Cumhurbaşkanlığı Külliyesindeki Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezinde gerçekleştirilen 2024-2025 Yükseköğretim Akademik Yılı Açılış Töreni’ne, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Yusuf Tekin, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar ve Yükseköğretim Kurulu Üyeleri ile ilgili kurum başkanları, büyükelçiler ve üniversite rektörleri katıldı.
Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen 2024-2025 Yükseköğretim Akademik Yılı Açılış Töreninde Karabük Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Kırışık’a Demir Çelik Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. Recep Demirsöz, Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu Müdürü Dr. Öğretim Üyesi Gökhan Oruç Önalan, Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Müdürü Dr. Öğretim Üyesi Durdane Yılmaz Güven ve Bilgi İşlem Daire Başkanı Dr. Öğretim Üyesi İsa Avcı eşlik etti.
Açılış töreninde konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yeni akademik yılın üniversite camiası, bilim ve araştırma merkezleri olan üniversiteler, her daim ilim peşinde koşan öğretmenler ve öğrenciler için hayırlı olması temennisinde bulundu.
Bir milletin insanlığın ortak bilgi birikimine katkıları oranında güçlü olduğunu dile getiren Erdoğan, bilgiyi üreten, işleyen, geliştiren, yayılmasını sağlayan merkezlerin ise hiç şüphesiz üniversiteler olduğunu belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Akademi sadece bilgi aktarım yeri değil, aynı zamanda bir ülkenin ihtiyacı olan tüm fikri temellendirmelerin zeminidir. Bununla birlikte akademi bir ülkenin ihtiyacı olan pozitif ve sosyal bilimlerin can damarıdır.” dedi.
Bu anlayışla milletin teveccühüyle ülkeyi yönetme görevini devraldıkları günden beri gündemlerinin en başına eğitimi yerleştirdiklerini ifade eden Erdoğan, okul öncesinden başlayarak yüksek öğrenime kadar her aşamada Türk eğitim sisteminin iyileştirilmesini temel öncelik olarak belirlediklerini söyledi.
Geriye doğru bakıldığında imkansız görünen nice düzenlemeyi kararlılıkla hayata geçirdiklerini belirten Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“2002 yılında 76 olan yükseköğretim kurumu sayısı bugün itibarıyla 208’e ulaştı. Yine bu dönemde öğrenci sayısı 2 milyondan 7 milyonun üzerine çıktı. Hem kuruldukları şehrin mirasını evrensel değerlerle buluştursunlar hem de gençlerimize fırsat eşitliğini sağlasınlar diye her ilimize bir üniversite kurduk. Şu anda, 81 vilayetimizin hepsinde üniversite var. İstanbul, Ankara, İzmir dışındaki illerimizde de üniversite sayıları ihtiyaca göre 2’ye, 3’e, 4’e yükseldi.
Yükseköğretim bütçesini 2002 yılında 2,4 milyar liradan, 2024 yılında 341 milyar liraya getirdik. Üniversitelerimizin yaygınlaşmasıyla birlikte okullaşma oranı da arttı. 2003 yılında yüzde 15 olan yükseköğretimde net okullaşma oranı, yüzde 50’ye ulaştı. Kadınlarda yükseköğretimdeki net okullaşma oranı yüzde 14 iken, bugün bu oran yüzde 51’i buldu.
Göreve geldiğimizde 64 bin civarında olan öğretim elemanı sayısı bugün 185 bine çıktı. Böylece Türkiye, öğretim elemanı sayısı bakımından OECD ülkeleri içinde 8’inci sıraya yükseldi. Üniversitelerimizdeki kadın öğretim elemanı oranı ise yüzde 46,5 ile OECD ortalamasının 1 puan üzerindedir.”
Sayısal artışın bilimsel araştırmalara da olumlu yansıdığını, Türkiye’nin bilimsel yayın bakımından 29’uncu sıradan 17’nci sıraya yükseldiğini vurgulayan Erdoğan, bu artış oranının önemli olduğunu ama yeterli olmadığını söyledi.
Erdoğan, “Türk üniversitelerine yakışan, kısa vadede bilimsel yayınlarda ülkemizin ilk 10 arasına girmesini sağlamaktır. İnşallah sizlerin de gayretleriyle bu hedefe ulaşacağımıza inanıyorum. Cuma günü TEKNOFEST Adana’da gördüğümüz manzara, bu noktada bizlerin umutlarını daha da artırdı.” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 50 farklı kategoride 790 binden fazla takımın ve 1 milyon 650 binden fazla yarışmacının başvurduğu etkinlikte gençlerin ufkuna, heyecanına, azmine ve vizyonuna bir kez daha yakından şahitlik ettiklerini kaydetti.
Üniversitelerden teknoloji, fikir, teori, kavram, insanlığın ortak mirasını geliştiren bilimsel tezler üretmede kalitelerini göstermelerini beklediklerini belirten Erdoğan, “Bu süreçte, hükümet olarak her daim sizlerin yanında olacağımızı burada tekraren ifade etmek istiyorum.” dedi.
2002 yılında yaklaşık 16 bin olan uluslararası öğrenci sayısının bu yıl 340 bini geçtiğini, bugün 198 farklı ülkeden gelen misafir öğrencilerin Türk üniversitelerinde eğitim gördüğünü ifade eden Erdoğan, faşist çevrelerin propagandalarının tam aksine bu öğrencilerin neredeyse tamamının Türkiye’de kendi imkanlarıyla okuduğunu, ücretlerini kendilerinin ödediğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, misafir öğrencilerin Türkiye ekonomisine yıllık katkısının 3 milyar doları bulduğunu, 2010’ların başında bu rakamın sadece 200 milyon dolar olduğunu, 15 kat civarında bir gelir artışının söz konusu olduğunu vurguladı.
