Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya

Radyo dinleyen kaldı mı?

Radyo dinleyen kaldı mı?Kaldı.Ben.Birkaç


Radyo dinleyen kaldı mı?Kaldı.
Ben.
Birkaç kişi daha var, adlarını vereceğim şimdi.
Sabah hastaneye gelirken TRT Türkü ya da TRT Nağme açıktır arabamın multimedyasında.
Git gel istekte bulunanların adlarını ezberledim.

Tabi Karabük’ten istekte bulunanların.
Bi zaman Edremit’ten biri vardı, henüz türkü istek bölümünün sosyal medya sayfası yokken telefonla arayanlardandı.


Biraz debelensem adını çıkaracam da neyse.
Karabük’ten istekte bulunanlarla yetinelim.
Söylim : Mehterler köyünden Murat Sıcak, Yenice’den Nurettin Değirmenciler, Safranbolu’dan Halil Ergin.
Her sabah isimleri TRT Türkü’den anılır.

Sosyal medya sayfasına, yani Facebook ya da İnstagram sayfasına yazıyorsun tamam.
Kolay anlayacağınız. Eskiden telefon, taa eskiden de mektup olayı vardı.
O zaman tek tük isimler söylenirdi.
Radyo bağlantım benim 80’lerin başına gider.

40+ yaşların bildiği, geri kalanın da TRT anonslarından belki duyduğu nostaljik görünümlü diye anılan ahşap iskeletli radyolu günlere.
Bizim bir tane vardı.

Babam onun için oturma odasında duvara bir raf yapmıştı. Açması kolaydı.
Namaz kılarken bile ajansları kaçırmazdı.
Ajanslar haber yani, haber kuşağı.
O zaman da haberler hep yönlendirme miydi ? Muhtemelen.


Boşuna dinlemişin baba. Ama olsun şanslısın, bunların çoğunun aslında doğru olmadığını öğrenmeden gittin doğmadan önce olduğun yere. Bu da bir şans.
O ahşap radyoyu bize emanet ettilerdi, yani baba evinden ben almıştım, TRT’den türkü ,şarkı dinlediydim yıllarca.
Atatürk Mahallemizde radyocu İlyas abi vardı, İlyas Taşdelen, Azdavaylı. Babam onu pek bi severdi.

Nazik adamdı ve CHP’liydi. Azlar birbirini daha çok sever. İlyas abi bizim pilli radyoyu elektrikliye de çevirmişti. Fişe takıp da dinledik.

Sonra o güzelim anıyı pert ettik.
80’lerin ortalarında bir yaz sıcağında öğle vakti, tek katlı 2 parçalı evimizin , sokağa küçük penceresi açılan odasında , Tommiks okurken , çıt sesiyle açıp , henüz derlenmiş “ Dam Başında Oturur, Çıkmış Kapı Süpürür.

Senin O Bakışların, Beni Bir Gün Bitirir. Oy Niye Yandım Niye, Nasıl Aldandım Niye” Aksaray türküsünü dinlediğim o radyo yok.
Ağla halime.