Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya

Esnaf Odası Başkanı Yıldırım “Esnaf Zor Durumda”

Karabük Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Yıldıray Yıldırım, “100. Yıl

Karabük Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Yıldıray Yıldırım, “100. Yıl Esnaflarımız mağdur, denetimler bir yanda faiz ve gecikme zamları öte yanda Esnaf ağlıyor köşede, tüm bunlara paralel Karabük Göç veriyor öte yanda” diyerek sosyal medyasından detaylı bir açıklama yaptı

 

İşte Başkan Yıldırım’ın yaptığı o açıklama;

 “100 Yıl Esnafımız bir yandan sigara denetimi, bir yandan vergi denetimi, bir yandan iş yeri sahiplerinin fahiş kira artışları, SGK, sağlık, tarım denetimleri sürekli baskı ceza, 2. Öğretimden kaynaklı ve diğer sebeplerden öğrenci azalması, trafik denetimleri, burada ticaret yapan esnaflarımız büyük sıkıntıda. Bir yandan da üniversitemizle ilgili çıkan olumsuz haberler. Bu haberlerin ulusaldaki etkileri. Üniversitemiz, Karabük ekonomisini ayakta tutan en önemli faktör. Ticaretin kalbi 100. yılın yok olması üniversitemizin küçülmesi, Karabük ün hızla köy olması demektir. Ve buda başlangıç yoluna girmiştir. Kavgadan uzak, ortak akıl ile üniversitemizi büyütmek, olumlu başarı haberlerini yapmak, başarılı haberleri paylaşmak, ulusala taşımak hepimizin görevidir. Unutulmamalıdır ki üniversiteyi idare edenler gün gelir değişir. Orada ticaret yapan şahıslar gün gelir değişir. Ancak üniversite asla değişmeyecektir. Küçülürse Karabük kaybedecek büyürse Karabük büyüyecektir.

Denetimler; Esnafımız sanayicimiz tüccarımız, çiftçimiz işçi çalıştırarak istihdama, vergi vererek ekonomiye can vermektedir. Devletine hiçbir yükleri olmadığı gibi, azımsanmayacak derecede iş yükünü çekerek ülke ekonomisine katkıları çoktur. So zamanlarda polisiye sayılabilecek tedbirlerle sürekli olarak denetim ve cezalarla karşı karşıyalar. Bu ekonomiyi tamamen küçültür. Motivasyonu azaltır. Dönülmez bir sona getirir. Enflasyonunun ana sebepleri yüksek faiz ve hızla tekelleşen ulusal zincir mağazalardır. Küçük esnaf yok oldukça ekonomide yok olacaktır. Fahiş fiyatında en büyük sebebi tekelleşmedir. Bizim önerimiz belli . Her üretilen ürünün üzerinde fiyatı yazsın. Her ürün her yerde aynı olsun. Bu ulusal mağazaların işine gelmiyor. Stokçuluk ve tekelleşmeden para kazanıyorlar. Küçük esnafın stok yapma gibi fiyat belirleme gibi bir gücü yok. Ürün üzerinde fiyat yazarsa fahiş fiyat diye bir sorun kalmaz.

Faiz ve gecikme zamları; Ekonominin büyümesi faizlerin düşmesi ile doğru orantılıdır. Faizler ve gecikme zamları katlanılabilir sınırın çok üstüne çıkmıştır. Fahiş fiyatın önlenmesi, enflasyonun düşmesi, ekonominin düzelmesi için faizlerin acilen düşmesi gerekmektedir. Piyasaların bu denli gergin olması , önlenemez çıkmaza gidişi hızlandırmaktadır. Çoğu ticaret erbabı çıkış yolu aramaktadır. Arayış içindedir. Diğer taraftan mevduat faizlerinin fazla olması ticaretteki zorluğun artması ile çıkış yolu olarak düşünülmektedir. Son zamanlarda çoğu esnafımızdan herşeyi satarım parayı faize yatırırım daha çok kazanırım söylemini çok duymaktayım. Piyasaları rahatlatıcı önlemler alınması acilen gerekmektedir.

