Karabük Üniversitesi Artı Kariyer Kulübü tarafından, “Ecdadın İzinden Osmanlı Medeniyetine Yolculuk” konulu konferansı düzenlendi. Mühendislik Fakültesi Hamit Çepni Konferans Salonu’nda gerçekleşen konferansa Sultan 2. Abdülhamid’in torunu Orhan Osmanoğlu ve Payitaht Abdülhamid dizisi konsept danışmanı yazar Selman Kayabaşı ile Karabük Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Seyfullah Kara konuşmacı olarak katıldı.
Konferansta konuşan Orhan Osmanoğlu, Sultan 2. Abdülhamid’in dördüncü kuşak torunu ve 1974 yılına kadar sürgünde yer alan hanedan üyelerinden biri olduğunu ifade etti. Çok çirkin bir şekilde sürgün edildiklerini belirten Osmanoğlu, “Yaklaşık 125 – 135 kişi uzaktan ve yakından hanedan üyesi vardır, bunların içerisinden inanın bana yüzde 70’i üzülerek söylüyorum, Türkçe bilmiyor. Keşke o sürgünü bize belirli bir yere yapsalardı ya da sürgün edildiğimiz zaman takip edilseydik.” dedi.
Sultan 2. Abdulhamid’in en küçük oğlu Abid Efendi ile tanışmasına da değinen Osmanoğlu, Abid Efendi için “Gayet kibar ve ağırbaşlı bir beyefendi, tam bir şehzade” ifadelerini kullandı.
Osmanoğlu, Abid Efendi ile ilgili sözlerini şöyle sürdürdü: “Kendisiyle düzgün bir şekilde sohbet edemedim. Sebebi Türkçe bilmediğinden dolayı. Babam bize tercümanlık yapıyordu. Kendisine ’Türkiye’yi özlemediniz mi, Türkiye’ye gitmeyecek misiniz?’ diye sordum ve O da ‘Asla. Bizi kovanlar ve bizi oradan kovduklarından dolayı ben o ülkeye ayak basmam’ dedi.”
Türkiye’ye 1974’te geldiklerini, vatandaşlık alabilmek için 9 yıl bekletildiklerini aktaran Osmanoğlu, “Yaklaşık 9 sene kendi vatanımızda kimliğimizi alamadık. Kimliğe başvurduk, her sene dosyamız kaybolurdu. Turgut Özal duruma vakıf oldu, vatandaşlığımızı aldık.” diye konuştu.
Osmanlı hanedanından gelen insanların Cumhuriyeti yıkmak gibi bir meselesi olmadığını dile getiren Osmanoğlu, “Bu Cumhuriyet kurulurken büsbütün değerler kurutulmadı Allah’ın izniyle. Adnan Menderes, Turgut Özal, Recep Tayyip Erdoğan gelmiştir. Çok şükür bize sahip çıkan liderler çıkmıştır.” dedi.
Orhan Osmanoğlu konuşmasının sonunda Sultan Abdülhamid Han’ın son yıllarını geçirdiği Beylerbeyi Sarayı’nda gördüğü rüyasına da yer verdi ve şunları kaydetti:
“Sultan Abdülhamid, son yıllarında 1917’de Beylerbeyi Sarayı’nda hapis. Gece yarısı Müşfika Kadınefendi Sultan’ın sesiyle, bağrışıyla kalkıyor. Gece saat 02.30 gibi. Hemen odasına gidiyor ‘Sultanım ne oldu.’ diyor, ‘Yetiş hanım. Filistin düştü.’ diyor. ‘Olamaz Sultanım ordumuz orada savaşıyor, Allah’ın izniyle galip gelecektir. Haber gelmedi Filistin daha düşmedi, Kudüs emniyettedir.’ diyor. Kasımın ortalarında falandı, ‘Vallahi, billahi hanımım eğer Kudüs düşerse Medine, Mekke düşer. Medine, Mekke düşerse payitahtımız düşer, Osmanlı düşer, ümmeti İslam düşer.’ dedi. ‘Sultanım siz kötü bir rüya gördünüz.’ diyor. Sultan bunu rüyasında görüyor.”