Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya

KBÜ’Lü Arkeoloğun tarihe tuttuğu ışık

  Karabük’ün Eskipazar ilçesindeki

 

Karabük’ün Eskipazar ilçesindeki Budaklar köyünde, M.Ö II. yüzyılda kurulduğu belirlenen yerleşim alanında kilise bulunması sonrası gözler bu bölgeye çevrildi.

Hristiyan dünyasında bir anda yankı uyandıran, Türkiye ve Dünya gündemine ön sıralardan giren kilise ve o bölgede yapılan arkeolojik kazılar hakkında, kazı başkanlığını yürüten Karabük Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ersin Çelikbaş, çalışmalar sonucu ortaya çıkan 1500 yıllık kilise ve diğer önemli figürlerin tarihe bir ışık olacağını kaydetti.


Kazı sorumlusu ve bilimsel danışmanı  Yrd. Doç. Dr. Çelikbaş’ın yapmış olduğu açıklamalarda:

“Hadrianoupoliste yapılan çalışmalar sonucunda toplam 5 yapı ortaya çıkarılmış; bunlardan iki tanesi hamam, ikisi kilise ve bir tanesi de villa yapısıdır. Hadrianoupolis; arkeolojik veriler baz alınarak değerlendirdiğimizde M.Ö. II ve M.S. VIII. Yüzyıllar arasında, Bizans dönemini de kapsayan kesintisiz yerleşime tabi kalmış bir antik kent olup  çalışmalar 2003 yılında, Karadeniz Ereğli müzesinin yapmış olduğu kurtarma kazısı sonucunda kilisenin ortaya çıkmasıyla başlamıştır. 2006-2008 yılları arasında da devam eden çalışmalar, 2010 yılında benim de hocam olan Prof. Dr. Vedat Keleş başkalığında devam etti ve buradaki çalışmalara dâhil olduğum dönem oldu. 2015 yılında Prof. Dr. Keleş kazı başkanlığını bırakarak bayrağı bana devretti ve biz de yaptığımız çalışmaları layıkıyla yerine getirmek için çaba göstermeye devam ediyoruz. Hadrianoupoliste yapılan bu çalışmalar sonucunda toplam 5 yapı ortaya çıkarılmış, bunlardan ikisi hamam, ikisi kilise ve bir tanesi de villa yapısıdır.” dedi

 

