Üzerinde yaşadığımız şehrin simgesi, Karabük Demir-Çelik fabrikaları, 1937
Yılında Başbakanımız İSMET İNÖNÜ tarafından temeli atılmış, 1939 yılında üretime geçmiş, ülkemizin İlk ağır sanayi fabrikasıdır.
M:Kemal Atatürk diyor ki “ Süngülerle, silahlarla ve kanla kazandığımız askeri zaferlerden sonra, kültür, bilim, fen ve ekonomi alanlarında da zaferler kazanmaya devam edeceğiz.”
Atatürk Liderliğindeki Genç Türkiye Cumhuriyeti, 1933 yılında Türkiye’de Planlı Ekonomiye geçmiş,
Devletçilik ilkesi doğrultusunda, önemli yatırımları devlet kendisi üslenmişti.
Türkiye’de ağır sanayinin kurulmasına dair kanun 17 Mart 1926 tarihinde kabul edilmişti. Resmi gazetenin 29 Mart 1926 tarihli 334 sayısında yayınlanmıştı.
Demir-Çelik sanayisinin kuruluş yeri araştırmalarına başlanmış, bu konu’da SÜMERBANK ile Erkan-ı Harbiye temsilcilerinden bir grup çalışmalara başlamıştır.
Nihayet, Demir-Çelik sanayi kuruluş yeri için, maden kömürü havzasına yakın olan “ KARABÜK” seçilmiştir. Bunu Seçerken Kurul, Atatürk ve İsmet İnönü’nün onayını da almıştı.
Karabük’ün seçilmesinde başka nedenler de vardır.
- Demiryolu güzergâhı üzerinde oluşu
- Yörenin İşçi yerleşmesine uygun oluşu
- Jeolojik bakımdan ağır endüstri kurulmasına elverişli oluşu.
3/Nisan/1937 yılında İngiliz Hükümeti ile işbirliği yapılarak, Başbakan İsmet İnönü’nün de katıldığı bir törenle Karabük Demir-Çelik fabrikalarının temeli atıldı.
Bu konuda, yazar Turgut Özakman, Cumhuriyet 2 kitabında şöyle diyor “ Türk mucizesi”
Sümerbank’ın yaptığı hazırlıklar sonuçlanmıştı. Karabük Demir ve Çelik Fabrikası’nın temeli 3 Nisan 1937 günü Başbakan İnönü tarafından atıldı. Fabrikanın montajı 2 yılda bitecekti. İlk entegre demir-çelik fabrikasıydı. 5000 İşçi çalışacaktı. Küçücük Karabük büyüyecek, Üniversitesi bulunan bir şehir olacaktı.
Böylede oldu. Büyük sanayi kuruluşlarının imalat ve montajını da gerçekleştirecek,
“fabrikalar yapan fabrika” diye anılacaktı.
Devlet sadece fabrika kurmakla kalmıyor, revir, misafirhane, lokanta, spor alanı çayhane, kantin, bahçe ve lojmanlar da yapıyordu. İlkokullar açıyordu.
Bunlar devletin Sosyal niteliğinin gerekleriydi.
Bunlara Örnekler verebilirim:
- Yenişehir Bölgesinde “ Havuzlu Bahçe “ yapılmış. İlk defa Karabük halkı, havuza girebiliyor, Çocuklarının önce sünnet düğününü yapıyor, sonra düğünlerini yapıyorlardı,
- Yenişehir ve 200 Evler semtleri kurulmuştu.
- İşçiler, Memurlar, Mühendisler için lokaller açılmıştı.
- Çarsı Merkezde, Site Sineması, Yeni şehirde “ Yenişehir Sineması “ açılmıştı.
- Yenişehir Lojmanları, işçi evleri,100 Evler, daha sonraları da, Safranbolu yolu üzerinde 5000 Evler kurulmuştu.
- Ayrıca işçilerin, ailelerinin sağlık sorunlarını çözmek için, hastane açıldı.( Bu günkü Vatan hastanesinin olduğu yer.)
Tüm bunlar yapılırken, kente sanatçılar geliyor, sinema, film galaları, tiyatro gösterileri yapılıyor, konserler gerçekleştiriliyordu.
Demir-Çelik Fabrikalarından 1981 yılında emekli olmuş, Hasan yılmaz ile görüştüm.
Şöyle dedi: O zaman Karabük yok, işçi yok, mühendis yoktu. Ben Ulus’ta yaşıyordum. Yetkililer köylere kadar geldiler. Bizler Karabük’e geldiğimizde, merkezde İstasyon binası, onların kaldıkları istasyon evleri vardı.
