Olgunluk, efendilik bir yere kadar…
Gazeteciye SUS diye baskı kurmak bir yere kadar…
Benim haberime yer ver eleştiri haberi istemem demek bir yere kadar..
Yada KAMU adına yapılan haberlerden nema çıkartılması bir yere kadar..
Sabır taşı olsan çatlarsın diye bir söz vardır..
Ülkede yaşananlar, KARABÜK Ölçeğinde ki vurdumduymazlık hayatın akışın da ki samimiyetsizlik ile samimiyet çizgisinde kalabilmek de bir yere kadar..
Ahlaksızlığı, haramı hayatın en renkli projesi sayanlar, kendilerini bekleyen trajedik son hesabına dahil etmiyor ve hesap sorulmayacağını sanarak bir kez daha yanılıyorlar…
Nerede kaybettik yaşam sevincini bilmiyoruz ama kayıp ilanları ile eski güvenli huzurlu günlerimizi arıyoruz…
Ülkede Kadınlar, Çocuklar, Gazeteciler yaralı kuşlar gibiler, İyi halden indirim almak isteyen sessiz bir çoğunluk tarafından seyrediliyorlar..
Nasıl bir aşı yapıldı ve tuttu bilim adamlarının bile nutku tutuldu, dostluk, saygı, sevgi bağları kurutuldu, kolay yoldan elde edilen “popülerlik” saygınlığı solladı. Para her kapıyı açınca namus kavramı kalmadı, güven duygusu sıfırlandı.
Bakın caddelerde yürüyenlere kavga çıkarmak için bir bakış yeterli oldu, SEN BANA NİYE BAKTIN, SEN KİMSİN ile başlayan aymazca kavgalar moda oldu…
Vurmak kırmak eyleminde vahşileşmeyi sever olduk.
Dedik ya bize ne yaptılarsa yaptılar aşı tuttu.
Artık ne verirsen ELİNLE O gelir seninle madundayız..
Birde ORHUN Anıtlarının bilmem kaç kez yazdığımız o meşhur satırların zifiri karanlığında..
Ne demiş ORHUNLAR..
“İktidara Gelirken Dostları ile Geldiler..
İktidardayken DÜŞMANLARI ile Dost Olmaya Çalıştılar…
İktidardan düştüklerinde, YANLARINDA DÜŞMANLARI Yoktu Ancak,
Dostları da Kalmamıştı..”
Yazımızdan alınacak hassasiyeti gösterecek, Siyasiler, Bürokratlar, İş İnsanları, Dostlar, Gazeteciler velhasıl Baylar, Bayanlar, Kulağınıza bizden KÜPE olsun..
Gün doğmadan neler doğar…! Bugün yediğiniz HURMALAR gelir sizi Tırmalar…
Biz kimleri gördük DÜN EFE Bugün ofisinde küfe…