. Doç. Dr. Çelikbaş  sözlerini şöyle tamamladı “Yapıların dönemine baktığımız zaman M.S. IV ve VI. Yüzyıllar arasına denk geldiğini görmekteyiz. Bu da Hadrianoupolisin ne kadar eski bir dönemde kurulduğunu söylesek de en parlak dönemini yine M.S. IV. Yüzyıldan sonra yaşadığını gösteriyor.2015’ ten günümüze kadar birçok çalışma yaptık. Kastamonu Müze Başkanlığının öncülüğü ve şahsımın bilimsel danışmanlığında buradaki arkeolojik çalışmalarımıza halen devam etmekteyiz. Bu yapıların dönemine baktığımız zaman M.S. IV ve VI. Yüzyıllar arasına denk geldiğini görmekteyiz. Buda aslında Hadrianoupolisin ne kadar eski bir dönemde kurulduğunu söylesek de en parlak dönemini M.S. IV. Yüzyıldan sonra yaşadığını söyleyebiliriz. Tabi bu söylemlerimizi arkeolojik verilerle desteklememiz de gerekir. Şahsımın da bulunduğu 2015 yılından sonraki çalışmalarda ise yoğunluğumuzu ‘kilise c’ olarak adlandırdığımız yeni bulduğumuz yapı üzerinde arttırdık. Kentin çekirdek bölgesinde yapmış olduğumuz bu çalışmalar sonucunda elimize çok önemli arkeolojik veriler geçti.2014 yılında Almanya’dan gelen bir ekiple jeoradar çalışması yaptık. Kentin çekirdek bölgesinde yapmış olduğumuz bu çalışmalar sonucunda elimize çok önemli arkeolojik veriler geçti. Jeoradar çalışması sonucu elde edilen arkeolojik verilerden bir tanesi de bu noktada bir kilisenin varlığıydı. Bunun planını biliyorduk fakat daha önce de söylediğim gibi bunları arkeolojik kazılarla desteklemediğimizde verilerin bir önemi kalmıyor. Bizler de elimizdeki jeoradar sonuçlarının vermiş olduğu verilere bağlı kalarak kazı çalışmalarına 2017 yılında başladık. Bulduğumuz yapının bir bölümü daha önceki jeoradar çalışmalarında elde ettiğimiz plana tamamen uymakta. Ve yaptığımız arkeolojik kazılar da buranın önemli bir kilise olduğunu bize sunmuştur.Anadolu’daki kilise mimarisini de incelediğimiz zaman bu yapının en eski kilise örneklerinden bir tanesi olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.Hadrianoupoliste daha önceden kazısı tamamlanmış iki tane kilisemiz mevcut fakat kiliseler VI. Yüzyıla ait. Bu kiliseye baktığımız zaman ise sahip olduğu mimari özellikler, üzerinde barındırdığı zemin döşemeleri bize milattan sonra V. Yüzyılı gösteriyor. Yani diğer kiliselerden yaklaşık yüzyıl önce yapılma ihtimali bulunuyor. Anadolu’daki kilise mimarisini de incelediğimiz zaman bu yapının en eski kilise örneklerinden bir tanesi olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Tabi bu kiliselerden daha başka bir yerlerde de var fakat bizim tabirimizle değerlendirirsek ‘Paflagonya Bölgesi’ yani Batı Karadeniz Bölgesi içerisinde bölgenin en önemli yapısı konumunda.Bu yapmış olduğumuz çalışmalar aslında Karabük ve çevresi başta tüm Batı Karadeniz Bölgesinin tarihinin aydınlatılmasında, tarihinin ortaya çıkarılmasında çok önemli mihenk taşıdır.Karabük ve çevresinde çok fazla arkeolojik çalışmalar yapılmamış. Bu yapmış olduğumuz çalışmalar aslında Karabük ve çevresi başta tüm Batı Karadeniz Bölgesinin tarihinin aydınlatılmasında, tarihinin ortaya çıkarılmasında çok önemli mihenk taşıdır. Bizler bu bilinçle çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Şu anda biz kilisenin küçük bölümünü açığa çıkardık. Önemli zemin döşemesi ve mozaik sanatı görüyoruz. Ortaya çıkan mimari yapı bile kilisenin ne kadar iyi bir işçiliğe ve sanatsal anlamda çok özelliğe sahip olduğunu gösteriyor.Karabük Üniversitesinin bir parçasıyım ve ben bu çalışmaları Karabük Üniversitesi adına yapmaktan mutluluk duyuyorum.Ben Erzurum’da öğrenciydim kazı yapmak için Çanakkale’ye giderdim lakin Karabük Üniversitesinin avantajı yüksek. Kazı yapmak isteyen öğrenci 30 km ileri gidip arkeolojik bir kazıya katılabilir. Karabük Üniversitenin bir parçasıyım ve ben bu çalışmaları Karabük üniversitesi adına yapmaktan mutluluk duyuyorum. Bizler aslında çalıştığımız kurumların önemli bir basamağıyız. Anadolu’da hala tarihimizi tam olarak ortaya çıkaramamış ve bunla uğraşmakta olan bir birimiz. Bir üniversite adına tarihi çalışma gerçekleştirmek üniversitelerin çalışmalarına bir basamak diye düşünüyorum ve özellikle Karabük üniversitesi bize bu konuda çok fırsat doğuruyor. Özellikle Rektörümüz Prof. Dr. Refik Polat hocamıza çok teşekkür ediyorum çünkü öğrencilerimizin stajlarını ve giderlerini de Üniversitemiz karşılıyor, bizde rahatlıkla öğrencileri buraya getirip sigortalı bir şekilde çalışmalarını sağlıyoruz. Kazı evimizi tamamladık, bulduğumuz eserleri muhafaza ediyoruz. Barınma sorunumuz da kalmadı, öyle ki yemeklerimizi bile kendimiz yapabiliyoruz. Öğrenciler burada pratik şekilde kazı yapabiliyor, bilim öğreniyorlar.”