Önceki gün neden aday yapılmadığını ve Karabük’te MHP neden bir milletvekili kayıp ettiğini kendi yorumları ile basın toplantısında açıklayan 25.dönem MHP Milletvekili Durmuş Yalçın’a, Ülkü Ocakları İl Başkanı İsmail Taş’dan yanıt geldi.
Yalçın basın toplantısında , Belediye Başkanı Rafet Vergili’nin İsmail Taş’ı atamak istiyoruz olmuyor dediğini ancak neticede atandığını, belirterek İl başkanlığına ve Belediye Başkanı Vergili’ye suçlamalar yapmıştı.
İşte Ülkü Ocakları Başkanı İsmail TAŞ’IN Cevabi yazısı..
YÜCE TÜRK MİLLETİNİN DİKKATİNE
Ülkü Ocakları İl Başkanı, Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Genel Başkanı Sayın Olcay KILAVUZ beyin takdiri ve emirleri doğrultusunda atanır. Bunun haricinde Ülkü Ocakları Başkanını atamak hiç kimsenin haddi ve çapı değildir. Bunun böyle olduğundan bir haber olan şahıslar, yine bu hareketiyle Teşkilatta neden kabul görmediklerini ve kendi seviyesizliklerini bütün Kamuoyuna göstermişlerdir.
Seçim sürecinde iki kelimeyi bir araya getiremeyenler Vekilliği bittikten sonraki ilk fırsatta Ülkü Ocakları gibi mukaddes bir Dergâhın Başkanına hakaret eder gibi dil uzatması haddini aşmasından ve kendini bilmezliğinden başka bir şey değildir. Karabük Ülkü Ocakları İl Başkanı olarak, kendi vekilliğini istemediğimi söyleyen zat benim ve Teşkilatımızın gece-gündüz demeden, İlçe İlçe, Mahalle Mahalle, kapı kapı seçim çalışması için sabahlara kadar uyumadan kendi ailemizi bile görmeden vinçlerin üzerinde canımız pahasına çalıştığımızı sakın ola unutmasınlar!
Televizyon programına çıkmayı keramet ve marifet sanan; her cümlenin başında Teşkilatçılığın edep ve adabından bahseden şahıs! Saptırılmış ve yanıltıcı bir üslup ile Teşkilatın mahremi olan konuları dile getirerek bir kez daha edep-adap ve adamlığını göstermiştir.
Bizler için hiçbir zaman şahıslar önemli değildir. Baki olan davamızdır. Bunu en iyi bilen yine söz konusu olan şahıstır. Bütün bunları bilmesine rağmen bizleri eleştirme değil, ağzına alma cüretinde bulunanlara HAKKIMIZ YEDİ CİHANDA HARAMDIR.
Milliyetçi-Ülkücü Hareketin şu buhranlı dönemde Aziz Milletimizin bekası ve tebası için verdiği Kut’lu Mücadele de fellik fellik kaçanlar, meydanlarda görünmeyenler, hiçbir çalışma içerisinde ve gayretinde olmayanlar, ”Sözde” İnanmış olduğu Dava ve Partisine Oy verdiğinden dahi şüphe edilen bir aklı evvelin bu konularda hiçbir şekilde söz hakkı yoktur.
Bundan böyle- Kimliğini ve sıfatını bu Teşkilatlar sayesinde kazanarak apolet takanlar; Herkes Haddini ve yerini iyi bilsin. Aksi takdirde Ülkücü Hareketin tavrına maruz kalacaklardır.”