Buna rağmen, Amerika, Avrupa, Avusturalya gibi ülkelerle karşılaştırıldığında önlerinde katetmeleri gereken ciddi mesafenin olduğuna dikkati çeken Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Sistemin istismarına asla mahal vermeden, üniversitelerimizin uluslararası öğrenci hareketliliğinden aldığı payı daha da artırmalıyız. Yükseköğretimin altyapısında bunları yaparken, öğrencilerimize yönelik destekleri de göz ardı etmedik. Yıllarca, her akademik yıl başlayınca ülkenin en önemli gündemi üniversite harçlarıydı. Üniversitelerin içinde ya da dışında, gösterilerle, basın açıklamalarıyla, kimi zaman şiddet içeren eylemlerle üniversite harçları protesto edilir, bilhassa marjinal gruplar bu meseleyi sürekli istismar ederdi. Bizden önceki bütün hükümetlerin kulak tıkadığı bu soruna, 2012 yılında üniversite harçlarını kaldırmak suretiyle çözüm üreten biz olduk. 28 Şubat zihniyetinin üniversitelerimize vurduğu en büyük darbelerden olan katsayı adaletsizliğini ve kılık kıyafet yasaklarını ortadan biz kaldırdık. İkna odalarından geçilerek girilen üniversite utancına biz son verdik.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, devrim yaptıkları alanlardan bir diğerinin de yüksek öğrenim yurtları olduğunu söyledi.
Yurtlar konusunda dünyada eşi benzeri olmayan bir sistemi ülkeye kazandırmış olmanın gururunu yaşadıklarını vurgulayan Erdoğan, “182 bin olan yurt yatak kapasitesi, 22 yılda 810 bin ilaveyle 993 bine ulaştı. Yurtlarımızı, içerisinde banyosu, tuvaleti, buzdolabı, interneti bulunan otel konforunda odalara dönüştürdük. Bu sene başvuran her 100 öğrenciden 96’sına yurtlarımızda barınma imkanı sağladık. Keza, başvuran her öğrencimize burs veya kredi imkanı sağlayarak, ekonomik açıdan kendilerini destekliyoruz.” diye konuştu.
“Gençlerimizi modern popüler kültürün insafına terk edemeyiz”
Dijital platformlardan yayılan cerahatin, sapkın akımların, uyuşturucu illetinin, alkol belasının, televizyon dizilerinin özendirdiği mafya kültürünün, infaz ve ıslah sistemindeki boşlukların, bu acıların yaşanmasında rol oynadığını ifade eden Erdoğan, bu vakaların ekseriyetinde failin de mağdurun da gençlerden oluştuğuna işaret etti.
Erdoğan, millet ve devlet olarak, bu hadiselerin önüne geçecek adımlar atılmadığı takdirde Batılı ülkelerin karşılaştığı sıkıntılarla yüzleşmenin kaçınılmaz olduğunu belirtti. Erdoğan, şöyle devam etti:
“Gençlerimizi modern popüler kültürün insafına terk edemeyiz. Gençlerimizin sosyal medyanın ve dijital mecraların her türlü melanetin bulunduğu karanlık dehlizlerinde yitip gitmelerine seyirci kalamayız. Milletimizi asırlardır sarsılmadan ayakta tutan milli ve manevi değerlerimiz, bu mücadelede en büyük destekçimiz olacaktır. Üniversitelerimizin daha fazla sorumluluk alması, kendilerine emanet edilen gençlerimize daha fazla sahip çıkması gerektiğine inanıyorum. Sosyal, sportif ve kültürel faaliyetlerle gençlerimizin milli kimlik inşasına üniversitelerimizin katkı vermesi gerekiyor.”
Mazi ile ati arasında kurulacak köprünün en önemli ayaklarından birinin üniversiteler olduğunu bildiren Erdoğan, şunları kaydetti:
“Teröre, uyuşturucuya, alkol bağımlılığına, sapkın akımlara, suç çetelerine kaybettiğimiz her gencin vebali hepimizin üzerindedir. Önümüzdeki dönemi, tüm bu sorunların üzerine daha kararlı gittiğimiz, gereken adımları atıp netice aldığımız bir döneme tahvil etmek istiyoruz. Bu süreçte üniversitelerimizden, siz hocalarımızdan ciddi manada destek bekliyoruz.”
Erdoğan, 2024-2025 akademik yılının hayırlı olmasını, hocalar ve öğrencilere de başarı getirmesini diledi.
YÖK Başkanı Erol Özvar, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, 1960’lı yıllarda ODTÜ’de Türkiye’nin ilk hava savunma sistemini geliştirmek üzere bir araya gelen ekibin, 31 Mayıs 1969’da fırlattığı Ordot isimli roketin 80 santimetre ölçekli modelini takdim etti.
Engelli öğrenci Mertcan Altun da Erdoğan’a yapay zekayla oluşturduğu bir eserini sunarak, “Bu hediyeyi bütün engelliler adına Cumhurbaşkanı’mıza hediye ettim. Umarım beğenir.” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra bireysel, kurumsal, özel alan ve özel ödül olmak üzere 4 ayrı kategoride düzenlenen YÖK Üstün Başarı Ödüllerini sahiplerine verdi