Bizler “Pavyon” denilen küçük barakalarda kalırdık. Mühendislerimiz, İngiliz ve Alman Mühendislerdi.
Karabüklü şair; TAHSİN ŞENTÜRK şiirinde:
“ Baca baca solumuş Karabük
Üretmiş pota pota
Anası olmuş nice fabrikanın
Birçok yapıyı o kondurmuş
Yurdun dört bucağına
Diyerek, ERDEMİR, İSDEMİR ve SEYDİŞEHİR Alüminyum ve birçok ağır sanayide Karabük’ün etkisini anlatıyor.
Karabük Demir – Çelik Fabrikasının Ekonomiye Etkileri:
Karabük’ 3 Nisan 1937’de temellerinin atılmasıyla 13 hanelik köyden, modern bir cumhuriyet kentine ulaşmıştır.
Karabük’ün adı ilk kez 1932 yılında Devlet Demiryolları haritasında bir tren istasyonu olarak resmi kayıtlara geçmiştir.
Dünya Tarihinde Demiri ilk işleyen ve kullanan millet, Cumhuriyet tarihinde de Karabük’te 1939 da Demir’i üretmeye başladı.
Bundan sonra Karabük Ekonomisi yükselmeye başladı. Şehrin çeşitli yerlerinde haddehaneler kuruldu.
Küçük sanayi siteleri açıldı. Fabrikanın kurulduğu yıllarda işçiler köylerine, hatta şehirlerine ( Ulus- Araç ) vardiya denilen otobüslerle sabah-akşam fabrikaya gidip gelirlerdi. Bu durum şehirde konut yapı kooperatifçiliğini başlattı.
Özellikle D.Ç fabrikalarında çalışan işçilerin ve diğer çalışanların kurdukları “ konut yapı kooperatifleri” yaygınlaştı. Bunlardan 5000 Evler projesi önemli gelişmedir. Bu gün 5000 Evler semti birçok il ve ilçenin nüfusundan büyüktür.
Cumhuriyetin kendi elleriyle kurduğu bu ilk Anadolu kenti, her yönüyle D/Ç fabrikasının kurduğu bir kenttir. Karabük Demir-Çelik fabrikaları Kent’le o kadar bütünleşmiştir ki, fabrika; çalışanlara ve yöre halkına 1 TL’li sembolik bir bedelle devredilmiştir.
Kar-Demir A.Ş. bu gün Türkiye de sermayesinin %50’sinden fazlasına çalışanların, yöre halkının ve emeklilerin sahip olduğu tek şirket olmuştur.
Karabük Demir-Çelik fabrikalarının dışında gelişen diğer sektörler:
Karabük bir sanayi şehridir. Tarım dışı sektörlerin ağırlık kazandığı nadir iller arasında yer almaktadır. Ancak demir-çelik imalatının yönlendirdiği imalat sanayisinin, tekstil sektörü dışında açılım sağlayamaması bir handikaptır.
Ancak son yıllarda Karabük sahip olduğu tarihi zenginliklere bağlı olarak, turizmde yaşadığı canlanmayla kent ticaretini de olumlu yönde etkilemektedir. Safranbolu bu konuda başı çekmektedir. Turizmciler Safranbolu da konaklanan gün sayısını 2 günden, 5 güne çıkarmak için mücadele etmektedirler.
Bir diğer gelişme üniversitedir. Karabük Üniversitesinde 50.000 üzerinde Öğrenci öğrenim görmektedir.
Bu çok büyük bir rakam, ekonomiye de katkısı büyük olacaktır.
Sonuç Olarak;
Karabük’te yaşayan bir vatandaş olarak olarak, Bu şehrin sınırları içinde, okumuş, daha sonra 35 yıl öğretmen olarak hizmet verdiğim kişi olarak, Karabük Demir-çelik Fabrikalarının yaşamasını, Turizm’in gelişmesini ve Karabük Üniversitemizin, uluslar arasında rekabet edebilen bir kurum olmasını istiyorum.
Bu kurumların gelişmesi ekonomim izinde gelişmesine yol açacaktır.
Yeter ki bu kurumların kıymetini bilelim, bu kentin Temelini Atan, Atatürk ve İsmet paşa’ya sahip çıkalım. Rantı değil, Karabük’ü çevreyi ve İnsana değer verelim. 81. yıl kutlu olsun.
81 yılda, Kent Meydanına yapılan Atatürk Büstü hayırlı olsun.