Karabük te göç; “ Evet ilimiz işsizlik kaynaklı göç veren nadir illerdendir. Bunun için ortak akılla yatırımcı çağırmaya, sanayi alanları oluşturmaya ihtiyaç vardır. Mevcut yapı ihtiyaca cevap veremez olmuştur. Acilen sanayi alanlarını çoğaltmalı, şehrimizi büyütmeliyiz. Masala Tekstilkent kurulmalı. Mobilyacı esnaflarımız için bir sanayi sitesi yapılmalıdır. Yine çeliğe demire bağlı katma değeri yüksek imalata yönelmemiz gerekir. Bunun için şehir eşrafı belirlenmeli ortak akıl devreye girmelidir.

Bankaları boykot listesine aldık; en kötü günlerde esnafımıza hep sırtını döndüler. Tüm esnaflarımızı mümkün olduğunca az bankayla çalışmaya, kredi ve kredi kartından mümkün olduğunca uzak durmaya, pos cihazlarında en az komisyonu veren bankadan tek pos kullanmaya davet ediyorum. 1 esnaf günlük en kötü 15 – 20 tl pos geçiyor. Komisyon % 4-5 civarlarında bu 20 bin tl geçen esnaf için günlük 1.000 tl bankaya komisyon vermek demek. Asgarisi ödenen bir kartın faizini, erken kapatma masrafı, gecikme zammı, çek ücreti, eft masrafı, eksi hesap faizi, bankaların eli sürekli esnafın kasasında. En çok parayı esnaftan kazanıyorlar. Ancak 14 bin tl maaş komisyonları bile emekli işçi ve memura havada uçuyor. Az bir gecikmen varsa kredi yok. Tam ihtiyaç hissetiğinde yanında yoklar. Ben esnaflarımızı bankaları boykota çağırıyorum. Esnaflarımız tek pos kullansın. Fazla pos cihazlarını, kredi kartlarını iade edelim. Banka hareketlerimizi en az seviyeye taşıyalım. Müşterilerimizi nakit alış verişe bankaya komisyon vereceğimize indirim olarak yansıtalım. Bu konuda duyarlı olalım. Bakın çok kısa zamanda neler değişecek.

Yapılandırma; Esnaflarımızın büyük bir bölümü vergisini sgk sını bağkurunu ödeyemiyor. Üstüne işletmelere yazılmış cezalar. Zaten ana para dan fazla gecikme zamı ve faiz. Ödenemeyen esnaf kefalet kredileri. Bir şekilde ödenemiyor. Devletimizinde bu yapılandırmalardan kazanacağını düşündüğümüzde bu beklenmeden çıkarılmalı. Esnaflarımız bu faiz ve ceza yükünden kurtarılmalı. Bankaların ödenen paralar için bile tuttuğu olumsuz siciller silinmeli.

Milletçe bölünüyoruz. En ufak bir olayda bölünüyoruz. Kimsenin kimseye tahammülü yok. Sabrı yok. Hep bir karşı karşıya gelme hep bir çekişme, entrika. Siyasette, takım tutmada, ticarette, aklımıza gelen her konuda diyelim. Hep bir fanatiğiz. Kimsenin fikrine saygımız yok. Aklıma gelen cüpbeli Ahmet hoca Karabük e gelmiş. Aman Allah’ım yorumlara bir bakın. Bir kısım bir kaşık suda boğacak. Bir kısım ise yere göğe sığdıramıyor. Hakaret derecesinde yorumlar. Ne ara biz bu durumlara düştük. Sevene de sevmeyene de neden saygı gösteremiyoruz. İllaki herkesin kendimiz gibi mi düşünmesi lazım. Bu kutuplaşma sınırları çok aşılıyor. Ufak sebeplerden kavgalar cinayetler oluyor. Bence bu konuların araştırılması, masaya yatırılması ve önlem alınması gerekiyor. Ne güzel demiş Mevlana “gel, ne olursan ol yine gel, ister kâfir, ister mecusi, ister puta tapan ol yine gel, bizim dergâhımız, ümitsizlik dergâhı değildir, yüz kere tövbeni bozmuş olsan da yine gel” diyerek”