yazıklar olsun manevi diye vasıflandırdıkları zavallı sahte samimiyetlerine.
Ne mutlu bize ki…
Bir karış vatan toprağı için canını hiçe sayarak tankların önüne yatanlarımız vardı, Başkomutanımızın bir talimatı ile meydanlara şehadet şerbeti içmeye koşanlarımız vardı, Bombalar altında çalışmaya devam eden, bu aziz milletin seçilmişleri, Gazi Meclisimiz vardı, Peygamber ocağı bildiğimiz Silahlı Kuvvetlerimizin bunca sızıntıya rağmen temiz kalmış kirlenmemiş şerefli, vatanperver askerleri vardı, Bu ülkenin güvenliğini emanet ettiğimiz Emniyet Güçlerimizin kahraman mensupları vardı, Kendi canı pahasına, milleti ile birlikte saf tutmak için dik duran, kefeni refakatinde bir Cumhurbaşkanımız, Başkomutanımız vardı,
Ve,
Ne mutlu bize ki…
Artık şehit kanı ile mühürlenmiş bir demokrasimiz var. 15 Temmuz 2016 tarihi şehitlerimizin kanı ile can bulan yeni demokrasi kazanımımızın kutsallaştığı tarihtir. Biliriz ki, milletimizin onuru ve namusu kutsalımızdır, rabbimizin emaneti bildiğimiz kardeş kanı kutsalımızdır, bu aziz vatanın her bir karış toprağı kutsalımızdır, mahremine canı pahasına sahip çıkan, nankör, hain, kalleş insan artıklarına haddini bildiren, bu aziz milletin her bir ferdi kutsalımızdır. Ve artık gerçek anlamda kanla, canla, mücadeleyle hakedilmiş demokrasimiz kutsalımızdır.
Biliyor ve inanıyoruz ki; 15 Temmuz tarihi birlik ve beraberliğimiz, demokrasimiz adına bir milattır. Muhataplarının anlayacağı dilden demokrasi mücadelemiz artan bir kararlılık ile devam edecektir. Arık bütün maskeler düşmüş ve ardına saklanılacak manevi bir sempati de kalmamıştır. Tehlike bitmiş ya da geçmiş değildir. Bu ülkeye muhakkak zarar verme niyet ve isteklerinin devam edeceğini biliyoruz. Bu hain FETÖ terör örgütü dahili ve harici bütün kirlenmiş niyetlerle işbirliğini de düşünecek kadar gözü dönmüş ve zalimdir. Uyanık kalmak, birlik ve beraberliğimizi muhafaza etmek zorundayız. Millet ve Devlet birlikteliğimizi beslemek mecburiyetindeyiz. Gerektiğinde yine ama bu kez davet bile beklemeden meydanlara akın akın çoğalarak üniformasız asker kimliğimizle vatan için, demokrasi için dimdik duruşumuza devam etmeliyiz. Ve ayrıca, bu hainlerin devlet ve millet içerisinden ayıklanma ve arındırma sürecinde
hayata geçirecekleri her türlü algı yönetimine karşı uyanık olmalı ve bunların hileli masumiyetlerine asla inanmamalıyız. Zira artık niyetler bellidir, hainler bellidir.
Bu süreçte,
Taraf ve temayülünü kazanan tarafa bakiye bırakarak bekleyen menfaat müsveddelerine inat, ülkesini sahiplenmek için meydanlara koşan milletimize, 25 gündür sabaha kadar meydanlarda bekleyen demokrasi nöbetçilerine, Tankların ve silahların önüne bedenini siper ederek ruhunu şehadete taşıyan kahramanlarımıza, bedeni ve ruhundaki bütün yaraları ömür boyu şerefle taşıyacak olan gazilerimize, Silahlı kuvvetlerimizin ve Emniyet güçlerimizin şerefli mensuplarına, Ülke ve demokrasi duyarlılıklarını meydanlara taşıyan bütün Sivil Toplum Kuruluşlarına, Demokrasi mücadelesi için ideolojik bütün farklılıklarını bir tarafa bırakarak tek yürek, tek ses olan Siyasi partilerimizin değerli başkanlarına, Başbakanımıza ve kararlılığından, dik duruşundan asla taviz vermeyen Başkomutanımız, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a minnetle şükranlarımızı sunuyoruz..”