Karabük CHP Merkez İlçe Başkanı Ali Yavuz “Safranbolu Belediyesinde çalışan işçilerin refahını sağlayan uygulamalar bir bir uygulanırken diğer yanda, Karabük Belediyesinde ki işçilere reva görülen adaletsizlik kabul edilemez.” dedi
Karabük Belediyesi işçileri adeta kaderlerine terk edilmiş durumda açıklaması yapan Yavuz; “AK Parti yönetimindeki Karabük Belediyesi’nde çalışan emekçiler, sendikalar arası bir tercihte bulunmamış, doğrudan mevcut sendikalarından istifa ettirilmişler. Bu istifa süreci sonrasında ise yeni bir sendikaya geçiş yapılmadan, sendikasız bırakıldılar. Sendikasız kalan işçiler, toplu iş sözleşmelerinin getirdiği zam ve diğer haklardan yararlanamaz hale geldiler. Temel haklarından yoksun bırakılarak, ekonomik kriz ve yüksek enflasyonla tek başlarına mücadele etmek zorunda bırakıldılar. İşçiler, en temel hakları olan sendikal temsilin ellerinden alınmasıyla birlikte, seslerini duyuracak bir merci bulamıyorlar ve bu durum onları daha da yalnızlaştırıyor. Karabük Belediyesi’nde işçilerin taleplerine kulak veren kimse yok. İşçiler, en temel hakları için kapı kapı dolaşıyor, seslerini duyurmaya çalışıyor. Hak ettikleri ücreti, insanca yaşam koşullarını talep etmek, onları baskı altına alarak sindirilmeye çalışılan bir mücadeleye dönüşmüş durumda. İşçilerin sendikal haklarına yönelik bu müdahaleler, emekçi düşmanı politikaların somut bir örneğidir” dedi
Yavuz CHP Yönetiminde ki Safranbolu Belediyesi’nde ise tam anlamıyla başka bir dünya var. diyerek yaptığı paylaşımda şu ifadelere yer verdi; ” Cumhuriyet Halk Partisi yönetimindeki Safranbolu, işçilerini enflasyona ezdirmemek için %30’luk zam yaparak maaşları 32-33 bin TL seviyesine çıkardı. Günlük yemek ücretlerini de 170 TL’ye yükseltti. Bu iyileştirmeler, işçilerin geçim derdine bir nebze olsun çözüm sunarken, emeklerine saygı duyulduğunu gösteriyor. Safranbolu Belediye Başkanı Elif Köse, “Mesai arkadaşlarımın mutluluğu bizim mutluluğumuzdur” diyerek işçinin hakkını teslim ediyor ve onların yanında duruyor.Safranbolu örneği, Karabük Belediyesi’nin ne yapmadığını ve aslında ne yapması gerektiğini gözler önüne seriyor. Her emekçinin hakkını alması gereken bir düzende, Karabük’teki bu zulüm, işçilerin sabrını zorluyor. Artık yeter! Karabük’te işçiler onurlarıyla, emeklerinin karşılığını almak için verdikleri bu mücadelede yalnız bırakılmamalı. Hak ettikleri adalet sağlanmalı, alın terlerinin değeri verilmeli. Çünkü adaletin olmadığı bir yerde, yönetimin halkı temsil etmesi de mümkün değildir.”